![]() |
Tweet |
Yiğit, Diyarbakır’dan yükselen sesin yalnız yerel bir feryat olmadığını, ülkenin genel halini yansıtan bir vicdan çağrısı olduğunu söyledi.
“Yoksulluğun, yolsuzluğun ve çürümenin kaynağı; adaletin rafa kaldırılmasıdır”
“Bir toplumda adalet ölürse, yoksulluk kader gibi görünür, yolsuzluk normalleşir, liyakatsizlik ödüllendirilir. Bugün Türkiye tam da bu döngüye sıkışmış durumda.
Fakir daha fakir olurken, bir grup çıkar çevresi her gün zenginleşiyor. Gençler gelecek planı yapamıyor, aileler temel ihtiyaçlarını karşılayamaz hâle geliyor.
Bu tablo, sadece ekonomik bir kriz değil; ahlaki bir çöküştür.”
Yiğit, siyasetin merkezinde artık değerlerin değil, kişisel menfaatlerin olduğunu belirtti:
“Bugün siyaseti yöneten zihin, milleti değil menfaati konuşuyor. Oysa siyaset, insanı yaşatmak içindir; insanın sırtına yük bindirmek için değil.”
“Kardelen, bu topraklarda yeniden dirilişin adı olacak”
Kardelen Hareketi’nin 25 Aralık’ta partileşme sürecine gireceğini hatırlatan Yiğit, halktan gelen büyük ilgiye vurgu yaptı:
“Bugün Türkiye’nin her köşesinde insanlar ‘yeter artık’ diyor. Çünkü umut arıyorlar. İşte Kardelen bu umudun adıdır.
Bizim mücadelemiz bir seçim değil, bir diriliş hareketidir. Biz adaletin, ahlakın, emanetin ve ehliyetin siyasetini kurmaya geliyoruz.”
Yiğit, Kardelen Hareketi’nin herhangi bir kişiye veya merkeze değil, milletin vicdanına dayandığını vurguladı:
“Biz ne bir kişiye ne bir yapıya bağlıyız; biz, hakkı ve adaleti merkeze alan bir halk hareketiyiz. Kardelen’in felsefesi budur: Kışın ortasında bile direnen bir çiçek gibi, hakikatten doğan bir diriliş.”
“Genel Başkan Zafer Emanetoğlu: Adaletin dili, milletin nefesi”
Yiğit, Genel Başkan Zafer Emanetoğlu’nun bu hareketi “bir partiden öte, bir mektep” hâline getirdiğini ifade etti:
“Sayın Zafer Emanetoğlu, koltuk için değil, kul hakkı için mücadele eden bir liderdir.
O, siyaseti saltanat değil, emanet olarak gören bir çizgi temsil ediyor. Kardelen Hareketi onun liderliğinde, Türkiye’ye ahlaki bir yenilenme çağrısı yapıyor.”
“Rojin’in Adaleti, Gazze’nin Feryadı, Halkın Ekmeği Aynı Davanın Parçası”
Yiğit, Diyarbakır’daki Rojin Kabaiş davasını, Gazze’deki insanlık dramını ve Türkiye’deki ekonomik adaletsizliği tek bir çizgide topladı:
“Rojin’in adaleti bulunmadıkça, Gazze’nin çığlığı dinmedikçe, halkın ekmeği büyümedikçe bu dünya huzur bulmaz. Bizim davamız, adaletin ve merhametin davasıdır.”