|
Tweet |
Yasin Güler - Sudan’da aylardır süren iç savaş, sivil halkı açlık, hastalık ve ölümün eşiğine getirirken; Diyarbakır’daki İslami Sivil Toplum Kuruluşları, yaşanan trajediye sessiz kalmadı. Kuruluşlar adına yapılan ortak basın açıklamasında, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) destekli Hızlı Destek Birlikleri’nin El-Faşir kentinde işlediği sivil katliamlar sert bir dille kınandı. Açıklamada, “Sudan halkı açlıkla, hastalıkla, katliamla karşı karşıya. Emperyalist ve bölgesel zulüm düzenini lanetliyoruz” ifadeleri kullanıldı.
Açıklama, Diyarbakır İslami Sivil Toplum Kuruluşları Platformu tarafından yayımlandı ve dünya kamuoyuna insani bir çağrıda bulunuldu. “Bismillahirrahmanirrahim” ifadesiyle başlayan metinde, Sudan’da yaşanan felaketin sadece bir iç savaş değil, küresel sömürü düzeninin acı bir sonucu olduğu vurgulandı.
“Milyonlarca İnsan Hayatta Kalma Mücadelesi Veriyor”
Basın açıklamasında, Birleşik Arap Emirlikleri destekli silahlı güçlerin uzun süredir kuşatma altında tuttukları El-Faşir’e girmesiyle birlikte sivillere yönelik saldırıların vahşet boyutlarına ulaştığı belirtilerek şu ifadelere yer verildi:
“Sudan’da uzun süredir devam eden çatışmalar, ülkeyi derin bir insani felakete sürüklemiştir. Milyonlarca insan yerinden edilmiş, temel ihtiyaçlara erişim imkânsız hale gelmiştir. Gıda depoları yağmalanmakta, sağlık merkezleri tahrip edilmekte ve insani yardım koridorları kasıtlı olarak engellenmektedir.”
Açıklamada ayrıca, açlık, susuzluk, salgın hastalıklar ve güvenlik sorunlarının, halkın günlük yaşamını cehenneme çevirdiği vurgulandı. “Bu trajedi sadece bir savaşın sonucu değil, emperyalist güçlerin Afrika üzerindeki ekonomik ve siyasi tahakkümünün açık bir yansımasıdır” denildi.
“Sömürgeci Zihniyet Aynı, Yöntemler Farklı”
Açıklamanın devamında, Afrika kıtasının yüzyıllardır süren sömürgeci politikaların hedefi olduğuna dikkat çekildi. Metinde şu ifadelere yer verildi:
“Afrika kıtası, yüzyıllar boyunca sömürgeci güçlerin adaletsiz politikalarının acı sonuçlarını yaşamıştır. Batı dünyası, önce milyonlarca insanı köleleştirmiş, ardından yeraltı ve yerüstü kaynaklarını sömürerek yoksulluğu kalıcı hale getirmiştir. Bugün ise aynı zihniyet; borçlandırma, ekonomik bağımlılık, silah ticareti ve vekâlet savaşlarıyla Afrika üzerindeki hâkimiyetini sürdürmektedir.”
Sudan’daki çatışmaların bu tarihsel sömürü zincirinin bir devamı olduğu belirtilerek, Birleşmiş Milletler raporlarında sekiz milyondan fazla insanın açlık riski altında bulunduğu hatırlatıldı.
“Fakat bu raporlar yalnızca dosyalarda kalıyor; çünkü emperyalist dünya düzeni, Sudan halkının ölümü karşısında çıkar hesapları yapmaya devam ediyor.”
“BAE ve Bölgesel Güçler, Savaşın Baş Aktörleri”
Diyarbakır’daki STK’lar, açıklamalarında özellikle Birleşik Arap Emirlikleri’ni hedef alarak, bu ülkenin Sudan’daki savaşta vekâlet savaşı yürüttüğünü belirtti. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Birleşik Arap Emirlikleri, bölgedeki istikrarsızlığı derinleştiren, askerî grupları silah ve finansmanla destekleyen politikalarıyla sadece Sudan’da değil, Yemen’den Libya’ya kadar birçok coğrafyada Müslüman halkların kanını döken kirli oyunların baş aktörüdür. İslam coğrafyasında Siyonist katil İsrail adına kirli operasyonlar yürütmektedir.”
“Uluslararası Kurumlar Sessiz, İnsanlık Sınıfta”
Diyarbakır İslami Sivil Toplum Kuruluşları, uluslararası kuruluşların Sudan’daki krize kayıtsız kaldığını belirterek şu çağrılarda bulundu:
“Sudan’daki tüm taraflara sivillere yönelik saldırıları durdurma, ateşkese riayet etme ve insani yardım koridorlarının açılmasına izin verme çağrısında bulunuyoruz. Uluslararası kurumları ve yardım kuruluşlarını, insani krize kalıcı çözümler üretmeye davet ediyoruz. Hükümetleri, gerek katliamların durdurulması gerekse insani yardımların ulaştırılması için daha fazla sorumluluk almaya çağırıyoruz.”
Açıklamada ayrıca, “Müslüman halkları, Sudan halkıyla dayanışma içinde olmaya, temel ihtiyaçların karşılanması için insani seferberlik başlatmaya davet ediyoruz” ifadeleri yer aldı.
“Sessizlik Suç Ortaklığıdır”
STK’lar, Sudan’daki insani krizin yalnızca siyasi bir mesele olmadığını, aynı zamanda insanlık sınavı haline geldiğini vurguladı.
“Sudan halkı bugün savaşın ortasında onurunu ve yaşam hakkını korumaya çalışıyor. Bu acı tablo karşısında sessizlik sadece ilgisizlik değil; insani ve ahlaki bir kayıptır. İnsan hayatını korumak, açlıkla mücadele eden bir mazlumun elinden tutmak sadece insani değil, aynı zamanda İslami bir sorumluluktur.”
“Zalimler İçin Hesap Günü Yakındır”
Açıklamanın sonunda, Sudan halkına yönelik katliamlara karşı sessiz kalmanın “zulme ortak olmak” anlamına geldiği vurgulandı. Diyarbakır İslami STK’lar, dünya kamuoyunu Sudan halkının yaşam mücadelesine destek vermeye çağırdı.
Basın açıklaması, Kur’an-ı Kerim’in İbrahim Suresi’nden şu ayetle son buldu:
“Sakın, Allah zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor.”
