Yeter artık! 

Bu şehrin kaderiyle daha ne kadar oynanacak? 

Bu kadim topraklar, her adımında bir tarih saklayan Diyarbakır’ımız, göz göre göre yok ediliyor. 

Sur ilçesi, bu şehrin kalbidir, ruhudur, geçmişidir!..

Bugün ne halde? 

Çöküntü alanı mı, işgal bölgesi mi, yoksa birilerinin rant kapısı mı? 

Her gün gözlerimizin önünde çürütülüyor, çalınıyor, satılıyor bu şehir!..

Ne kayyum döneminde ne de seçilmişlerin döneminde bir zerre değişim oldu mu?

 Hizmet mi gördük?

 Değişim mi yaşadık? Hayır!..

Hep aynı tas, aynı hamam!..

Diyarbakır’ın bu hale gelmesinde kim sorumluysa –ister seçilmiş, ister atanmış, ister koltuk sevdalısı– hepsinden Mahşer-i Kübra’da hesap soracağız!..

Bugün görmezden gelenler, kulaklarını tıkayanlar, yarın hakkın huzurunda kaçamayacaklar! 

Yeter artık! 

Bu milletin sabrı taşmıştır!

Dicle kenarındaki köylerde yaz gelmeden kötü kokular başladı bile.

 Altyapı yok, kanalizasyon yok, arıtma yok! 

Bu şikayetleri halk dile getiriyor ama belediye yönetimi kulağının üstüne yatıyor. 

Ne yapacak insanlar bu yaz sıcağında? 

Penceresini mi açmasın, kapısını mı kilitlesin, yatağında yatmasın mı? 

Bu mudur yerel yönetimin halka sunduğu hizmet anlayışı?

Yetmedi… 

Şimdi gözlerini tarihi camilere diktiler!.. Evet, yanlış duymadınız.

 Bugün Diyarbakır’ın en kıymetli miraslarından biri olan Mervani Camii’nin altına eğlence mekanı yapılmak isteniyor. 

Kafeymiş, müzikli programmış, turizm imiş… 

Hadi oradan!..

 Turizm adı altında dine, tarihe, kültüre saldırıdır bu!

Buradan Kültür ve Turizm Bakanı’na sesleniyoruz:

 Siz Diyarbakır’a kültür mü getirmek istiyorsunuz, yoksa kültürü ayaklar altına mı almak istiyorsunuz? 

Tarihi bir caminin altını cafeye çevirmek hangi aklın, hangi izanın ürünüdür? 

Bunun adı ‘koruma’ değil, düpedüz tahribattır!

Gelelim asıl sorumlulara: 

AK Parti Diyarbakır İl Başkanlığı! Nerede bu teşkilat?

 Nerede bu milletvekilleri?

 Nerede bu sözde muhafazakar yöneticiler?

 Kurum müdürleriyle uğraşmaya, kadro savaşları yapmaya zaman buluyorsunuz da, caminin altına yapılmak istenen bu kepazeliğe neden ses çıkarmıyorsunuz?

 Diyarbakır halkı size makam, mevki verdi ama siz dini değerlerine sahip çıkmadığınız sürece bu millet sizi de affetmez, tarih de affetmez!

Bugün bu zulme karşı ses çıkaran tek bir parti oldu, o da HÜDA PAR... 

Geri kalan herkes ya korkmuş ya susmuş. STK’lar suskun, vakıflar sessiz, ilahiyatçılar köşeye çekilmiş. “Camiler bizim kırmızı çizgimiz” diyenler, bugün çizgiyi çoktan silmiş durumda!..

Mervani Camii’nin altı eğlence mekanı yapılırken herkes sahneden çekilmiş. 

Peki bu mu sizin muhafazakarlığınız? 

Bu mu dini hassasiyetiniz?

CHP döneminde camilerin ahır yapıldığını dilinizden düşürmüyorsunuz.

Bu gün AK Parti döneminde cami altına meyhane tarzı turistik tesisin yapılmasına göz yumuyorsanız, aranızda ne fark kalıyor?

 Söyleyin, ne fark var?

 Eğer bu milletin değerlerini çiğnemek iktidarın da muhalefetin de ortak kararı haline geldiyse, bu milletin sokağa çıkıp camisine, tarihine, inancına sahip çıkmaktan başka çaresi kalmamıştır!..

Bugün Diyarbakır sahipsiz gibi görünebilir ama değil!..

Mervani Camii bu halkın gözbebeğidir.

Tarihimiz, kimliğimizdir. 

Kimseye peşkeş çekilemez! Sadece bir partiye, sadece bir görüşe bırakılamaz! Solcusu da, sağcısı da, dindarı da, seküleri de bu konuda aynı safta durmak zorundadır. 

Aksi takdirde hepimiz bu ihanete ortak oluruz!

Milletvekilleri!..

O telefonları açmıyorsanız, halktan kaçıyorsanız, bilin ki yakında o koltuklar da altınızdan çekilecek!..

 Diyarbakır halkı, hesabını bu dünyada da sorar, öte dünyada da!..

Bu yazdıklarımızı görmezden gelenler, unutmasın: 

Biz unutmuyoruz, unutturmayacağız!

Mervani Camii bizimdir, kimsenin malı değildir!..

Bu şehir sahipsiz değil, bu halk kör değil, sağır değil!..

Herkesi göreve çağırıyoruz desek mi?

 Sessiz kalan da suç ortağıdır!