Türk kadını; anadır, bacıdır, kardeştir. Kadın, toplumumuzun taşıyıcı direğidir. Onu bir “eğlence unsuru” olarak lanse etmek, yalnızca kadına değil, milletimizin geçmişine, onuruna ve geleceğine de hakarettir. Televizyon ekranlarına taşınan bu yozlaşma, izleyici kitlesi 80 milyonu aşan bir ülkede büyük bir sorumluluk doğurmaktadır.

Kadınlarımızı pavyon sahnelerinde oynatmak, onları cinsel bir obje haline indirgemek, kadın haklarını çiğnemekten öte, topluma karşı işlenmiş ağır bir suçtur. Kadınlarımız, kültürümüzün ve aile yapımızın temel taşıdır. Ahlak anlayışımızı ve kadına verdiğimiz değeri görmezden gelen bu diziler, genç nesillerimizi yanlış yönlendirmekte, yozlaşmanın kapısını aralamaktadır.

Televizyon yapımcılarına ve medya organlarına çağrımızdır: Bu toplumu yozlaştıran içeriklere artık son verin! Kadınımızın onuruna, haklarına ve toplumumuzun manevi değerlerine saygı gösterin. Türk kadını ne bir meta ne de bir oyuncaktır; o, namustur, haysiyettir, toplumun şerefidir!

Türk kültürünü koruyalım, geleceğimizi karartmayalım!