Bugun...



GAZZE İÇİN SUMUD VE DİRENİŞ

Bu haftaki Cuma sohbetimizin konuğu Diyarbakır İl Müftü Yardımcısı Dr. Selahattin Yılmaz’dı. Yılmaz ile Gazze, “sumud” (sebat) ve direniş üzerine konuştuk. Yıllardır destansı bir direniş Sumud ile son mu bulacak? Sumud’un önemi, cihad nasıl olmalı? Yapabileceklerimiz var mı? Gazze ve direniş ile ilgili detayları yazımızda bulabilirsiniz.

facebook-paylas
Tarih: 10-10-2025 00:01

GAZZE İÇİN SUMUD VE DİRENİŞ


 

M.Zeki ÖZER / ÖZEL

Gazze dendiğinde akla ilk gelen, Siyonist İsrail’in uyguladığı ağır baskı, kuşatma ve sivillere yönelik şiddettir. İki yıldır dünyanın gözü önünde çocuklar, kadınlar, yaşlılar ve masum siviller bombalanmakta, modern silahlarla hayatını kaybetmektedir. Bu sahneler bir film gibi izlenirken sessiz kalmak günahın ve zulmün bir parçası hâline gelmiştir.
GAZZE VE SUMUD
 “Sumud” direnmek, kararlılık, direniş, meydana okuma demektir. Sumud filosu, mitingler, boykot, sosyal medyada Gazze paylaşımları ve diğer tüm destekler siyonizme, soykırıma ve zülme karşı bir direniştir. Tüm bu eylemler insanlığın onurunu, vicdanını, merhametini temsil ediyor. İnsanlığını unutmayanlar bu eylemelere destek veriyorlar. 
İki yıldır bütün dünyanın gözü önünde çoluk, çocuk, kadın, yaşlı masum insanlar bombalanmakta, modern silahlarla öldürülmektedir. Bir filmi izler gibi tüm dünya tarafından izlenmektedir. Bir şeyler yapmamak ve sessizliğimiz günahın ve zülmün bir parçası oldu. Sumud/direniş, aslında günahımıza tövbe ve bir şeyler yapabilme adına insanlığın vicdanını temsil etmektedir. Zalimi devletler durduramıyorsa sivillerin birşeyler yapabilme çabasını ifade etmektedir. Bu direniş sadece belli bir eylemle sınırlı olmamalıdır. Vicdan sahibi herkes elinden geleni, yapabileceğini yapmalıdır. 
ZÜLME KARŞI BİRLİK OLMALIYIZ
Bu eylemlerde müslüman olmayan ülkelerde Gazze için büyük yürüyüşler yapılmaktadır. Sumud filosuna müslüman olmayan aktivistler katılmaktadır.  Zira dünyanın başı siyonizmle derttedir. Dünyayı ağlarına düşüren bu vampirlere karşı bütün insanlığın birleşmesi gerekmektedir. Batının vicdanlı insanları devletlerine rağmen tepkilerini dile getirmekten çekinmemektedirler. Hz Peygamberimizin risaleti öncesinde Mekkede zülme karşı Hilful Fudul “erdemliler birliği” kurulmuştu. Fudul “erdemliler, faziletliler” demektir. Bugün tüm dünyada zülme karşı erdemliler birliğine ihtiyaç vardır. 
DİRENMEK HERKESİN DEĞİL ER KİŞİNİN İŞİDİR
Kuran-ı Kerimde Talut ve Calut kıssası anlatılır. İsrailoğullarından Hz. Musa’nın tabileri Talut’un komutasında düşmana karşı savaşması emredilince Talut ordusunu topladı ve yola çıktılar. Savaşa katılacakların belirlenmesi bir imtihanla olacaktı. Oda uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra önlerine gelecek nehirden sadece bir yudum su içen askerler bu savaşa katılmalarına izin verilecekti. Ancak birçoğu kana kana suyu içtiklerinden katılamayacaklardı. Bu durum Kuran ayetlerinde şöyle anlatılır.  
“Tâlût askerleriyle birlikte ayrılıp sefere çıkınca, “Allah muhakkak sizi bir nehirle imtihan edecek; kim ondan içerse benden değildir, -eliyle bir avuç alan müstesna- ondan tatmayan da bendendir” dedi. İçlerinden pek azı dışındakiler ondan içtiler. Kendisi ve onunla beraber inananlar nehri geçince “Bugün Câlût’a ve askerlerine karşı bizim gücümüz yok” dediler. Allah’a kavuşacaklarını umanlar ise, “Nice az birlik vardır ki, Allah’ın izniyle sayıca çok birliği yenmişlerdir, Allah sabredenlerle beraberdir” dediler. Câlût ve askerlerinin karşısına çıkınca da “Rabbimiz! Bizi sabırla donat, bize sebat ver ve inkârcı topluluğa karşı bize yardım et!” diye niyazda bulundular.” (Bakara 249-250)
Gazze’nin kurtuluşunu sağlayacak olanlar dünyayı kana kana içenler, dünyevileşenler değil, dünyevi aruzlarına sed çekenler olacaktır. Boykotla direnenler, riske katlanabilenler sayıca az da olsalar Allah muzafferiyeti onlara nasip edecektir. 

