|
Tweet |
Yasin Güler
Kış şartlarının en ağır hissedildiği bir dönemde, DEM Parti yönetimindeki Diyarbakır belediyelerinde işçi ve sözleşmeli memurların işten çıkarılması kamuoyunda tepkilere neden oldu. Özellikle sözleşmeli memurların kadroya geçmesine kısa bir süre kala sözleşmelerinin feshedilmesi, emekçiler ve aileleri açısından ciddi bir mağduriyet olarak değerlendiriliyor.
Beş, sekiz hatta daha uzun yıllardır belediyelerde çalışan personelin herhangi bir sosyal güvence gözetilmeksizin işten çıkarılması, emeğin hiçe sayıldığı yönünde eleştirilere yol açtı. İşten çıkarılan bazı çalışanların tazminatlarının da ödenmediği iddiaları ise sürecin vahametini artıran bir diğer unsur olarak öne çıkıyor.
Siyasi görüşü ne olursa olsun, emekçilerin siyasi çekişmelerin tarafı haline getirilmemesi gerektiğini vurgulayan sendikalar ve sivil toplum çevreleri, bu tür uygulamaların sosyal adalet ve vicdanla bağdaşmadığını ifade ediyor. Kışın ortasında gelen bu kararların, sadece işten çıkarılanları değil, ailelerini ve geniş bir toplumsal kesimi de doğrudan etkilediği belirtiliyor.
Öte yandan, her seçim döneminin ardından belediyelerde yaşanan işçi çıkarmalarının kronik bir sorun haline geldiğine dikkat çekilerek, bu uygulamalara son verilmesi çağrısı yapılıyor. Emekçilerin iş güvencesinin sağlanması, hak ettikleri tazminatların eksiksiz ödenmesi ve benzer mağduriyetlerin tekrar yaşanmaması için yetkililerin sorumluluk alması isteniyor.
Kamuoyunda oluşan ortak beklenti ise net: Hiçbir koşulda emekçiler mağdur edilmemeli, alın teri siyasi hesapların konusu haline getirilmemelidir.