|
Tweet |
Sohbet Üslubuyla Geniş Bir Anlatım İslam’ın kalbinde, ruhunda ve medeniyetinin temel taşlarında ilim vardır. Biz çoğu zaman “İslam ilim dinidir” deriz ama aslında bu söz sadece bir cümle değil; tarihin her döneminde karşılığı olan çok köklü bir hakikattir. İsterseniz gelin bu hakikati sohbet tadında, adım adım birlikte konuşalım.
İLK EMİR: “OKU!” – NEDEN OKU?
Düşünün ki bir din insanlara hitap etmeye başlıyor ve ilk söz şu oluyor:
“Oku!”
İşte İslam’ın başlangıç noktası budur. AllahTeâlâ, Peygamber Efendimiz’e vahiy geldiğinde
ona namaz kılmasını söylemedi, oruç tutmasını emretmedi. İlk olarak, “Oku” dedi. Ve bu “oku”emrinin ardından insanın nasıl yaratıldığı hatırlatıldı: “Oku! Kalemle öğreten Rabbinin adıyla oku.” Yani bu din daha baştan insanı tefekküre, incelemeye,
öğrenmeye, meraka çağırdı. Bugün bilim dünyasının üzerinde konuştuğu şeylerin çoğu, Kur’ân’ın daha ilk ayetlerinde insana işaret edilen “Araştır, düşün, öğren” çağrısının
bir devamıdır desek abartmış olmayız.
HZ. ÂDEM’İN ÖĞRETİLEN İSİMLERLE ÜSTÜN KILINMASI
Kur’ân’da insanın yaratılışı anlatılırken çok dikkat çekici bir ayrıntı vardır. Allah Teâlâ meleklere “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” dediğinde melekler şöyle sorarlar: “Orada bozgunculuk çıkaracak, kan dökecek bir varlık mı yaratacaksın?” Bu insanın yaratılışına dair ilk itirazdır. Ancak Allah Teâlâ onlara şöyle buyurur: “Ben sizin bilmediklerinizi bilirim.” Sonrasında ne olur? “Allah Âdem’e bütün isimleri öğretti.” Yani Hz. Âdem’in üstünlüğü ilimle, öğrenme kabiliyetiyle, kavrama yeteneğiyle sabit oldu.
Meleklerin bilmediği isimleri Hz. Âdem bildi. Bu, insanın yaratılışında ilmin ne kadar büyük rol oynadığını gösteren muazzam bir örnektir. İşte tam da bu sebeple insan, aklıyla, fikriyle, öğrenme kabiliyetiyle halife kılındı. Demek ki ilim, insanın yaratılışında ona verilen
en büyük hediye…
KUR'ÂN'IN ALİME VERDİĞİ YÜKSEK DEĞER
Kur'ân, bilen insanla bilmeyeni kıyas ederken açık bir şekilde şöyle buyurur:"Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?"
Bu soru bile tek başına ilmin değerini anlatmaya yeter. Yine Kur'ân'da âlimlerin derecesinin
yükseltileceği açıkça belirtilir:"Allah, iman edenleri ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltir." Hatta bir ayette Allah, melekler ve ilim sahipleri aynı cümlede zikredilir: "Allah şahitlik etti; melekler ve ilim sahipleri de şahitlik etti..." Düşünün ki
bir âlim, Allah'ın ve meleklerin yanında anılıyor...
Bu, İslam'ın âlime verdiği değerin zirvesidir.
PEYGAMBER EFENDİMİZ: "BEN MUALLİM OLARAK GÖNDERİLDİM"
Peygamber Efendimiz (sav) ilmin önemini yalnız sözle değil, bizzat yaşayarak göstermiştir.
O'nun şu hadisi çok şey anlatır:"Ben ancak bir muallim olarak gönderildim."
Yani Peygamberimizin misyonu sadece tebliğ etmek değil, insanlara öğretmek, onları eğitmek,terbiyelendirmek.Ayrıca: "Alimler peygamberlerin varisleridir.""Kim ilim yoluna girerse Allah ona cennete giden yolu kolaylaştırır.""Alimin abide üstünlüğü, dolunayın yıldızlaraüstünlüğü gibidir."Hadisleri de ilmin ne kadar değerli olduğunuaçıkça ifade eder.
İSLÂM'DA ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİ
Ahlâkı İlim bir berekettir ama bu bereketi elde etmek için bazı şartlar vardır. Bunları
büyük âlimler çok güzel özetlemiştir.Hz. Ali ne diyor? "Bana bir harf öğretenin
kırk yıl kölesi olurum." Bu sadece öğretmene saygı değil, ilme duyulan saygıdır.
İmam Gazâlî'nin Öğrenci İçin Tavsiyeleri ;Kalbini kötü hâllerden arındır, İlme odaklan,
Tevazu sahibi ol, Amelsiz ilim taşıma, Sabırlı ol,Hocana hürmet et. Çünkü İslâm kültüründe,
hocasına saygı göstermeyen öğrenci, ilimde ilerleyemeyeceğigibi öğrendiği bilginin bereketini de göremez.İmam Ebu Yusuf'un Örneği En sevdiği oğlu vefat ettiğinde, cenaze işleriyle kendisi ilgilenmek yerine talebelerine: "Siz defni yapın, ben hocam İmam-ı Azam'ın dersini kaçırmayayım." demiştir. Bu ne büyük bir ilim aşkıdır!
İSLAM MEDENİYETİ NEDEN İLİM ÜZERİNE KURULDU?
Tarih boyunca Müslümanların kurduğu bütün şehirlerde caminin yanına: Medrese, Kütüphane,Su kanalları, Hamam, Aşevi kurulmuştur.
Çünkü İslam'a göre: İbadet için astronomi bilmek gerekir (namaz vakitleri, kıble yönü). Zekât ve miras için matematik gerekir.Coğrafya bilmek yolculuk ve tebliğde zaruridir.Tıp insan sağlığı için gereklidir. İslam'da faydalı her ilim ibadettir. Bu yüzden Müslümanlar tarih boyunca hem dinî ilimlerde hem de fenbilimlerinde çağının ilerisine geçmişlerdir.
İLİMLE AMEL ETMEK VE İHLAS
İslam'da ilmin değeri yalnız öğrenmekle bitmez;asıl değerleme amel ile olur. Peygamberimiz
(sav): "Amelsiz ilim vebaldir." buyurur.Bir Müslüman ilmi: Kendini düzeltmek, Topluma
faydalı olmak, Allah'ın rızasını kazanmakiçin öğrenmelidir. İlim; kibir, riya, makam, tartışma
için öğrenilirse sahibine fayda yerine zarar getirir.
ALİMİN VEFATINDAN SONRA DA DEVAM EDEN SEVABI
Resûlullah (sav) buyuruyor ki: "Kul öldükten sonra amel defteri kapanır; üç şey hariç: sadaka-
i cariye, faydalı ilim ve dua eden hayırlı evlat." Demek ki âlim, arkasında faydalı bir bilgi
bıraktığı sürece ölmez; eseriyle yaşamayadevam eder. Bu sebeple ilim ehli insanın hayatında
hem en çok sevabı olan hem de en ağır sorumluluğu taşıyan kişidir.
ASR-I SAADET'TEN BİRKAÇ İBRETLİK MANZARA
Sahabiler İlim İçin Yarışıyordu Abdullah bin Abbas'ın (radıyallahu anh) gençken sahabilerin
kapısında sabahladığı bilinir. Hz. Hasan kendi çocuklarını ve yeğenlerini toplayıp onlara ilim
öğrenmenin önemini anlatır: "Bugün küçüksünüz ama yarın toplumun büyükleri olacaksınız."
Hanım Sahabiler de İlmin İçindeydi Peygamber Efendimiz okuma-yazma bilen sahabi kadınlarıMedine'de görevlendirmiştir: Hafsa bint Ömer,Şifa bint Abdullah bunlardan birer örnektir. Buda İslam'ın hem erkeğe hem kadına ilim yolunu
açtığını gösterir.Müslümanın Yitik Malı İlimdir Hz. Peygamberşöyle buyurur: "İlim Müslümanın yitiğidir; nerede bulursa almalıdır."
İslam'da ilim: Şeref, Işık, Kurtuluş, Rehberlik,Bereket ve en önemlisi Allah'a yakınlaşma
vesilesidir. Bugün de bir Müslüman ilmi terkederse medeniyetini terk etmiş olur. Alimi küçültürsetoplumu küçülür.
Öğretmeni değersiz görürse geleceğini karartır. Ama ilme sarılır, âlime hürmet eder, öğretmene değer verirsehem dünyası hem ahireti nurlanır.
