Bugun...



İSLÂM VE YILBAŞI

bu hafta cuma sohbetimizin konuğu Bismil İlçe Müftüsü Dr. Enver POLATOĞLU . yaklaşan yılbaşı nedeni ile yılbaşın islamdaki yeri nedir. müslümanlar o geceyi ne yapmalı.

facebook-paylas
Tarih: 26-12-2025 00:01

İSLÂM VE YILBAŞI

Mehmet Zeki Özer
   Allah katında geçerli olan din İslâm’dır. Yüce Kur’an’da İslâm, hak dinin hem karşılığı
hem de özel adı olarak bildirilmiş; ondan başka hiçbir dinin kabul edilmeyeceği açıkça haber
verilmiştir. (Âl-i İmrân 3/19, 85) Yaratılışın temel gayesi ise Allah’a kulluk yapmaktır. İnsanı
kâmil anlamda insan yapan da kulluk yapabilme özelliğidir. Nitekim o, akıl nimetiyle donatılan
ve cüz’î iradesiyle karar verebilen seçkin bir varlıktır. İnsan gelişi güzel ve amaçsız
yaratılmamıştır. “Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zâriyât
51/56) âyet-i kerîmesi, insanın fıtraten sorumlu bir kul olmak gayesiyle var edildiğine dikkat
çekmektedir. Yine “O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı
yaratandır.” (Mülk 67/2) âyeti de, ömür sermayesinin hayat ile ölüm arasında geçen bir kulluk
sınavı olduğunu bildirmektedir.
Yeni bir yıla girerken insanın idrak etmesi gereken en kıymetli nimetlerden biri
zamandır. Hayat zaman içerisinde yaşanmakta, ömür zamanın geçmesiyle tükenip gitmektedir.
İslâm zamana hürmet etmeyi, onu iyi ve faydalı işlerle doldurmayı, her anın bir ibadet bilinciyle
yaşanmasını tavsiye eder. Yüce Kur’an zamana yemin ederek insanın kendini aldatma
tehlikesinde olduğunu şöyle haber vermiştir: “Asra yemin olsun ki insan gerçekten
hüsrandadır. Ancak iman edenler, salih amel işleyenler, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye
edenler müstesnadır.” (Asr 1–3) Bu âyet-i kerîmeyle Allah, zamanın kendisine yemin edecek
kadar önemli olduğunu, vaktini boşa geçirmesi hâlinde insanın hüsrana uğrayacağını haber
vermiştir. Zaman hem imtihan alanı, hem de insanın en değerli hediyesidir. Bunun içindir ki
Hz. Peygamber’in (s.a.s.) şu uyarısı çok dikkat çekicidir: “İki nimet vardır ki insanların çoğu
onların kıymetini bilemez: Sağlık ve boşa geçen vakit.” (Buhârî, Rikak 1)
İnsan, sahip olduklarının kıymetini bilip şükretmelidir. Her şey vaktinde ve usulüne
uygun yerine getirildiği takdirde, işte o zaman anlamlı olur. Nitekim konuya dair şu hadis-i şerif
çok önemli uyarılar içermektedir. “Beş şey gelmeden önce şu beş şeyin kıymetini biliniz: Ölüm
gelmeden hayatın, hastalık gelmeden sağlığın, meşguliyet gelmeden vaktin, fakirlik gelmeden
zenginliğin, ihtiyarlık gelmeden gençliğin kıymetini biliniz.” (Tirmizî, Zühd, 25) Öyleyse yeni
bir yıla girerken bilinçli bir muhasebe yapmak zorundayız. Hayatın gayesini, sağlığın, servetin
ve sahip olduğumuz tüm nimetlerin şükrünü ifa etmeliyiz. ‘Belki bir daha aynı nimetler elimize
geçmez’ düşüncesiyle, eldeki güzel imkânları fırsata dönüştürmeliyiz. Ömür geçtikçe kendi iç
dünyamızda, davranışlarımızda ve hayat tercihlerimizde samimi bir değerlendirme yapmak;
eksik ve kusurlarımızla yüzleşmek zorundayız. Ahirette büyük hesaba çekilmeden önce
dünyada kendimizi bir sorgulamaya tabi tutmak ve istikamet üzere yaşamak, en büyük gaye
olmalıdır.
Yılbaşı, İslâm’da özel bir gün değildir. Yılın her gününde İslâm’ın inanç ve adetlerine
göre yaşama görevimiz vardır. Yılbaşı adı altında çılgınca eğlenceler tertiplemek, günah içerikli
davranışlara yönelmek veya harama bulaşmak, Müslümanca bir davranış değildir. Müslüman,
içki, kumar, piyango gibi aile ve fertlerin hayatını mahveden hastalıklardan şiddetle kaçınır.
Bilinçli Müslüman tefekkür eder, geleceğini düşünür, ahireti için hazırlık yapar. O, ibadet
hayatını şuurlu bir biçimde gözden geçirir, eksiklerini telafi eder, hatalarıyla yüzleşir.
Müslüman yeni yılı dua karşılar, dilini güzel söz söylemeye alıştırır. Ölmüşlerini rahmetle anar,
onlar adına hayır işlerinde bulunur. Ömür sermayesinin tükenmekte olduğu gerçeğini asla
unutmaz. Allah’ın nimetlerini İslâm yolunda harcar. Bilinçli bir mümin anne-babasıyla,
komşusuyla, akrabasıyla, aile fertleriyle münasebetlerini daima gözden geçirir.
Müminin hayatı Kur’an ve sünnetle aydınlanır. Müslümanın en büyük örneği, bizzat
Peygamber Efendimiz’in (s.a.s.) kendisidir. İslâm, başka topluluklara benzeme isteğine karşı
çıkmış; “Kim herhangi bir topluluğa benzemeye çalışırsa, o da onlardandır.” hakikatini
peygamberin dilinden en gür şekilde haykırmıştır. (Ebû Davûd, Libas 4) Bu sebeple bir taraftan
dinimize uygun değerleri korumak gerekirken, diğer taraftan inancımıza uymayan ve İslâm’a
aykırı her türlü yabancı etkileşimden uzak durulmalıdır. Kültürümüzde yeri olmayan Noel baba
figürünün model olarak sunulması bir kültür yozlaşması olduğu gibi, İslâm’ın yasakladığı
günahlara bulaşmak ta haddi aşmaktır. Zira Müslüman’ın ahlak anlayışı vahyin nuruyla
aydınlanmaktadır. Onun örnek aldığı kişiler ise en başta Allah’ın elçileri ve sonra da aynı
istikameti devam eden salih kullardır.
Ömür tükenmeden hayatı Müslümanca yaşayabilmek duasıyla…




Bu haber 166 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNCEL Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
HABER ARA
GAZETEMİZ

YAZARLAR
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
YUKARI YUKARI