Bugun...


Zeki Özer

facebook-paylas
Toplumu Harama, ahlâksızlığa ve gayri meşruluğa alıştırılmak.
Tarih: 29-07-2024 00:03:00 Güncelleme: 29-07-2024 00:03:00


 

Günümüz toplumu, edep ve hâyânın tamamen kaybolduğu, değerlerin altüst olduğu bir dönemi yaşıyor. Plaja gider gibi halkın içinde dolaşmak, denize giriyormuşçasına rahat tavırlar sergilemek artık normal bir hâl aldı. Siyasetçilerimiz Taziyelerimizde kadın erkek karışık oturmaya başladılar. Din adamlarımız ve STK’larımız duruma sesiz. Bu durumun normalleştirilmesi, toplumun ahlâkî yapısının ne denli bozulduğunu gözler önüne seriyor. Belediyelerin düzenlediği festivaller ise gayri ahlâki ilişkilerin zeminini hazırlıyor. Ne yazık ki bu bozulmaya muhafazakâr belediyeler bile dahil olmuş durumda.

Bir Müslümanın örnek alması gereken tek rehber, Kitab-ı Kerim ve Hz. Peygamber(s.a.v) sünnetidir. Hz Peygamberimizin sözleri, yaşantısı ve hayatına uyarladıkları, bizler için en değerli miraslardır. Eğer Hz. Peygamberimizin yaşama biçimi göz ardı ediliyorsa, onun sözlerinin bir söylenceden farkı kalmaz. Olumsuzlukları reddeden, temiz bir yaşam süren Hz. Peygamber’i örnek almayan bir Müslümanlık, ne derece samimi olabilir? Peygamberimizin çok sevdiği kızı Fatıma validemiz, evinde açlık çekerken, hazineden bir damla bile almamıştır. Bu durum, “Müslümanız” demenin ne kadar samimi olduğunu sorgulatmıyor mu?

Modern ve postmodern dünya, edep ve hâyâdan yoksun, kendini tanrılaştırmaya çalışan zavallı insanların ürünü. Bu insanlar, toplumumuzu cehenneme çeviren bir virüs gibidir. Başka virüs aramaya gerek yok; en büyük virüs, insanlığın kendisidir. Kadınların, eğlence, beden eğitimi, spor ve iş alanları gibi zaruri haller dışında erkek nazarına maruz kalan tüm faaliyetleri yasaklanmalıdır. Eğlence, spor ve iş gibi kaçınılmaz durumlarda bile kadın kadına prensibi esas alınmalıdır. Geleceğin eğitim sistemi bu temeller üzerine inşa edilmelidir.

Harama, ahlâksızlığa ve gayri meşruluğa alıştırılmak, toplumu uçuruma sürüklemektedir. Toplumun bu yaşananlara tepkisiz kalması ise en az bu bozulma kadar yanlıştır. Bu noktada, “Nasıl alıştırılıyoruz?” sorusunun yanına “Nasıl tepkisizleştiriliyoruz?” sorusunu eklemek, gerçekleri anlamak için önemli olacaktır.

Festivaller, çoğu zaman amacının dışına çıkarak gençlerimizi gayri ahlâki ilişkilere, sarhoş edici içki ve madde kullanımına, isyan ve başkaldırıya yönlendirmektedir. Oysa ki, dünyaya ışık tutacak olan gençliğin madde bağımlısı haline getirilip köreltilmesi, Türkiye Yüzyılı’na en büyük zararı vermektedir. Ülkemizin deprem sonrası acılarının hâlâ taze olduğu, ekonomik zorluklarla mücadele ettiği bu zorlu günlerde, bu tür faaliyetlere son verilmelidir. Toplum olarak, bu tür yozlaşmalara karşı duyarsız kalmak, geleceğimizi karartmak anlamına gelir. Bu yüzden, ahlâki değerlerimize sahip çıkmalı, edep ve hâyâyı yeniden hayatımızın merkezine almalıyız. Ancak bu şekilde gerçek bir Müslüman toplumu oluşturabilir ve geleceğimizi güvence altına alabiliriz.

 



Bu yazı 2599 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI