İsrail’in yaptığı vampirliği barbarlığı görmezden gelenler, bugün çıkıp Filistin haklı davasını baltalamaya çalışanlar var. 

Bunlar safları beli isimleri Fatih, Sultan, Mehmet, Ali olsa da onların tarafı ve dini belli.

Biz, onları iyi biliyoruz.

Zamanı geldiğinde çetin bir sorgu bekliyor, onları.

Filistin ve İsrail arasındaki ihtilaf ve savaş şimdi değil asırlara dayanan bir savaş. 

Şimdiye kadar hep İsrail savaşı başlatan taraf olmuş dünya sesiz kalmış...

Bu sefer Filistin başlatmış...

 Siyonist İsrail şakın perişan ne yapacağını bilmiyor.

Tüm dünya devletleri arkasında olsa ne yazar?

 Allah (c.c) yardımı yeterli.

Herkes Hamas'ın başlattığı bu savaşa karşı çıktığını görmekteyiz.

Oysa yıllardır İsraillin yaptığı katliamları unutmuş görmezden gelen gelene...

Dünya, olan biteni basından öğreniyor.

Şu anda dünyada bir çok basın kuruluşu, Yahudi lobiler tarafından yönetilmekte.

Hamas'ı kötülemek için elinden geleni yapacak, bu kumpasa karşı Müslümanlar uyanık olmalı.

Tarihten birkaç örnek versek daha iyi.

Kudüs kimin elinde olmuşsa, o dünyayı yönetmiş.

Filistin ve Kudüs, Hz. Ömer'in elinde olduğu zaman, dünya hâkimiyeti onun elindeydi.

Daha sonra Selâhaddin Eyyubi  Filistin'i feth etti.

Dünya yönetimi onun eline geçti.

Ondan sonra Osmanlı padişahı Yavuz Selim fetih etti.

Dünya hakimiyeti Osmanlı elline geçti.

Şimdi Filistin ve Kudüs,  İsrail eline geçti.

Yahudiler dünyayı yönetiyor.

Bu kadar önemli ve tüm dinler açısından kutsal bir yer .

Filistin-İsrail İhtilafı: Geçmişten Günümüze Bir Bakış

Tarihin derinliklerine inerken, Filistin ve Kudüs'ün, farklı dinler için kutsal sayılan bu toprakların tarihi ve İsrail-Filistin ihtilafının nasıl başladığı konusunda daha fazla bilgi edinmek için önemli olduğunu görmekteyiz. Bu yazıda, bu bölgenin tarihi bağlamını inceleyeceğiz ve bugünün gerçekleriyle ilişkilendireceğiz.

Kutsal Topraklar: Geçmişte Kimin Kontrolündeydi?

Filistin ve özellikle Kudüs, Yahudi, Hristiyan ve İslam dinlerinin hepsi için kutsal kabul edilen bir bölge olmuştur. Bu nedenle, bu toprakların kontrolü tarih boyunca farklı dönemlerde değişmiştir.

Örneğin, İslam'ın öncüsü Hz. Muhammed döneminde Kudüs, Müslümanlar tarafından fethedildi. Ardından, Hz. Ömer'in Filistin'i fethetmesiyle bu topraklar İslam İmparatorluğu'nun egemenliği altına girdi. Bu dönemde İslam'ın etkisi bölgede arttı.

Daha sonra, Selahaddin Eyyubi'nin Filistin'i fethetmesiyle bölge yeniden Müslümanların kontrolüne geçti. Bu dönemde İslam dünyası, Kudüs'ün kutsal statüsüne önem verdi.

Osmanlı İmparatorluğu'nun egemenliği altında da Filistin ve Kudüs, Müslümanların kontrolü altındaydı. Osmanlı Padişahı Yavuz Selim, Kudüs'ü fethederek bu bölgeyi Osmanlı İmparatorluğu'na kattı. Bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu, büyük bir güç haline geldi.

Modern Dönem: İsrail'in Kuruluşu ve İhtilafın Doğuşu*

Ancak 20. yüzyılın başlarında Siyonist hareket, İsrail Devleti'nin kurulmasını hedefledi. Bu süreç, Filistin toprakları üzerinde yeni bir dönemin başlangıcını işaret etti. İsrail Devleti'nin kurulması, İsrail-Filistin ihtilafının temelini attı.

İsrail'in kuruluşu ve sonrasındaki savaşlar, bu ihtilafın günümüzdeki durumunun temelini oluşturdu. İki taraf arasındaki anlaşmazlık, topraklar, sınırlar ve kimliklerle ilgilidir. Uzun yıllar boyunca, bu ihtilafın sonu gelmeyen çatışmalara ve acılara neden olduğu bir gerçektir.

Bugün: Barış ve Uzlaşı İhtiyacı

Günümüzde Filistin-İsrail ihtilafı hala devam ediyor ve birçok uluslararası sorunun merkezinde bulunuyor. Bu ihtilafın çözümü için barış ve uzlaşı gerekmektedir. Her iki tarafın da geçmişte yaşanan çatışmalardan etkilendiği ve barışın her iki taraf için de en iyi çözüm olduğu unutulmamalıdır.

Filistin ve Kudüs tarih boyunca farklı hükümetlerin kontrolünde değişti ve bu bölge, dini ve siyasi önemi nedeniyle dünya gündeminde önemli bir yer tutuyor. Ancak barış ve uzlaşı, bu ihtilafın sona ermesinin anahtarıdır ve tarih, bu konuda derslerle doludur. Gelecekte, bu topraklarda barışın sağlanması umuduyla, her iki taraf da geçmişi anlamak ve barışın yollarını aramak için birlikte çalışmalıdır.

Sözü bağlayalım mı?

Tüm bunlar İngilterenin başının altından çıkıyor.

ABD dahi İngilizler ne dese onun emrinde.

İsrail mi, onların sadece birer ileri karakolu.

İşin özü bu.

Selam ve dua ile...