BELEDİYECİLİK HAKK'A ve HALKA HİZMETSE BUNLAR NEDİR?

Yerel seçimlerde belediyeler, devletin verdiği kişi başına düşen parayı, sınırları içinde hizmete endeksli harcayan, vatandaşın kendisine hizmet sunmak için siyasî partilerden ya da bağımsız adaylardan teşekkül etmiş yerel yönetim şeklidir.

Devletin denetlediği belediyelerde hizmet, her alanda esastır.

Her ne kadar demokrasi anlayışlarında bağımsız adayların seçime girme hakkı varsa da milletvekilliklerinde konulan barajlar ve diğer engeller, bağımsız adayların seçilmemesi için görünmez hususlardır.

Partiler, belediye alanı içinde en çok oyu almak için adayları tespit eder.

Partinin ilkeleri uygulanırsa adaylar içinde sayılar düşer. Gaye belediyeyi kazanmak ise parti, ilkelerinden taviz verir, aday da şartlarının kabul edilmesinden memnundur.

Adayın maddî imkânı yeterli, âilesi ve oy alacağı kesimler kalabalık olmalı.

Belediyeler, sadece partiye gönül vermiş olanların oylarıyla değil, adayların oy potansiyeliyle kazanılır.

Fıkır partilerinde oylar, değişmez, artmasa da azalmaz...

Daha çok kendisini anlatarak, geniş zamana yaydıkları tanıtımlarla belediyeleri kazanmak isteyen fikir partileri, ilkelerine uymayan adayı, başkan göstermez, aday da getirisi olmayan bu tür partilerdense kendisine oy verecek kitleyi memnuniyet için, uzlaşacağı parti arayışı içine girer.

Kazanmak(?) Isteyen partiden adaylar belirlendiği zaman, seçilmeyenler küskünlerdir.

Küskünler, seçilmedikleri için öve öve bitiremedikleri parti sevgisini düşmanlığa, öç almaya dönüştürür, desteğini başka partilere verir, aday olarak.

Kimi  dernek ya da vakıf, bu aşamada birer basamaktır. Ziyaretlerle gelip gitmelerle gazetelerle sitelerle sosyal medya paylaşımlarıyla bir bardak suda fırtınalar koparılır.

İlginç bir durum da şu.

Hangi adayın kazanma durumu belirginse kimi iş adamları ile derneklerle vakıflar, anket sonuçlarına göre desteklerini sunmak için elinden gereğini yapar.

Elbette aday kazanırsa olacak olanlar olur.

Belediyeler, vatandaşa hizmet sunma amaçlı iken, Başkan  ve Ekibi hizmetkâr iken İş Adamaları(?) bir koymuşken beş yüz alma derdinde olur.

Belediye mi?

Başkan seçilmiştir.

Daire ve şube başkanları listeye göre atanır.

İşçi kadrosuna söz verilenler alınır.

Projeler mi?

Para kalır, bütçe elverir, kredi bulunabilirse neden olmasın...

Organizatörler, reklâm ve tanıtım sonrası etkinliklerde iş alır.

Kapısı aday iken herkese açık, seçim bürosunda herkesle yanak yanağa tokalaşan başkan, şimdi randevu alınarak ve uygun görürse ziyaretçi kabul eder.

Tercübe sahibi değilse ekibiyle belki yurt dışında bir şehri ya da kasabayı ziyaret eder.

Belediye hizmetlerini vatandaşın ayağına götürmek üzere her daire başkanına, şube müdürüne ve birimine minibüs ve otomobil kiralanması, gerekirse iş ekipmanları...

Hizmeti dışardan satın alma...

Ve zaman geçer...

Yurt içinde birkaç gezi...

İki ay kutlama ve tebrik ...

Sonra iadeler...

Altı ay geçer, bu arada.

Kaldırım yenilemeleri..

Bir kitap fuarı hazırlığı.

Bir konser.

On -on beş isme farklı tarihlerde panel ya da konferans verdirme.

Sinema ve tiyatro günleri.

Ramazan gelmişse gıda paketleri dağıtma, bunun için dağıtımı organizasyona verme.

Kimi yeşil alan olarak bir çok kez değişime uğrayan geniş alanları imara açma...

Amatör spor kulüplerine forma ve top yardımı...

Çocuklara oyuncak ve balon dağıtma etkinlikleri.

En iyi kadayıfı kim yapar?

En iyi kelle-paça...

En iyi peynir...

En iyi simit...

En iyi helva...

Belediyede iki yıl geride kalır.

Fotoğraf yarışmaları...

Şiir okuma günleri...

Üçüncü yıl bitti bitecek...

Dördüncü yıl...

Belediyelerde sokak çalışmaları...

Parklar, bahçeler...

Son yıl ...

Tekrar vaadler ve vaadler...

Hemen he yerde bir çok belediyede durum ya aynı ya farksız.

Beş yılda kiralanan araçlara verilen para, o araçların fiyatının üstünde.

Fuarlar, sempozyumlar, konserler, tanıtım günleri, geziler, konferanslar, paneller, sergiler,...

Gereği olmamasına rağmen şişirilmeye mecbur kadrolar.

Daire başkanlıklarında yüzlerce kişinin olduğunu düşünün, tek bir belediyede.

Bu kadrodakiler, temizlik elemanı değil.

Bu kadrodakiler, bahçelerle parklarda çalışmıyor.

Mesaisine gelir...

Odada yer olmaz.

Mecburen bazen dışarı çıkar.

İmzaysa imza.

Sabahtan öğleye, öğleden akşama.

Belediyelerin alt yapı hizmeti görevleridir.

Su, Çöp, Ulaşım, Yeşil Alan, Ana Caddeler, ...

Eğer bu şekilde çalışan belediyeler varsa ki vardır, bu şehirlerde ve beldelerde yoksul olan açlıkla perişansa, açıktaysa, çıplaksa, hastaysa belediye başkanları ve kurmaylarının yakaları ne öbür dünyada ne de bu dünyada bir araya gelsin

Biz helâlı ve haramı tanımayana söz söylemeyiz.

Sözümüz helâle ve harama dikkât ettiğini söyleyenlere.

Yerel seçimlerde kim ya da kimler kazanırsa kazansın, bu manzarada görüneni red ederse muhakkak iyi işler yapar.

Yerel seçimler hemen hemen her yerde böyle.

Partiden baskan seçilmek için her şey mübah görünüyorsa hak ve adalet neyin nesi?

Biz kim ne derse desin, hesap vereceğimize inanıyoruz.

Üç doğru iş yapıp otuz yanlışı gizleme işimiz değil.

Belediyecilik, bir kuyumcu terazisi netliğinde olmalı.