Bugun...


Zeki Özer

facebook-paylas
Hz Peygamberi Hatırlatma Üzerine Bir Hafta(?)
Tarih: 04-10-2024 00:03:00 Güncelleme: 04-10-2024 00:03:00


 

Mevlidi Nebevi ve Camiler ve Din Görevlileri Haftası, İslam âlemi için büyük anlam taşıyan önemli günlerdir. 

Ancak i bu günlerin Diyarbakır’da nasıll geçtiği konusunda ciddi soru işaretleri var. 

Bu hafta dolayısıyla Diyarbakır’da ne gibi faaliyetler yapıldı?

 Diyarbakır İl Müftüsü bu haftada topluma nasıl bir mesaj verdi ya da verdi mi? 

Yoksa yine sessiz mi kalındı? 

Bu önemli haftanın yüce anlamı yeterince vurgulanabildi mi? 

Cami ve din adamları, toplumu bir araya getirecek, bilinçlendirecek bir rol üstlendiler mi? 

Maalesef bu soruların cevapları iç açıcı değil.

 Camilerin Tarihi ve Misyonu 

Camiler, sadece birer ibadet mekânı değildir.

 İslam tarihine bakıldığında camilerin toplumun eğitimi, sosyal gelişimi ve adaletin yayılması için önemli merkezler olduğunu görürüz. 

Hz. Peygamber’in Medine’de inşa ettiği ilk cami, sadece ibadet yeri değil aynı zamanda bir üniversiteydi. O camide her türlü eğitim veriliyordu; ahlaktan hukuka, matematikten sosyal bilimlere kadar geniş bir yelpazede eğitim yapılırdı. 

O günkü camiler, toplumun eğitim merkeziydi, ilim dağıtılan kutsal mekânlardı. 

Bu camilerde yetişen Hz. Ömer, Hz. Halid, Hz. Ali, Hz. Osman, Hz. Ebubekir gibi büyük sahabeler, hem ilimde hem ahlakta hem de cesarette örnek olmuşlardır. 

Bugün bu isimleri övgüyle anıyoruz, ama o dönemdeki camilerin işlevini düşündüğümüzde, bugünün camileri bu misyondan ne kadar uzak!

Bugün hangi camimiz, bir üniversite görevi görüyor?

 Hangi camide ilim dağıtılıyor, halkı bilinçlendirecek programlar düzenleniyor?

 Camilerin bu asli misyonunu kaybetmiş olması, İslam toplumunun bugünkü sıkıntılarının başlıca sebeplerinden biridir.

 Din Adamlarının Sorumluluğu 

Din adamları, toplumun önderleri olmalıydı. Camilerde vaazlar verilmeli, toplumu bilinçlendirmeli, halkın sorunlarına çözüm bulmak için bir araya gelmeliydiler. 

Bugün, din adamları ne kadar halktan kopuk hale gelmiş durumda.

 Camilerde cemaate hitap eden imamlar, görevlerini yalnızca bir ritüel olarak yerine getiriyor, ama toplumun gerçek sorunlarına dokunmuyorlar. 

Bugün İslam âleminin içinde bulunduğu perişan durum ortada. 

Bir avuç Yahudi’nin dünya sahnesinde nasıl etkin olduğunu hepimiz görüyoruz. 

Ancak asıl acı olan, Müslümanların bu duruma karşı pasif kalmaları, camilerin ve din adamlarının sessizliği.

Bugün camiler, üniversite görevi görmüyor, Müslüman toplumun zihinsel ve manevi gelişimine katkı sağlamıyor. 

Bu görev neden ihmal ediliyor? 

Din adamları toplumun sorunlarına çözüm bulmak için ne yapıyorlar? 

Camiler ve din görevlileri, topluma rehberlik edecek bir rol üstlenmekten uzaklaştı. 

Bu nedenle Müslüman toplumlar, dünya sahnesinde geri kalmış ve çaresiz bir hale düşmüş durumda.

 Diyarbakır İl Müftülüğünün Sessizliği 

Diyarbakır İl Müftülüğü’nün, Mevlidi Nebevi ve Camiler Haftası gibi önemli günlerde topluma hitap etmemesi, halkla buluşmaması büyük bir eksikliktir. 

İl Müftüsü ve din görevlilerinin bu haftada kaç kişiye tebliğ yaptığını, kaç evi ziyaret ettiklerini sormak zorundayız.

 Topluma bu önemli haftada ne mesaj verdiler? 

Müftülük halkla ne kadar iç içe oldu? 

Maalesef Diyarbakır’da bu soruların cevabı genellikle olumsuz. İl Müftülüğü adeta kayıplarda. 

Halktan kopuk, toplumu bilgilendirme, yönlendirme ve eğitme görevlerini yerine getirmekte yetersiz.

Bugün Diyarbakır İl Müftüsü bu önemli günlerde halkla buluşmalı, basına açıklamalar yapmalıydı. Camilerde programlar düzenlenip, Peygamber Efendimiz’in hayatı ve mesajları anlatılmalıydı.

 Bu eksikliğin bedelini yalnızca din adamları değil, tüm toplum ödüyor.

 Bugün Müslümanlar, din adamlarının rehberliğinden mahrum kalmış durumda. 

Halkın birleştirici, eğitici ve yol gösterici bir önderliğe her zamankinden daha fazla ihtiyacı var.

 Camilerin ve Din Görevlilerinin Yeniden Yapılanması Gerekli 

Camiler, İslam toplumunun kalbidir.

 Camiler, bu misyonlarından uzaklaşmış durumdadır.

 Camilerin sadece ibadet yeri değil, aynı zamanda bir eğitim merkezi olması gerektiği gerçeğini hatırlatmak zorundayız.

 Din adamları, toplumun her kesimiyle iç içe olmalı, halka dokunmalı, sorunlarını çözmeye yönelik adımlar atmalıdır.

 İslam tarihinde olduğu gibi camiler, ilmin ve ahlakın dağıtıldığı merkezler haline gelmelidir. 

Hz. Peygamber’in örnekliğinde olduğu gibi, camiler toplumun her alanına hitap eden birer üniversite olmalı.

Din adamları, toplumun rehberleri olmalı, halkla aralarındaki kopukluğu gidermelidir. 

Eğer bu kopukluk devam ederse, camilerin ve din görevlilerinin toplum üzerindeki etkisi giderek azalacaktır. 

Bugün camilerde sadece ibadet değil, aynı zamanda eğitim verilmesi, gençlerin ve toplumun bilinçlendirilmesi gerekmektedir. 

Bu görev yerine getirilmediği takdirde, Müslüman toplumlar yeniden dirilişi nasıl yaşayabilir?

Diyarbakır İl Müftülüğü ve din görevlileri, toplumun rehberleri olarak halkla buluşmalı, camileri yeniden birer eğitim yuvası haline getirmeli ve İslam’ın yüce mesajlarını daha güçlü bir şekilde yaymalıdır.



Bu yazı 5025 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA
YUKARI