Bugun...



ÖĞ-DER'den Zorunlu ve Mesleki Eğitim Paneli

Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ-DER) Diyarbakır Şubesi, Diyarbakır'da il eğitim şurası başlığı altında zorunlu ve mesleki eğitim paneli düzenledi.

facebook-paylas
Güncelleme: 27-12-2025 14:05:14 Tarih: 27-12-2025 12:09

ÖĞ-DER'den Zorunlu ve Mesleki Eğitim Paneli

DİYARBAKIR’DA EĞİTİM MASAYA YATIRILDI

MESLEKİ EĞİTİMDE KAYIPLAR, ZORUNLU EĞİTİMDE TARTIŞMALAR

Diyarbakır’da düzenlenen panelde, mesleki eğitimde gelinen nokta, gençlerin mesleki kazanımları ile zorunlu eğitimin öğrenci ve aileler üzerindeki olumlu ve olumsuz etkileri tüm yönleriyle ele alındı. Eğitimciler, mevcut sistemin gençleri hayata hazırlamakta yetersiz kaldığına dikkat çekti.

Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ-DER) Diyarbakır Şubesi tarafından merkez Yenişehir ilçesindeki Öğretmenevi Konferans Salonu’nda düzenlenen panel, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Yoğun katılımın olduğu programda, Türkiye’de uzun yıllardır tartışılan zorunlu eğitim uygulamaları ile mesleki eğitimin sahadaki karşılığı kapsamlı biçimde değerlendirildi.

“ŞUURLU ÖĞRETMEN, SADECE DERS ANLATMAZ”

Programın açılış konuşmasını yapan ÖĞ-DER Diyarbakır Şube Başkanı Abdurrahman Sevgili, geçmişten günümüze eğitime yönelik dernekleşme süreçlerine değinerek, Şuurlu Öğretmenler Derneği’nin kuruluş amacı, faaliyet alanları ve eğitim üzerindeki etkileri hakkında bilgi verdi.

Şuurlu öğretmenlerin temel görevinin salih nesiller yetiştirmek olduğunu vurgulayan Sevgili, bunun ancak duyarlı, özverili, bilgili, sabırlı ve iletişimi güçlü öğretmenlerle mümkün olabileceğini ifade etti. Sevgili konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“Şuurlu öğretmenler ne yapar? Salih nesiller yetiştirir. Salih nesillerin yetişmesi; ilgi gösteren, sabırlı, bilgili ve iletişimi güçlü öğretmenlerin elinde mümkün olur. Elbette aile çok önemlidir. Bilim insanları, çocuğun yüzde 85’inin ailede şekillendiğini söylüyor. Geriye kalan kısım ise öğretmenin elindedir. İyi bir öğretmen, aileyi de harekete geçirir; öğrencisinin sadece okul sürecini değil, mezun olduktan sonraki hayatını da takip eder. Bana göre öğretmenin bilmesi gereken en önemli husus, öğrencinin kabiliyetlerini keşfetmektir.”

Sevgili, öğrencinin hangi mesleğe yatkın olduğunun öğretmen tarafından erken dönemde tespit edilmesi ve velilerle istişare edilerek doğru yönlendirme yapılmasının hem birey hem de toplum açısından hayati önemde olduğunu dile getirdi.

“28 ŞUBAT MESLEKİ EĞİTİME AĞIR DARBE VURDU”

ÖĞ-DER Diyarbakır Şube Başkanı Abdurrahman Sevgili’nin moderatörlüğünde gerçekleşen panelde konuşan Doç. Dr. Turan Kaçar, eğitim sisteminde yapılan değişikliklerin mesleki eğitim üzerindeki etkilerini değerlendirdi.