ÜMİTVAR OLALIM

Umre için Medine’den yola çıkan silahsız sahabelerin Mekke’ye girmelerine izin verilmedi. Hudeybiye anlaşması yapıldı. Umre yapamadılar, üzüldüler. Ancak unutmayalım iki yıl sonra 630 da Mekke feth edildi. Sumud filosu ve diğer gemiler şu ana kadar Gazze’ye ulaşamadı.  Boykot ve gayretlerle rabbim fetihler gerçekleştirecektir. Bütün dünya daha gür bir şekilde zalimin karşına çıkacaktır. Sadece Gazze’nin fethi değil kalplerin fethi de inşallah gerçekleşecektir. 
Unutmayalım tarihte güçlü olanlar değil, azınlık ve zayıf olsalar da azmetmiş olanlar kazanmıştır. Bedirde 300 müslüman 900 müşrik ordusunu yenmedi mi? Malazgirt’te 50 bin Müslüman 200 bin bizansı yenmedi mi? 

MAL İLE CİHAD EDELİM
Dünyanın gözü önündeki Gazze’de olanlardan dolayı herkesin bir sorumluluğu var, açlıktan ölenler için kıyamet gününde mahkemede hesaba çekilmeyecek miyiz? 
Maddi manevi desteğimizi gösterelim. Yardımlarımızı ulaştıralım. Mal ile cihad edelim. “Yanıbaşındaki komşusunun aç olduğunu bildiği halde tok olarak geceleyen kişi (tam manasıyla) mü’min değildir.” Hadisini hatırlayalım.  
Herkes karınca kararınca elinden geleni yapmalıdır. Maaşından, gelirinden her ay bu savaş bitinceye kadar zalimin karşısında olmalıyız. Bire bir gidip cihad etme imkanımız yoksa da malımızla cihad etme, kardeşlerimizin yanında olma imkanımız vardır. Savaşın en başından beri oradaki aşevleriyle, su tankerleriyle, çadırlarda eğitime destekle gayret eden kardeşlerimiz var. Allah onlardan razı olsun.
MERHAMET İNSANLIĞI KURTARACAK
Açlık ve yoksulluk en yüksek bir seviyeye ulaştı. Anneler doğum yapacak güçten yoksun.
Emziren kadınların sütü kesildi. Çocuklar hayalete döndü. Ailelerin çoğu aç yatıyor. İnsanlar sokaklarda yere yığılıyor. Yaşlıların etleri eridi, kas kütleleri yandı, derileri kemiklerine yapıştı.Tüm dünya harekete geçmeli!” Gazze bizi çağırıyor... Ey dünya, haydi harekete geçelim…
Resûlullah (sav): "Bir kadın ölünceye kadar hapsettiği bir kedi yüzünden azâp edildi ve bu sebeple cehenneme girdi. Hayvanı hapsettiğinde ona bir şey yedirmemiş, içirmemiş, yerdeki haşereleri yemesine bile izin ve imkân vermemişti." Dedi.(Buhârî, Enbiyâ, 54; Müslim, Birr, 133, 134)
Bir canlıyı sudan, yemekten mahrum edilmesi değil, çocuk çocuk, kadın, yaşlı  bir milletin hepsini açlıktan kırmak, öldürmek dünya tarihinin en acımasız olaylarındandır. 
Gazzedeki açlık geçici bir gıda krizi veya tabiî bir afetin neticesi değildir. Sivilleri hedef alan ve açlığı bir savaş silahı olarak kullanan kasıtlı bir politikanın sonucunda ortaya çıkan insan eliyle oluşturulmuş bir kıtlıktır. Alçakça uygulanan bir soykırım silahıdır. Müdahele olmazsa dünya tarihinin en kara lekesi olacaktır. Açlıktan, susuzluktan ve bombalardan kurtulmaları için her bir destek, zalime karşı bir haykırış, miting ve yardımların gönderilmesi merhamettir, insanlıktır. 
EMPERYALİZMLE GERÇEK BİR MÜCADELE İSLAM ALEMİNDEKİ DİKTATÖR VE PİYON REJİMLERİN YIKILMASIYLA BAŞLAR
İslam aleminde diktatör rejimler sayesinde halklar ekonomik olarak yoksullaştırılmış, ümit ve düşünce olarak yorgun düşürülmüş, kimileri hapsedilmiş kimileri de mülteci olarak başka ülkelere sığınmışlardır. 
Emperyalizmin sömüren kolları vardır. İslam alemindeki kollarından en önemlisi anlaştıkları bir nevi sömürge valisi hükmünde olan diktatör rejimlerdir. Bu diktatörler isim olarak müslüman ismine sahipler,  doğdukları yer bu ülkelerdir. Ancak iktidar olma ve sürdürme namına halklarının celladı, siyonizmin hizmetini kabul eden münafıklardır. Bunların zalimliği ve münafıklığı bir aradadır. 
