Diyarbakır’ın kalbi Sur’dan sesleniyoruz. 

Bu hafta sonu Diyarbakır’da yaşanan olayları hem perde arkası hem de perde önüyle izah edeceğiz.

Kadınlar Günü Mitinginde Skandal Pankartlar

DEM Parti’nin organize ettiği 8 Mart Dünya Kadınlar Günü mitingi, birçok tartışmalı olaya sahne oldu. Ancak en dikkat çekeni, bir Kürt anasının eline tutuşturulan pankarttı. 

Bu pankart, Müslüman olan ve insanlık vicdanına sahip herkesi derinden yaraladı.

Her fırsatta Diyarbakır’ın kadim bir kent, peygamberler ve sahabeler şehri olduğunu dile getiriyoruz. 

Burada kimseyi etnik kimliği üzerinden ayırmıyoruz.

 İslamiyet, sadece Kürtlere veya Türklere değil, yeryüzündeki bütün insanlara gelmiştir. 

 İslam’ın kesinlikle tasvip etmediği LGBT propagandasının, kadın hakları adı altında Diyarbakır gibi bir şehirde bayraklaştırılması kabul edilemez. 

Kadın haklarını savunmak, aileyi ve toplumsal değerleri yok etmek anlamına gelmemelidir.

Cinayetler ve Siyasetin Sessizliği

Diyarbakır ve Çermik’te hafta sonu işlenen cinayetler, Ramazan ayında bile şiddetin önüne geçilemediğini gösteriyor.

Halk, Ramazan ayında şehrin huzur içinde geçmesini beklerken, görüyoruz ki cinî şeytanlar bağlı ama insan şeytanları iş başında. Hem de 8 Mart Kadınlar Günü’nde bir kadın cinayeti işlenmesi, Diyarbakır’ı adeta Teksas’a çevirdi.

Bu tabloyu yaratan en büyük etken, siyasetin toplum üzerindeki yıkıcı etkisidir. 

Siyaset kurumu, bir yandan toplumun en son kalesi olan aileyi çökertiyor, diğer yandan insanların kanının dökülmesine göz yumuyor. 

Aile kurumu yıkıldığında toplum da yok olur. Ancak ne yazık ki bu konuda gerçekçi bir adım atılmıyor.

Cumhurbaşkanı’nın Kadınlar Günü Mesajı ve Gerçekler

Sayın Cumhurbaşkanı, 8 Mart dolayısıyla düzenlenen iftar programında kadın haklarından bahsetti. Ancak erkeklerin yaşadığı mağduriyetlere hiç değinilmedi. 

6284 sayılı yasa nedeniyle birçok erkek, sürekli nafaka ödemek zorunda bırakılıyor, adeta mahkum ediliyor. 

İstanbul Sözleşmesi kaldırıldı ama yerine farklı yasalar konularak erkekler yine mağdur edilmeye devam ediliyor. 

Gerçek kadın hakları, İslam çerçevesinde korunmalıdır.

Ramazan’da Yardımlaşma Nerede?

Diyarbakır’ın bir başka sorunu da Ramazan ayında fakirlerin unutulmasıdır. 

Eskiden "Ramazan" denildiğinde yardımlaşma, dayanışma akla gelirdi. 

Şimdi sadece zengin sofraları kuruluyor, fakir ve muhtaçlar unutuluyor. Oysa Ramazan, paylaşmanın ayıdır.

Görüyoruz ki bu ruh gittikçe kayboluyor.

Bugünlük bu kadar… 

Unutmayalım, Diyarbakır sahipsiz değil. 

Bu şehrin maneviyatını, kültürünü ve değerlerini savunmaya devam edeceğiz!