28 Şubat sürecinin mesleki ve teknik liseler üzerinde derin tahribatlar oluşturduğunu belirten Kaçar, bu sürecin özellikle imam hatip liseleri başta olmak üzere tüm meslek liselerini uzun yıllar geriye götürdüğünü söyledi. Kaçar, şunları kaydetti:

“Mesleki eğitimin temel amacı, iş gücü ihtiyacını karşılamaktır. Ancak 28 Şubat süreci, mesleki eğitime büyük bir darbe vurdu. Yaklaşık 10 yıl boyunca bu toplum meslek liselerinde ve imam hatiplerde belini doğrultamadı. En büyük mağduriyeti ise başörtülü öğrenciler yaşadı. Üniversite kapıları onlara kapatıldı. Bu süreç, sadece bireyleri değil, ülkenin mesleki geleceğini de olumsuz etkiledi.”

Kaçar, meslek liselerinin hâlâ toplumda hak ettiği değeri görmediğini ve mezunların önemli bir kısmının kendi alanlarında istihdam edilemediğini vurguladı.

ZORUNLU EĞİTİMDE TÜRKİYE–DÜNYA KARŞILAŞTIRMASI

Panelde zorunlu eğitim süresine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Dr. Necmeddin Berk Hamidi, Türkiye ile dünya ülkeleri arasında eğitim süresi açısından ciddi farklar bulunduğunu ifade etti.

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde zorunlu eğitimin temel amacının eğitim süresini artırmak ve nüfusun büyük bölümünü lise ya da üniversite mezunu yapmak olduğunu belirten Hamidi, “Dünya genelinde ortalama zorunlu eğitim süresi 11–12 yıl civarındadır. Ancak Türkiye’de 2012 yılı verilerine bakıldığında ortalama eğitim süresi 6–6,5 yıl seviyelerindeydi. Bu da Türkiye ile diğer ülkeler arasında ciddi bir fark olduğunu göstermektedir” dedi.

Hamidi, zorunlu eğitimin niceliksel olarak artmasının tek başına yeterli olmadığını, eğitimin niteliğinin esas alınması gerektiğini vurguladı.

“ZORUNLU EĞİTİMDEN NİTELİKLİ EĞİTİME GEÇİLMELİ”

Panelde söz alan Memur-Sen Diyarbakır İl Başkanı Ramazan Tekdemir ise mesleki ve zorunlu eğitimin artı ve eksilerini değerlendirdi. Konuşmasına Bediüzzaman Said Nursi’nin “Bir şeyin aslını gösteren onun semeresidir” sözüyle başlayan Tekdemir, mevcut eğitim sisteminin istenilen sonucu üretmediğini söyledi.

Tekdemir, “Eğitim sürekli değiştirilen bir alan haline geldi. Oysa verim alabilmek için sağlam bir iskelet gerekir. Biz bu iskeleti oluşturamadık çünkü eğitimi ideolojiden arındıramadık. Zorunlu eğitim, başarıyı ölçen bir kriter değildir. Asıl olan nitelikli eğitimdir. Öğrencinin ilgi ve yeteneklerine uygun, daha esnek ve yönlendirici bir sistem kurulmalıdır” ifadelerini kullandı.

Merkeziyetçi eğitim anlayışının azaltılması gerektiğini belirten Tekdemir, yerelden güç alan, modüler ve yönlendirici modellerin başarıyı artıracağını vurguladı.

EĞİTİMDE YAPISAL DÖNÜŞÜM ÇAĞRISI

Panelin sonunda yapılan değerlendirmelerde, mesleki eğitimin üretim ve istihdamla entegre edilmesi, zorunlu eğitimin ise esnek ve nitelik odaklı bir yapıya kavuşturulması gerektiği yönünde görüş birliği oluştu. Katılımcılar, mevcut eğitim sisteminin gençleri hayata hazırlamakta yetersiz kaldığını belirterek, acil ve köklü bir eğitim reformu çağrısında bulundu.




Bu haber 406 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER EĞİTİM Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
HABER ARA
GAZETEMİZ

YAZARLAR
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
YUKARI YUKARI