escort konya
Bugun...


Zeki Özer

facebook-paylas
Ateş Düştüğü Yeri Yakar Özlem Zengin Hanım
Tarih: 14-11-2024 00:02:00 Güncelleme: 14-11-2024 00:02:00


 

İzmir Selçuk’ta yaşanan bu trajik olay, Türkiye’nin toplumsal röntgenini bir kez daha gözler önüne serdi. 

Gazze’de yaşanan vahşetin bir benzeri olarak adlandırılabilecek bu olayda, masum bir aile yok oldu. 

Peki, bu çocukların günahı neydi? 

Toplumu korumakla yükümlü olan sosyal devlet neredeydi? 

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, bu sürecin neresinde kaldı? 

Bir yaş ile beş yaş arasında, hayatın ne olduğunu dahi anlamamış beş masum çocuk, fakirliğin kurbanı olarak hayata veda etti.

Devletin temel görevi, vatandaşlarının güvenliğini ve refahını sağlamak iken bu olayda tam aksine, çocukların ihtiyaçları göz ardı edildi.

 Üstelik, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın çalışanları, bu aileyi tam 18 kez ziyaret etmiş.

 Ancak her seferinde hiçbir çözüm üretilmeden oradan ayrılmışlar. 

Baba cezaevindeyken, çocukların annesi fakirlik içinde yaşam mücadelesi verirken, devletten ne bir yardım ne de bir çözüm gelmiş.

Bu tablo, Türkiye’nin günümüzdeki gerçek yüzünü yansıtıyor. 

Bir yanda aşırı zenginleşen kesimler, diğer yanda ise aşırı fakirleşen aileler…

 Aradaki uçurum giderek büyüyor. 

Bugün sosyal devlet anlayışının tamamen kaybolduğu bir düzene doğru ilerliyoruz. 

AK Parti iktidarında, bazı kesimler hızla zenginleşirken diğerleri yoksulluğun pençesinde yaşam savaşı veriyor. Bu adaletsizlik, toplumsal huzurun önündeki en büyük engel. İzmir’de yaşanan bu olay, insanlığın yitirildiğinin en acı kanıtı.

Sosyal devlet, insan için vardır. Ancak bugün devletin bu işlevini yerine getiremediğini görüyoruz.. 

Yarın benzer olaylar başka şehirlerde yaşanabilir ve maalesef sonuç aynı olabilir. 

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın, sosyal devletin gerekliliklerini yerine getirmediği artık ortada. 

AK Parti içerisindeki bazı milletvekilleri, bu trajedinin sorumluluğunu aileye yüklüyor. 

Bu anlayış, devletin sosyal sorumluluğunu ve vatandaşlarına karşı görevini tamamen göz ardı eden bir yaklaşımdır.

Bugün, Türkiye’nin yeni yüzyılı olarak adlandırılan bu dönemde, ne yazık ki zengin ile fakir arasındaki fark daha da derinleşmiştir. 

Devletin sosyal yardımları kesmesi, ekonomik destekleri fakir kesimden alarak başka yerlere aktarması, toplumun dezavantajlı kesimlerini daha da zor durumda bırakıyor. 

6000 TL gibi yetersiz bir gelirle, vatandaşın geçinmesi bekleniyor.

 Devlet, Hazreti Ömer’in adaletli yönetimini örnek almalı, toplumdaki her bireyin yaşamını önemsemeli. 

Bugün, siyaset devleti yönetirken bu sorumluluğun ağırlığını hissetmeli.

Bir ailenin bu halde yok olması, toplumsal vicdanı yaralayan bir durumdur. Beş masum çocuğun hayatını kaybetmesi, insanlık adına büyük bir kayıptır. 

Bu trajedi, toplumdaki ekonomik adaletsizliğin en acı örneğidir. 

Herkesin eşit şekilde yaşam hakkına sahip olduğu bir düzen kurulmadıkça, Türkiye’de benzer olayların yaşanması kaçınılmaz olacaktır.

Gerçekleri konuşmak, boynumuzun borcudur.

 Bu acı tablo karşısında susmak, insanlığımızı kaybetmek anlamına gelir. 

Sosyal devlet anlayışını yeniden inşa etmek ve toplumdaki her bireyin yaşama hakkını korumak, siyasetin en temel görevi olmalıdır.

Ateş, unutulmamalıdır ki düştüğü yeri yakar.

Kelepçeli babanın tabutlar başında, kaçacakmış gibi çevrelenmesi ne acı veren bir tablo.

Bu utanç tablosudur, bizim için.

AK Parti'den Milletvekili ve Grup Yetkilisi  Özlem Zengin'in açıklamaları, ayrı bir dert bıraktı, yüreğimizde.

Beş çocuk yanarak, baraka evde yanarak can verirken konuşmak, bu kadar kolay mıdır?

Vicdan ehlinin dikkâtine.



Bu yazı 2696 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA
YUKARI