|   | Tweet | 
 
                 
Yasin Güler - Ensar Vakfı Diyarbakır Şubesi’nde gerçekleştirilen “Gazze’de Sağlık Hizmetleri: Kriz, Müdahale ve Politika” başlıklı sunum, dinleyicilere unutulmaz anlar yaşattı. Dr. Eşref Araç tarafından hazırlanan sunumda, Gazze’deki sağlık sisteminin çöküşü, savaş suçları, uluslararası toplumun sessizliği ve “medicide” yani tıbbi soykırım kavramı detaylarıyla ele alındı.
Dr. Araç, sunumunun başında “Gazze’de yaşananları sadece bir savaş olarak tanımlamak insafsızlık olur. Bu, sistematik bir yok etme eylemidir; hem bedenlerin hem de umutların katledilmesidir” diyerek konuşmasına başladı.
Sağlıkta Çöküşün Belgeleri: “Saldırılar Planlı, Rastlantı Değil”
Sunumda yer alan verilere göre, Gazze’de 2023–2024 yılları arasında 516 sağlık saldırısı, 110 sağlık tesisinin tahribatı, 115 ambulansın imhası ve 765 sağlık çalışanının ölümü kayıtlara geçti. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), bu saldırıların münferit değil sistematik olduğunu belirtirken, Birleşmiş Milletler (BM) ise Gazze’deki sağlık tesislerinin üçte ikisinin artık kullanılamaz halde olduğunu raporladı.
Dr. Araç, “7 Ekim sonrası geçen ilk 100 günde sağlık tesislerinin yüzde 75’i tahrip edildi. Bu kadar kısa sürede bu düzeyde bir yıkımın rastlantı olamayacağı ortada. Bu bir strateji, planlı bir imha politikasıdır” ifadelerini kullandı.
“Medicide”: Tıbbın Soykırım Aracı Haline Getirilmesi
Sunumun odak noktası, uluslararası literatürde “medicide” olarak tanımlanan kavramdı. Bu kavram, bir halkın sağlık hakkının sistematik biçimde elinden alınmasını ifade ediyor.
Dr. Araç, Cenevre Sözleşmeleri (1949) ve Soykırımı Önleme Sözleşmesi (1948) hükümlerini hatırlatarak, Gazze’deki saldırıların hem insancıl hukuk hem de insan hakları açısından ağır ihlaller içerdiğini belirtti. “Sağlık tesislerine saldırmak, sağlık çalışanlarını hedef almak ve yardım girişlerini engellemek; insanlığa karşı işlenen suçların en ağır şeklidir,” dedi.
“Gazze’de Çocuk Olmak”: İnsanlığın Aynası
Sunumun en çarpıcı bölümü, “Gazze’de çocuk olmak” başlıklı bölümdü. Dr. Araç, Gazze’de yaşanan trajediyi şiirsel bir anlatımla gözler önüne serdi.
Sözleri salonda derin bir sessizlik yarattı:
“Gazze’de çocuk olmak, sokakta oynarken vurulmaktır.
Gazze’de çocuk olmak, doğmadan öldürülmektir.
Gazze’de çocuk olmak, hastaneye yetiştirilemeden can vermektir.
Gazze’de çocuk olmak, açlıktan ağlamak ama doyuracak el bulamamaktır.
Gazze’de çocuk olmak, kimliğini koluna, ölüm belgesini bacağına yazdırmaktır.
Gazze’de çocuk olmak, insanlığın vicdanına yazılmış bir feryattır.”
Dr. Araç, Gazze’de çocukların yüzde 53’ünün Post Travmatik Stres Bozukluğu (PTSB) yaşadığını, sağlık altyapısının çökmesi nedeniyle salgın hastalıkların yayıldığını ve çocuk ölümlerinin dramatik şekilde arttığını vurguladı.
“Bir Hekim Neslini Kaybetmek, Bir Toplumu Kaybetmektir”
Gazze’de yalnızca binalar değil, insan gücü de yok edildi. Sunuma göre, 165 doktor, 260 hemşire ya öldürüldü ya da görev yapamayacak hale getirildi.
Dr. Araç, bu durumu “Gazze’nin sadece bugünü değil, geleceği de hedef alındı. Bir bina yeniden inşa edilebilir ama bir hekim neslini yetiştirmek 15 yıl sürer. İsrail, yalnızca insanları değil, bir toplumun geleceğini de öldürüyor” sözleriyle ifade etti.
Cezasızlık Döngüsü: “Sessizlik, Suç Ortaklığıdır”
Dr. Araç, uluslararası kuruluşların ve mahkemelerin tepkisizliğini sert sözlerle eleştirdi:
“Bunca delile rağmen hiçbir üst düzey yetkili yargılanmadı. Bu, sessizliğin ötesinde bir suç ortaklığıdır. Eğer bu eylemler cezasız kalırsa, ‘medicide’ yeni bir soykırım tekniği olarak tarihe geçecektir.”
Araç, sivil toplum kuruluşlarını, sağlık meslek örgütlerini ve akademisyenleri delil toplamak, farkındalık oluşturmak ve uluslararası baskı kurmak konusunda daha aktif olmaya çağırdı.
“Gazze’de Çocuk Olmak, Uyuyan Vicdanları Uyandırmaktır”
Sunumun sonunda Dr. Araç, insanlık vicdanına seslendi:
“Gazze’de çocuk olmak, 2 milyar Müslümanın yaşadığı bir dünyada açlıktan ağlamaktır.
Gazze’de çocuk olmak, korkaklara cesaret dersi vermektir.
Gazze’de çocuk olmak, uyuyan vicdanları uyandırmaktır.”
Program, izleyicilerin uzun süren alkışları ve duygusal tepkileriyle sona erdi. Katılımcılar, Dr. Araç’ın sunumunun yalnızca bir bilgi aktarımı değil, aynı zamanda bir vicdan muhasebesi olduğunu belirtti.
Ensar Vakfı yetkilileri, bu tür etkinliklerin devam edeceğini, Gazze halkının sesi olmaya devam edeceklerini ifade etti.
