Bugün burada, bir Diyarbakırlı olarak yaşadığımız sorunları dile getirmek istiyorum. 

Biz de bu şehirde doğmuş, büyümüş, burayı yurt edinmiş insanlarız. Bu şehirde yaşayan herkes gibi bizim de en temel hakkı, rahat bir şekilde yaşamak, ulaşım gibi ihtiyaçlarımızı sorunsuzca karşılamaktır.

 Ama gelin görün ki, Diyarbakır’da bu haklarımız ne yazık ki görmezden geliniyor.

20 Dakikalık Yol 1 Saat Sürüyor

Diyarbakır’da bir yerden bir yere gitmek, inanın, başka şehirlerde bir şehirden başka bir şehre gitmekten daha zor hale geldi. 

Öyle zamanlar oluyor ki 20 dakikada ulaşabileceğimiz bir yere 1 saatte varamıyoruz.

 Hele ki toplu taşıma kullanıyorsanız, bu eziyet iki katına çıkıyor. Trafik zaten başlı başına bir sorun; bir de buna yetersiz otobüs seferleri, eksik hatlar ve kötü planlama eklenince, vatandaş olarak kendinizi unutulmuş hissediyorsunuz.

TOKİ Oğlaklı Halkının Eziyeti

Depremden sonra TOKİ Oğlaklı konutlarına yerleşen binlerce insan var. 

Bu insanlar evlerini, mahallelerini kaybetmiş; zorluklarla yeni bir hayat kurmaya çalışıyorlar. Ama TOKİ’ye ulaşım tam bir çile haline gelmiş durumda. 

Şehir merkezinden TOKİ’ye giden doğru dürüst bir otobüs hattı bile yok.

 Vatandaş olarak defalarca dile getirdik: “Sento Caddesi’nden, Mardin Kapı’dan geçen bir otobüs hattı istiyoruz.” dedik. 

Ama kimsenin sesi çıkmadı. Oysa bu çok basit bir çözüm. Bu insanlar kendi evlerine gitmek için neden bu kadar zorlanıyor? 

Kendi evine ulaşmak, bir insanın en temel hakkı değil midir?

Duraklar Yok, Olanlar Yetersiz

Şehirde bir de durak problemi var ki, anlatmaya kelimeler yetmez. 

Diyarbakır’ın birçok yerinde ya durak yok ya da olan duraklar açık. 

İnsanlar taşların üzerinde oturuyor, özellikle yaşlılar ve hastalar büyük zorluk çekiyor. Bugün bir kapalı durak yapmak bu kadar mı zor? 

Beton ve cam kullanarak vatandaşın yağmurdan, güneşten korunmasını sağlamak bu kadar mı pahalı?

 Batıdaki şehirlerde kapalı, modern duraklar yapılabiliyor da Diyarbakır’da neden yapılamıyor?

Ben şahsen birçok durakta oturacak bir yer bulamayıp taşların üzerine oturmak zorunda kalan insanları gördüm.

 Çocuklarıyla bekleyen anneler, sıcakta gölge arayan yaşlılar... 

Bunların hepsi bizim insanımız, bizim yurttaşlarımız. Bu durum bize reva mı?

Eşit Hizmet Hakkı
Bakın, burada çok net bir şey söylüyorum: 

Biz bu ülkenin vatandaşlarıyız ve batıdaki insanlar ne kadar hizmete layıksa, biz de o kadar hizmete layığız. Batıdaki şehirlerde altyapıdan ulaşıma kadar ne kadar yatırım yapılıyorsa, Diyarbakır’a da yapılmalıdır. 

O şehirlerde insanlar kapalı duraklarda beklerken biz neden taşların üzerinde oturmak zorunda kalalım? 

Orada insanlar 20 dakikada işine giderken biz neden 1 saat trafikte çile çekelim?

Yetkililere Sesleniyorum
Buradan Diyarbakır’ın valisine, belediye başkanına, milletvekillerine sesleniyorum. 

Bu şehrin insanları size oy verdi, sizi seçti, size güvenip bu makamlara getirdi. Şimdi size düşen görev, bu güveni boşa çıkarmamak.

 Vatandaşın sorunlarını görmezden gelerek bu şehir yönetilmez. İnsanlar artık sabrının son noktasında.

TOKİ halkının ulaşım sorunu çözülmeli. 

Şehir içindeki tüm duraklar kapalı hale getirilip oturaklar yerleştirilmeli. Büyükşehir Belediyesi bu konuda derhal harekete geçmeli. Eğer kaynak eksikliği varsa, israftan kısın. 

Halkın gözünün önünde yapılan gereksiz harcamaları azaltın. Vatandaşa hizmet etmek için bu kaynakları kullanın.

Diyarbakır Halkı Hizmeti Hak Ediyor

Son olarak şunu söylemek istiyorum: 

Biz, bu ülkenin insanlarıyız, bu şehrin gerçek sahipleriyiz. Batıda yaşayan bir vatandaş ne kadar kaliteli hizmet alıyorsa, biz de o kadar kaliteli hizmet almayı hak ediyoruz. 

Bu şehirdeki herkesin refahı için çalışılması gerekiyor.

 Artık bu sorunlar çözülmeli, vatandaşın sesi duyulmalı. Çünkü biz sustukça sorunlar büyüyor, çözümler ise erteleniyor. Biz, bu şehrin insanları olarak hakkımız olan hizmeti istemeye devam edeceğiz.