Yine hikaye bu ya; Tilkiye seni tavuk çiftliğine müdür yapalım ne kadar maaş istersin demişler, tilki; ben dava adamıyım para pul istemem demiş.
İki hafta önce ‘’sağlığın sağlığı bozulursa’’ başlıklı köşe yazımızda şöyle bir çağrı yapmıştık. ‘’Gelin Sayın Cumhurbaşkanımızın işaret ettiği temiz ve yeni toplum şiarına Diyarbakır’dan başlayalım.’’ diye
Bu vesile ile, halkın yüzde 99’nu ilgilendiren ve sonuçları itibariyle yaşanan olumsuzluklardan herkes etkilendiği için önce sağlık dedik, önce sağlığın sağlığı bozulmuş demesine dedik de. Fakat gördük ki sadece sağlığın sağlığı bozulmamış aynı zamanda Entübe olmuş durumda.
Diyarbakır’da sağlık neden her daim olumsuzluklarla gündem oluyor.
Diyarbakır da devlete ait hastanelerde sağlık raporu ve sağlık kurulları raporları ile ilgili skandalları memlekette sağır sultan bile duymuşken facia denilebilecek yolsuzluk ve rüşvet çarkı dönme dolap gibi herkesin gözleri önünde lop lop dönerken yetkililerin olaya kör olmaları asla iyi niyet ile açıklanamaz.
Bu körlük karşısında dolabı döndürenler aldıkları cesaret karşısında ne yaptılar alın size, mızrak çuvala sığmayınca ve vatandaşa  zulüm derecesinde reva görülen iddialar üzerine Gazi Yaşargil Araştırma Hastanesine müfettişler geliyor.. ve tesadüf bu ya müfettişlerin geldiği gün Hastanenin sağlık kurulu biriminin bilgisayarları çalınıyor. Üstelik çalınan bilgilerin yedeklemesi yok. Hırsızlık olayının yapıldığı sırada hastanedeki tüm güvenlik kameralarının yönü değiştiriliyor. Dönen dolap büyük.
Acizane tavsiyemiz yetkililer ve müfettişlerin diğer hastanelerdeki bilgisayar ve belgeleri acilen korumaya almalarıdır. Zira çiftliğe müdür olan tilki abiler dava adına diğer hastanelerdeki bilgi ve belgelere bir temizlik operasyonu düşünebilirler. Çünkü Çocuk Hastanesi, Salahattin Eyyubi devlet hastahanesi, bazı ilçe hastaneleri ve diğer hastanelerdeki dolaplar daha bir heybet ve haşmetle dönmektedir, her ne kadar dolap dönerken çıkardıkları lapur lupur sesleri hastaneye birkaç yüz metre uzaklıktaki devletin temsiliyet makamlarından duyulmuyorsada en azından Ankara’dan duyulması ayrı bir konu ümit verici.
Yazık günah, bu memlekete, vatandaşa, devletin bunca yatırımı ve imkanlarına rağmen tüm bunlara yazık günah. Daha öncede söyledik devletin hastanesinde devlet yokmuş gibi davranamazsınız.
Devletin hastanesini kafelerden, kafe işleten çaycılar ile çeteler ile sokak hesapları ile yönetemezsiniz. 
Birileri bu yazdıklarımızdan rahatsız olacak biliyoruz. Ama rahatsız olmayı hak ediyorlar, zira felçli çocuğuna veya kızına bez raporu almak için bile devletin hastanesinde rüşvet vermek zorunda kalan babaların ahı onları rahatsız etmeye yeterde artar bile. Eşini ameliyat etmek için devletin sisteminden alamadığı randevuyu kafe köşelerinde almaya mecbur edenler rahatsız olsunlar biraz!
Dolap tahmin ettiğimizden de büyük, 24 saat açık ve korunan devletin hastanesinden devletin hayati derecede önemli bilgilerini çalacak kadar gözlerini karartmışsa birileri dolap büyük demektir. 
İşgal ettikleri makamların, koltuklarının arkalarında ortada bayrak, sağında Atatürk, solunda cumhurbaşkanımızın fotoğrafını asarak yapılan hukuksuzluklar kayıt edildikleri dosyalardan bilgisayarların çalındığı gibi çalınmıyor ne yazık ki.
Sizler size emanet edilen makamları ve koltukları kirli ve kapkara rant ve çıkarlarınız için kullanarak yaptıklarınızın hesabını adalet ve hukuk önünde vermeyeceğinizi düşünüyorsanız.
Yanılıyorsunuz.