Türkiye'de demokrasi mücadelesi yolunda verilen mücadele de gelinen durum ortada. Her ne kadar demokrasi üzerindeki vesayet ve birçok engel kaldırılmış olsa da yapılan reformlar yeterli değil.
Durum iç açıcı değil. Görmezlikten gelinse de görünen köy kılavuz istemez. Bugün toplum iktidar partisinden şikayetçi. Şikâyet ettikleri konuların başında hayat pahalılığı, Adalet, milli gelirde adaletsiz paylaşım, rüşvet, yolsuzluk, yalan, yoksulluk, yasaklar vs.
AK parti iktidara gelmeden önce bu konulara mücadele edeceğini minimize edeceğini millete taahhüt etti. Ilk yıllarda bu konularda başarılı bir politika sürdürüldü, halk her seçimde desteğini verdi,
Fakat daha sonraki yıllarda sanki gizli bir el AK parti yönetimini ele geçirdi. AK parti iktidarı ile yapılan tüm reformlar, vaat edilen tüm kazanımlar bir bir rafa kaldırıldı. Millet AK partiden umudunu yitirmeye, tükenmeye başladı. Bugün ak parti ile ilgili en çok konuşulan ak partiye rağmen yapılan yolsuzlukların görmezlikten gelinmesi veya üzerine gidilmemesi.
Yolsuzluk ve yoksulluk maalesef tavan yapmış durumda.  Halkın fedakârlık yapma gücü kalmadı.
İşin enteresan tarafı, milletin muhalefetten hiçbir beklentisi yok. Muhalefetin iktidara gelme gibi bir niyeti yok gibi. Muhalefetin iktidara gelmek için ürettiği hiçbir çözüm önerisi yok. İktidar için şu an en büyük muhalefet; fahiş fiyat, yolsuzluk, yoksulluk, adaletsizlik. Ancak AK partiyi bu içine düşülen durumlar iktidardan edebilir. 
O nedenledir ki bugün seçmenin birçoğu kararsız bu kararsızların oy oranı küçümsenecek bir rakam değil.
Bugün hepimizin şikâyet ettiği hayat pahalılığı her alanda his ediliyor, yüzde yetmişimiz etkileniyoruz. Buda küçümsenecek bir rakam değil. Hayat pahalılığının önün geçmek için reçete basit; yolsuzluk, rüşvet, kamudaki israf, işsizlik, kamuda azımsanmayacak oranda birilerinin aldığı fahiş ve yüksek aylıkların önüne geçmesi yapılan yolsuzluklar ve iddialar hakkında savcıların harekete geçmesi
Bugün Avrupa'da bir çok ülkede savcılar rahatlıkla bir devlet başkanı başbakan bakan hakkında yolsuzluktan dolayı soruşturma açabiliyor, bizde böyle değil işte Avusturya başbakanı Kurz'a yolsuzluktan soruşturma açıldı hem başbakanlık hem de Parti liderliğinden istifa etti. İslama inanan bir toplum olarak gayri müslimlerin yolsuzlukta çaba sarfettiği kadar bizlerde çaba sarfetseydik bugün toplumda bir ferahlık olacaktı. İslam dininde haksız kazancın haram olduğu halde, bizler halen haksız kazancın peşine düşüyoruz. Bunu en kısa zamanda bırakmamız gerecek.
Avusturya’daki durum, kültürel gelişmişliğin ve zenginliğin birbiriyle doğru orantılı oluşu ile alakalı bir şey galiba.