Bugun...


Zeki Özer

facebook-paylas
Gaydırı Gubbak Cemile!
Tarih: 31-05-2021 00:03:00 Güncelleme: 31-05-2021 00:03:00


Yaşadığımız zaman dilimi itibariyle, ülkemiz ve bölgemiz kritik bir dönemden geçiyor. Bu süreçte ne yanlış yapma nede yanlışa tahammül etme şansımız vardır.

Dolayısı ile herkes; en azından çocuklarımıza güzel bir gelecek bırakmak adına bile olsa hassas olmak zorundadır.

Kentte bürokratik oligarşinin en çok yaşandığı kurumların başında İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İl Sağlık Müdürlüğü gelmektedir.

Bu kurumların çalışanlarının fazla olması ve işlevsel anlamda geniş halk kitlelerine hitap etmesi münasebetiyle sürekli suiistimallere açık olup, bu kurumlarda oluşabilecek deformasyon ve sıkıntılar doğrudan hükümete ve devletin şahsına mal olmaktadır.

Tüm kurumlarda hata ve kısmi de olsa suiistimaller yaşanabilir ancak eğitim ve sağlık konusunda bunun olması ve yaşanması, asla kabul edilebilir bir durum olmadığı gibi, telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğuracağı da aşikârdır.

Maalesef hali hazırda bu kurumlarda görev yapan idareciler, halktan bihaber, kendi menfaatleri doğrultusunda yıllarca bu koltukları her türlü açık suiistimallerine rağmen işgal eden, halkın dertlerine derman olmayan, hatta halkın derdine dert katan,  çözüm üretmeyen, ulaşılmaz ve bu bölgeye proje anlamında katkısı bulunmayan kişilerden oluşmaktadır.

Bu bürokratların bir kısmının geçmişte birçok suiistimallerle ve Rant grupları ile isimlerinin anıldığı, gayrimeşru çete ve oluşumlarla birlikte hareket ettikleri, adlarının birçok şaibelere karıştığı, Liyakat ve Adalet kavramlarına Halel getirdikleri Gaflet, dalalet hatta hıyanete varan noktalara geldikleri gözlemlenmektedir.

Bu makamları işgal eden kişilerin haklarında basına yansıyan olumsuz haberler, yapmış oldukları yanlı ve yanlış işlemler, Diyarbakır halkı tarafından birebir takip edilip bilinmekledir.

Genel hatlarıyla idarecilerden kaynaklı yapılan eleştiriler ve olumsuzluklar kişi ve kurumlar üzerinden doğrudan hükümet, Ak Parti ve Başkan Erdoğan’a mal edilmektedir, bu durum ise eleştiri konusu olan noktaları daha bir vahim kılmaktadır. Aslında önümüzdeki seçimde Beka meselesinin bir eksenini galiba bu gelinen nokta oluşturacak.

Dolayısıyla atanmış kişiler liyakata halel getirme konusunda çok daha hassas olmalı ki konu gelecekte hatırlandığında fakr-u acziyet, delalet hatta hıyanet ile beraber anılmasın.

 Devlet adına bir yerleri işgal edenler orda Devlet yokmuş gibi davranmamalı.

Uzun bir süredir sağlıkla ilgili Diyarbakır da hem uygulama hem de işleyiş olarak 35 yıl öncesini aratacak durumların yaşandığına dair onlarca şikayet dinliyoruz.

Bir dokun bin ah işit misali iddiaların ardı arkası yok.

Örneğin şehrin merkezi yerinde Salahattin Eyyubi devlet hastanesi ile ilgili biraz araştırınca hastanede birçok birimde dok tor olmadığı öyle ki var olan doktorların hastaneden kaçmak için yol aradığını öğreniyoruz. İddialar çok yönlü ve kirli kokular getirecek kadar sorunlu.

Bir devlet kurumunun idarecisi idare ettiği kurumu her türlü rant, şantaj, rüşvet ve suiistimalin merkezi konumuna getirmişse o kurumda devlet vardır diyemezsiniz. Yine bu kurumu teslim ettiğiniz kişi ve kişiler orda Yeşilçam filmlerini aratacak dedikodular ile anılıyorsa orada sadece sağlık tan değil sosyal ve sosyolojik salık ta elden gitmiştir.