Küresel emperyalizm, bazen sağdan bazen soldan bazen de din üzerinden ağlarını örüyor. Kimi zaman milliyeçilik kimi zaman sosyalizm ve kominizm kimi zamanda din ve dindarlar kullanılmaktadır. Baas rejimi, milliyetçi ırkçı partiler, laik ve sosyalist partiler halklarını yıllarca bastırdılar.
Bugün Gazze halkının İsrail’e terkedilmesinin baş oyuncusu dış güçlerden önce islam alemindeki diktatörlerdir. Mısır, Ürdün ve Suud’da Gazzeyi destekleyen binlerce insan hapistedir, binlercesi ülkelerinden kaçmak zorunda kaldılar. Bunu yapan sözde islam devletleridir. Kafir-zalim siyonizmin çavuşunun eliyle Müslümanların elleri kelepçeleniyor, hapsediliyor. Ta ki kardeşlerine yardım etmeye kalkmasın. Gazzeye giriş kapısı olan refah kapısını Mısır kapatmıyor mu? Kapıyı kapatarak İsraile destek vermiyor mu? 
Müslümanların özgür kalmaları istenmiyor. Kendileri tarafından idare edilmesi engelleniyor. Eğer Müslümanlar kendilerini idare edecek olurlarsa İsraile karşı direnecekler. İslam aleminin en önemli esaret zinciri bu despotluk belasıdır. Bu esaret zinciri topyekün halkların mücadelesiyle kırılabilecektir. Bu zamanda farz olan cihad, siyonizmin esaretinden kurtulma mücalesidir. 
Siyonizm ve emperyalizme karşı durmak herkesin insanlık borcudur. Siyonizm ve emperyalizim, kendileri dışında bir dünya kabul etmiyorlar. Bunun karşısında olanları gladyatörlerin önüne atıyorlar. Bölgedeki işlerin celladlığını buradaki adamlarına, bizden görünenlerden birine vekalet veriyorlar. Münafıklar her zaman vardır. Dünyalık makam ve menfaatin olduğu zamanlarda münafıkların sayıları zirve yapar. Bugünkü acziyetimizin sebebi güçsüzlüğümüz değil, kafirin kuvveti değil, içimizdeki münafıklar, uşaklardır. Müslümanların bütün güçleriyle bu diktatörlere karşı mücadele etme zamanı gelmiştir. Bu rejimlerin yıkılması ile kardeşlerimize, insanlığa ulaşmamız mümkündür.
İsraille iş yapan diktatör rejimler seldeki kütüklerin su yüzüne çıkması gibi münafıklıkları, gerçek yüzleri ortaya çıkmıştır. Halklarının değil, İsraile çalıştıkları gün gibi ortaya çıkmıştır. Halkların vicdanı ve isyanı zülümle kaim olan bu rejimlerin sonunu getirecektir. Bu rejimler zülümle abad olmayacaklardır. Küfr devam etse de zülmün devam etmeyeceği bir gerçektir. 
Hep beraber olmanın ve bu konuda herkesin yapabileceğinin yapmasının insanlık adına şart olduğu bir dönemdeyiz.
NELER YAPABİLİRİZ?
Beş vakit namazda hem Gazze’deki kardeşlerimize dua edelim. 
Gece kıyamında dualarla destekleyelim.
Sosyal medyada paylaşımları yapalım. 
Esnaflar işyerlerine Filistin bayrağı assınlar.
Her bir vesile ile insanlarla biraraya geldiğimizde bu konudaki duruşumuzu, hissiyatımızı ifade edelim. 
Maddi manevi desteğimizi gösterelim. Yardımlarımızı ulaştıralım. Mal ile cihad edelim. “Yanıbaşındaki komşusunun aç olduğunu bildiği halde tok olarak geceleyen kişi (tam manasıyla) mü’min değildir.” Hadisini hatırlayalım. 
Zalime destek veren malları boykot edelim. 
Sonradan gelen nesillere karşı ve kıyamet günü Allah huzurunda mahcup olanlardan olmayalım. Mücadelenin bir parçası kahramanı olalım.




Bu haber 141 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER DİYARBAKIR Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI