![]() |
Tweet |
Asırlardır kentin manevi sembollerinden biri olan cami, iç bölümlerinde yapılan titiz restorasyonla eski ihtişamına kavuştu. Ancak caminin dış cephesi ve çevresiyle ilgili sorunlar hâlâ çözülmüş değil.
Tarihi ve Mimari Kimliği
15. yüzyılın sonlarında Akkoyunlu Sultanı Kasım Bey tarafından inşa ettirilen Nebi Camii, Diyarbakır’daki Akkoyunlu mimarisinin en özgün örneklerinden biri olarak biliniyor. Siyah bazalt taşından yapılan yapı, zengin taş işçiliği ve zarif minaresiyle dikkat çekiyor.
Restorasyon Tamamlandı, Fakat Çevresi İhmal Edildi
Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen restorasyon kapsamında caminin iç mekânı, kubbesi, minaresi ve ahşap detayları aslına uygun şekilde yenilendi. Ancak caminin dış duvarları ve çevresi, hâlâ bakımsız ve düzensiz bir görünüm sergiliyor.
Gündüz saatlerinde caminin dış duvarları ayakkabı tamircileri tarafından tezgâh olarak kullanılırken, gece olduğunda aynı alanların ciğerciler ve seyyar satıcılar tarafından işgal edildiği gözlemleniyor. Bu durum, hem çevre düzenini hem de caminin tarihi dokusunu olumsuz etkiliyor.
Vatandaşlar, restorasyonun yalnızca iç kısımlarla sınırlı kalmaması gerektiğini belirterek, caminin çevresinin de düzenlenmesi ve tarihi kimliğine yakışır bir şekilde korunması çağrısında bulunuyor.
Diyarbakır’ın Tarihine Sahip Çıkmak Gerek
Nebi Camii, Ulu Cami ve Behram Paşa Camii ile birlikte Diyarbakır’ın kültürel mirasının önemli bir parçası. Ancak uzmanlara göre, bu değerlerin korunması sadece restore etmekle değil, çevresel düzenin de sağlanmasıyla mümkün olacak.