Devlet kapısına giden vatandaşın prosedüre ve mevzuata uygun olması gereken en basit işleri için bile rüşvet, kayırma, aracı, komisyonlar vb. şeyler in haddi hesabı yokken tüm bunlar olurken vatandaşın sesi fi zandan duyuluyorsa.

Devletin hastanesinden vatandaş randevu alamıyor. Hakkı olan randevuyu kafe köşelerinde ayakçılara verdiği rüşvet ile ancak alabiliyorsa haydi memleketim tüm ayakçıları, cafelerde tahta kaşıklar eşliğinde Sümer Ezgü’den gaydırı guppa cemilem oyun havalarına.

Tabi ki cafeler de gaydırı guppa çalıp oynanırken, İl’deki sağlık kurumunun başındaki zat-ı muhteremde makam odasında bir yanda mevsimin çıkan ilk yeşil erikleri yerken eriklerin ne kadar ekşi olduğu yönünde derin bakış açılarını lutf edip bir yandan da Müge Anlı’nın sosyolojik ve kültürel proğramlarına derin analizler yapmakla meşgul ise  havar da havar memleketime..

Diyarbakır il sağlık müdürü göreve geldiği günden bugüne kadar elle tutulacak bir hizmeti olmadı veya yok veya varda kimsemi görmüyor bilemiyoruz.

Görünen çok net, Birçok hastane Allah emanet gidiyor, ortalıkta dolaşan iddialar çok vahim. Örneğin pandemi hastanesi olmadığı halde pandemi hastası varmış gibi kâğıt üzerinde gösterip birçok çalışana haksız kazanç yazan yöneticilerden haberdar mı?  Nöbet adı altında yapılan vurgun ve talandan haberi var mı? Sağlık il müdürünün sağlık teşkilatında kaç kişinin bankamatik elmanı olduğunu, hiç işe gitmeden her ay çalışıyor gibi gösterilip maaş alanların kimler olduğunu bilmemesi mümkün mü?

Bu Ramazan ayı son haftasında bir hastanede yaşayan ahlâk dışı olayda tutulan tutanakların akıbeti ne oldu, benzeri tutanakların tutulduğu arka raftaki önemsiz evrakların konulduğu klatsüre mi konuldu, velhasıl onlarca mı-lı ma-lı me-li soru işareti.

Geçen hafta itibariyle gazi Yaşargil Araştırma Hastanesi başhekimi Dr. Asena’nın ani bir kararla görevden alınmasına tanık olduk. Eyvallah. Yalnız görevden alınmanın ak parti il teşkilatının özel ricası ve il yönetiminin ne olur ne olmaz belki yakın olacak olan seçimden dolayı malum ortama tam hakimiyet sağlama ve rant akışını farklı yöne çevirmek gayesi ile yapıldığı iddiası var.

Çiçeği burnunda ak parti il başkanı ve yönetimi ile ilgili aylardır elle tutulur bir çalışmanın olmaması ve akabinde bu tür iddialarla anılmaları üzüntü verici bir vakıa maalesef.

Dr. Asena başarılı çalışmaları ile gündemde olan bir yönetici olarak biliniyor, onu görevden alanlar ve göreve kimin geleceğini işaret eden il başkanı ve yönetimi şayet varsa Dr. Asena’nın akçeli ve rant a dayalı işlerini çıkıp açıklamaları gerekir. Açıklamadıkları veya açıklayamadıkları takdirde il yönetimi ile ilgili yukarıda söz konusu iddiaların doğru olduğu kanısı ağır basar.

Efendiler..

Bu ülke buralara kolay yollardan gelmedi bu ülkenin cumhur başkanı ve ona inanan insanlar, ister yetki almış veya yetkisiz olun kim olursanız olun siz bu ülkenin altına dinamit koyasınız diye bu kadar bedel ödemedi.

Sizler Şaşı ve Şaşırmış olabilirsiniz ama bunu unutmayın ki bu ülke körler ülkesi değildir.

İnanıyoruz ki yakın zamanda bu ölçüsüzlükler hukuk çerçevesinde hak ettiği karşılıkları bulacak ve çocuklarımız daha da temiz ve Hikmet e göre şekillenmiş bir dünyada yaşayacaklardır.

Üstat Cemil Meriç in dediği gibi “Bu Memlekette sağcı, solcu, ilerici, gerici yoktur, Bu Memlekette Namuslu ve Namussuzlar vardır”

 

 

 



Bu yazı 7645 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI