|
Tweet |
Kadınlara saldırı, haraç kesme, uyuşturucu ağı, silahlı pusular… Sur ve Bağlar’da çetelerin gölgesinde yaşam: “Güvenlik güçleri sessiz, halk kaygılı.”
Diyarbakır son aylarda yeniden şiddetin, çeteleşmenin ve kamu otoritesi boşluğunun merkezine yerleşti. DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Serhat Eren, kentin sokaklarında kontrolü ele geçirdiği iddia edilen yapıları Meclis gündemine taşıdı. Kentte art arda yaşanan saldırılar, kadınlara yönelik şiddet, haraç girişimleri, fuhuş ve uyuşturucu ağlarının genişlemesi, Sur ve Bağlar’da kurumsallaşan çete yapılanmaları, artık yalnızca asayiş sorunu değil; doğrudan toplumsal istikrar, kamu düzeni ve yaşam hakkı tehdidine dönüşmüş durumda.
Sur ve Bağlar’da örgütlü çete düzeni: “Geceleri devlet biziz”
Yerel kaynaklar ve demokratik kurumların aktardığı bilgilere göre, Sur ilçesinde “Selefi grup” olarak anılan yapılanmanın, Bağlar’da ise yüzlerini maskeleyerek uzun namlulu silahlarla dolaşan ve kendisini “geceleri devlet biziz” diye tanımlayan çetelerin sistematik biçimde yurttaşların güvenliğini tehdit ettiği belirtiliyor.
Uyuşturucu trafiğinden kadınlara yönelik fuhuş ağlarına, çocukların suça sürüklenmesinden haraç kesme girişimlerine kadar birçok karanlık faaliyetin bu yapıların üzerinden yürütüldüğü ifade ediliyor.
Kadınların evlerine baskın, sokakta saldırı: “Toplumsal hayat hedef alınıyor”
Sur’da üç genç kadının evine baskın yapılması, sokakta yürüyen kadınlara yönelik fiziki saldırılar ve kadınlara dönük tehditlerin artması, çeteleşmenin özellikle kadınların yaşam alanlarını hedef aldığını ortaya koyuyor. Kadın örgütleri ve mahalle sakinleri, bu saldırıların artık “sıradanlaşmaya başladığını” dile getiriyor.
Esnafa sistematik haraç: Kamera kayıtları var, failler yok
Starbucks, Burger King, çok sayıda kafe ve özellikle kuyumculara yönelik haraç girişimleri ve silahlı saldırılar kentin ekonomik hayatını kuşatmış durumda.
10 Nisan Polis Karakolu’nun dibindeki İzol Kuyumculuk’a yapılan iki ayrı silahlı saldırının faillerinin, kamera kayıtlarına rağmen bir türlü yakalanmaması, halk arasında “çeteler korunuyor” algısını güçlendirdi.
Bağlar Dörtyol, Kaynartepe ve Sur içinde polis noktalarının hemen yanı başında gerçekleşen saldırılar ise güvenlik zafiyeti tartışmalarını derinleştiriyor.
UNESCO mirası Surlar çetelerin elinde: Kapılar takıldı, teller çekildi
Son günlerde Sur’un bazı kapılarının kapatılıp teller çekilerek kafe yapılmak istenmesi ise adeta “koruma altındaki tarihî varlıkların gaspı” olarak değerlendiriliyor. Sur Belediyesi’nin tüm itirazlarına rağmen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın sessiz kalması ciddi bir idari zafiyet olarak kayıtlara geçti.
On Gözlü Köprü çevresindeki kaçak yapılaşmalar ve fahiş fiyat uygulamalarını raporlayan bazı STK temsilcilerinin tehdit edilmesi, çetelerin yalnızca ekonomik değil, politik bir rol üstlendiğine dair güçlü işaretler sunuyor.
Faili meçhul cinayetler ve profesyonel infazlar artıyor
Havalimanı kavşağında saygın bir iş insanının profesyonel yöntemlerle infaz edilmesi, Talaytepe’deki kasap dükkânı çatışmasında iki yurttaşın yaşamını yitirmesi ve kent genelinde art arda yaşanan faili belirsiz saldırılar, çetelerin kent içinde örgütlü bir yapı olarak hareket ettiğini açıkça ortaya koyuyor.
Demokratik kurumlar ve kentteki birçok platform –Demokratik Kurumlar Platformu, Şiyar Be Platformu ve Diyarbakır Kent Konseyi– artan saldırılar karşısında halkla birlikte örgütlü mücadele çağrısı yaptı.
“Kamu otoritesi zayıfladı, cezasızlık hâkim”
Ortaya çıkan tabloya göre Diyarbakır’da:
• Kamu otoritesi zafiyete uğramış durumda,
• Çeteler kent içinde güç kazanıyor,
• Kadınlar, çocuklar ve esnaf doğrudan hedef haline geliyor,
• Güvenlik birimleri etkili müdahalede bulunmuyor,
• Bazı birimlerin çete faaliyetlerine sessiz kaldığı yönünde toplumsal kanaat güçleniyor.
DEM Parti Milletvekili Serhat Eren, yaşananları “demokratik hukuk devletinin yaşam hakkını ve güvenlik hakkını koruma sorumluluğunun ağır ihlali” olarak tanımladı.
Meclise soru önergesi ve araştırma talebi
Eren, İçişleri Bakanlığı’nın yanıtlaması istemiyle yazılı soru önergesi sunduğunu ve Diyarbakır’daki çeteleşme, cezasızlık ve güvenlik zafiyetinin araştırılması için Meclis Araştırması talep ettiğini açıkladı.
Önergelerin Meclis Başkanlığı’na sunulduğu belirtildi.
Serhat Eren: “Diyarbakır’ın güvenliği için devletin tüm mekanizmaları acilen harekete geçmelidir.”
