Bugun...


Zeki Özer

facebook-paylas
HEM YERELE HEM İKTİDARA SORULAR
Tarih: 01-10-2024 00:02:00 Güncelleme: 01-10-2024 00:02:00


 

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin son toplantılardaki sürekli şikayetleri, tasarruf tedbirleri üzerinden yürütülen bir söylem, artık halkı kandırmak için kullanılan bir bahane haline mi gelmiş?

 Belediye yönetimi, “Elimizi bağladılar.” diyerek kendini mazeret üretme noktasına mı getiriyor?

Bu tasarruf tedbirlerinin neyi kapsadığı, ne tür önlemler içerdiği açık bir şekilde Maliye Bakanlığı tarafından açıklanmıştır.

 Anlaşılan o ki, bu tedbirler,  yalnızca iş yapmak istemeyenlerin birer kalkanı haline mi dönüşüyor?

Eğer bir insan gerçekten hizmet etmek istiyorsa, tasarruf tedbirlerinin aşılması için yollar aramaz mı?

Diyarbakır’da görünen o ki, bu tür bir irade yok.

 Halkı kandırmak, gerçek sorunların üzerini örtmek adına tasarruf tedbirleri bir bahane olarak mı kullanılmakta?

 Örneğin, koca bir meydanda düzenlenen konserler, bu söylemlerin ne kadar geçersiz olduğunu göster miyor mu?

 Madem tasarruf tedbirleri var, o halde bu tür etkinlikler niçin düzenleniyor?

bu yönetim anlayışı, ne yazık ki halkın gözünde inandırıcılığını yitirmekte.

Diyarbakır, tarih boyunca pek çok acı yaşanmış bir coğrafya.

İdam edilen liderlerin anıldığı yerlerde konser vermek, toplumsal hafızayı hiçe saymak anlamına gelmez mi?

 Şeyh Said-i Kurdi’nin idam edildiği yerler, halkın hafızasında derin yaralar açmışken, bu tür etkinliklerin düzenlenmesi bir skandal değil midir?

 Geçmişin acılarına saygı göstermek yerine, onları hiçe sayan bir yaklaşım sergilemek, toplumsal barışı tehdit eden bir eylem olarak değerlendirilmez mi?

Diyarbakır’da yapılan etkinliklerin, halkın duygularını hiçe sayarak gerçekleştirilmesi, gelecek nesillere bırakılacak kötü bir mirassa(?) İdam edilenlerin anıldığı yerlerde, oraya gelen insanların ruhuna hitap edecek müzikler değil, bu kutsal mekanların anısını yüceltecek etkinlikler düzenlenmelidir.

Olmayan  mezarları başında Fatiha okumak, geçmişe saygı göstermek için yeterlidir.

 Bu durum, halkın inancına ve kültürel değerlerine karşı bir ihanet olarak algılanmaktadır.

Kürd halkı, kültürel etkinliklere elbette karşı değildir.

Gençlerin geçmişine, kültürüne sahip çıkması, bu topraklarda var olmasının bir gereğidir.

Bu tür etkinliklerin şekli ve içeriği konusunda dikkatli olunması, hassas bir konu haline gelmiştir.

Kıyafetleriyle, bakışlarıyla bu tür anma yerlerinden geçerken, orada ne hissettiklerini düşünmek gerekir.

Bu insanların geçmişi, anıları, yaşanmış acıları vardır.

Düzenlenen konserlerde, yerel halkın değerleri göz ardı edilmektedir.

Sonuç olarak, Diyarbakır halkı, kültürel faaliyetleri desteklemeye hazırdır,

Faaliyetlerin kendi değerleriyle çatışmaması gerektiğini bilmiyorlar mı?

 Belediye yönetiminin, bu dengeyi gözeterek hareket etmesi, halkın güvenini yeniden kazanması için elzemdir.

 Eğer halk, kendi tarihi ve kültürel değerleriyle barışık yaşamak istiyorsa, yöneticilerin buna uygun bir anlayış geliştirmesi şarttır.

Aksi takdirde, bu tür eylemler, halkın gözünde yönetimin inandırıcılığını tamamen yitirecektir.

Sahi tasarruf tedbirleri sadece belediyeler için mi?

İktidarın Kültür ve Turizm Bakanlığı,  Sur Yolu Kültür Şenliği için harıl harıl çaba içinde.

Gözün aydın, Diyarbakır, gözün aydın.

Tasarruf tedbirleri etkinlikleri etkilemiyor.

Bu şehirde her bir etkinlikle birer fabrika kurulmaz mı?

Demek ki iş ve istihdam önemli değil.

Gençler istiyorsa vur çatlasın  vur patlasın!..

Her şey iyi de bu gençler kim?

Mesele budur, özetle!..



Bu yazı 1315 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA
YUKARI