![]() |
Tweet |
Vedat Kardaş
DİYARBAKIR – Emekli eğitimci Eyüphan Kaya, 93 yaşındaki babası için yasal vasilik almak isterken yaşadığı zorlu süreci kamuoyuyla paylaştı. Kaya, üç farklı hastaneden alınan aynı içerikli sağlık raporuna rağmen mahkeme tarafından sürekli yeni raporlar istenmesi, ardından vasilik kararı çıktıktan sonra da araç alım izninin reddedilmesi üzerine “Devlet vatandaşa hak tanımış ama uygulamada bu hakkı kullandırmıyorlar” diyerek tepkisini dile getirdi.
Üç Hastane, Aynı Rapor, Bitmeyen Şüphe
Olay bundan yaklaşık altı ay önce başladı. Eyüphan Kaya, 93 yaşındaki babasının sağlık durumunun yasal olarak tespit edilmesi ve vasilik işlemlerinin yapılması için Silvan Devlet Hastanesi’ne başvurdu. Buradan alınan %93 oranındaki sağlık kurulu raporu, babasının kısıtlı statüsünü açık biçimde ortaya koyuyordu.
Ancak Kaya’nın mahkemeye sunduğu bu rapor, ilgili hâkim tarafından yeterli bulunmadı. Hakim, raporun Salahaddin-i Eyyubi Devlet Hastanesi’nden yeniden alınmasını istedi. Kaya, “Normaldir, ne gerekiyorsa yapalım dedik” diyerek babasını ikinci kez hastaneye götürdü. Bu hastanede de sonuç değişmedi, yine %93 oranında engel raporu düzenlendi.
Tam her şeyin tamamlandığını düşünürken bu kez mahkeme, babasını Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk etti. 93 yaşındaki yaşlı bir insanı üçüncü kez farklı bir hastaneye götürmek zorunda kaldığını anlatan Kaya, yaşadığı süreci şöyle dile getirdi:
“Üç ayrı hastaneye gittik, her defasında aynı sonucu aldık. Ama hâkim yine tatmin olmadı. 93 yaşındaki babamı bu sıcakta oradan oraya taşımak o kadar zorumuza gitti ki anlatamam. Bu kadar eziyeti hak etmedik. Eğer bu durum karşısında kimse rahatsız olmuyorsa, demek ki anormallik bende.”
Vasilik Kabul Edildi Ama Bu Kez Araç İzni Reddedildi
Aylar süren bu rapor çilesinin ardından mahkeme sonunda Eyüphan Kaya’nın babası adına vasilik kararını onayladı. Ancak Kaya bu kez, babasının ihtiyaçlarını daha rahat karşılayabilmek amacıyla ÖTV’siz araç almak istedi.
Devletin, kısıtlı ve engelli vatandaşlara bakan aile bireylerine tanıdığı bu haktan yararlanmak için izin başvurusu yaptı. Ancak mahkeme bu talebi de reddetti. Üstelik ret kararında yer alan ifadeler, Kaya’yı derinden yaraladı.
Kararda, “Kısıtlının arabaya ihtiyacı yoktur, vasi aracı kendisi için almak istemektedir” ifadesi yer alıyordu. Bu sözlere büyük tepki gösteren Eyüphan Kaya şöyle konuştu:
“Bu ifade beni perişan etti. Ben hayatım boyunca imam-hatiplik, ardından öğretmenlik yapmış, devletine sadık, dürüst bir vatandaşım. Hile, yalan, sahtekârlık benden bugüne kadar zuhur etmedi. Bu ifadeler bana büyük bir hakarettir.”
Kaya, yıllardır anne ve babasına kendisinin baktığını, dört kardeş arasında en çok ilgilenenin o olduğunu belirterek, “Babam bazen kardeşlerimde kalıyor ama asıl olarak hep ben ilgilendim. Buna rağmen sanki bir çıkar peşindeymişim gibi davranılması beni çok üzdü.” dedi.
“40 Kez Adliyeye Gittim, Kemerimi Açmaktan Yoruldum”
Kaya, süreç boyunca defalarca adliyeye gidip geldiğini ve yaşadığı bürokratik engellerin hayatını felç ettiğini dile getirdi.
“Bu süre içinde 40 defa adliyeye gitmek zorunda kaldım. Her seferinde kemerimi çıkarıp güvenlikten geçiyorum. Artık adliyeye giderken kemerimi kime ne zarar verdiğini bile sorguluyorum. Vatandaşın işi bu kadar zor olmamalı.”
Ekonomik sıkıntılar içinde 2009 model aracını satarak, yeni araç alabilmek için umutla beklediğini söyleyen Kaya, “İki aydır olumlu karar bekliyordum. Babam her gün ‘beni köye götür’ diyor. Ama arabamız yok. Ona ne diyeceğimi bilemiyorum.” sözleriyle duygusal anlar yaşadı.
“Devlet Vatandaşa Hak Tanımış Ama Uygulamada Engeller Koyuyor”
Eyüphan Kaya, kısıtlı vatandaşların yakınlarına araç alımında sağlanan vergi muafiyetinin, aslında devletin vatandaşa bir teşekkürü niteliğinde olduğunu belirterek, “Biz yıllardır anne babamıza bakarak devlete büyük bir mali yükten kurtuluş sağlıyoruz. Buna rağmen bu kadar engelle karşılaşmak adil değil.” dedi.
Kaya, bazı yargı mensuplarının vatandaşa önyargıyla yaklaştığını ifade ederek şöyle konuştu:
“Kimilerine göre hakimler ve yargı mensupları ayrı bir sınıf, vatandaş ise ikinci sınıf. Bizi de o gruba koydular galiba. Yalan söyleriz, hile yaparız diye düşünüyorlar. Oysa biz sadece hakkımızı arıyoruz.”
Asliye Hukuk’a Başvurdu: “Adaletin Tecelli Edeceğine İnancım Tam”
Yaşadığı tüm olumsuzluklara rağmen Eyüphan Kaya, süreci Asliye Hukuk Mahkemesi’ne taşıdığını belirterek, umudunu kaybetmediğini vurguladı:
“Benzer bir olay geçmişte İzmir’de yaşanmış. O davada Anayasa Mahkemesi vatandaşı haklı bulmuş. İnşallah bizim davamızda da adalet yerini bulur.”
Kaya, son olarak yargı mensuplarına da bir çağrıda bulundu:
“Bir yargıç karar verirken ‘Türk Milleti Adına’ der. O halde karar verirken vatandaşın onurunu da korumalıdır. Mahkeme vatandaşı rencide etmemeli. Adaletin özü saygıdır. Hakimler de bu bilinci kaybetmemeli.”
Son Söz: “Adaletin Olduğu Günleri Özledik”
Eyüphan Kaya’nın yaşadıkları, Türkiye’de birçok vatandaşın benzer süreçlerde karşılaştığı bürokratik zorlukları bir kez daha gündeme getirdi.
93 yaşındaki babasının bakımını üstlenen bir evladın, devletin tanıdığı bir haktan yararlanmak isterken aylarca süren rapor, izin ve mahkeme süreçlerinde yıpranması; adalet sistemindeki insani yaklaşım eksikliğini de gözler önüne serdi.
“Ben sadece hakkımı istedim. Ne fazlasını, ne de torpil. Devlet vatandaşına güvenmeli. Bizim gibi anne babasına bakan insanlar cezalandırılmamalı. Adalet bir gün hepimize lazım olacak.”