Öger Her yıl yılbaşı yaklaşırken Türkiye'de ve dünyada aynı manzaraya şahit oluyoruz: dar gelirli vatandaşların uzun kuyruklarda umut bileti satın almak için beklemeleri. Bu görüntü masum bir eğlence olmaktan öte, toplumsal bir bağımlılığın ve umut istismarının yansımasıdır.dedi

Kumar bağımlılığıyla mücadele eden bir sivil toplum kuruluşu olarak görüşümüz açıktır: Milli Piyango ve benzeri çekiliş sistemleri, özellikle toplumun ekonomik açıdan hassas kesimlerini hedef alan yapılandırılmış bir düzendir.

1. Dini ve Ahlaki Perspektif

İslam inancında kumar (meysir), yalnızca bir oyun değil; emeğin karşılıksız aktarımı, iradenin zayıflatılması ve toplumsal adaletin ihlali olarak değerlendirilir. Maide Suresi 91. ayette belirtildiği üzere; "Şeytan içki ve kumarla aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister." Kumar, çalışmadan kazanma hayalini normalleştirirken, dini öğretiler rızkın emek, sabır ve helal çaba ile elde edilmesini öğütler. Bir kişinin kazancının binlercesinin kaybı üzerine kurulduğu bir sistemde ahlaki meşruiyet tartışmalıdır.

2. Ekonomik Sömürü Gerçeği

Milli Piyango kuyruklarında bekleyenlerin büyük çoğunluğu asgari ücretliler, işsizler, emekliler ve gençlerden oluşmaktadır. Bu sistem, "zengin olma ihtimali" üzerinden, sınırlı gelirlerin düzenli olarak transfer edilmesini sağlamaktadır. Bu durum, yalnızca bir şans oyunu değil; ekonomik olarak kırılgan kesimlerin umutlarının sistematik olarak sömürülmesidir.

3. Bağımlılık Riski

Kumar bağımlılığı geçici bir heves değil, bilimsel olarak tanımlanmış bir davranışsal bağımlılıktır. "Kazansaydım hayatım değişirdi" düşüncesi, bireyleri sürekli olarak tekrar denemeye yönlendirir. Tedavi merkezlerine başvuran pek çok kişinin hikayesi "bir kere denemiştim" cümlesiyle başlamaktadır.

4. Medya Propagandası ve "Milli" İsminin İstismarı

Milli Piyango'nun ulusal ve yerel medyada yoğun reklam kampanyalarıyla sunulması, büyük ödül vurgusunun abartılı şekilde propagandasının yapılması dikkat çekicidir. Özellikle "milli" ön adının kullanılması, bu faaliyete ulusal bir meşruiyet ve sosyal kabul görüntüsü kazandırmakta, oysa bu isim altında gerçekleşen uygulamanın toplumsal zararları göz ardı edilmektedir.

"Milli" kavramı, ortak değerleri ve ulusal çıkarları çağrıştıran bir sözcüktür. Ancak bu ismin bir şans oyununa verilmesi, ulusal duyguların istismar edilerek sömürü mekanizmasının perdelendiği bir çelişkiye işaret etmektedir. Gerçekte "milli" olan, toplumun refahı, sağlığı ve geleceğidir; belirli kesimlerin umutlarının ticari meta haline getirildiği bir düzen değildir.

Çağrımızdır

· Devlet politikaları, şans oyunlarının olumsuz etkilerini azaltacak ve önleyecek şekilde düzenlenmeli, "milli" gibi toplumsal değer ifade eden kavramların ticari şans oyunları için kullanımı gözden geçirilmelidir.
· Medya kuruluşları, bu tür çekilişleri masumlaştıran dil ve sunumları, özellikle abartılı büyük ödül propagandasını gözden geçirmelidir.
· Aileler ve eğitim kurumları, gençleri "kolay yoldan zenginlik" illüzyonuna karşı bilinçlendirmelidir.

Bir toplumun gerçek umudu, çekiliş toplarında değil; alın terinde, adalette ve üretimde yeşerir. "Milli" olan, umudun ticarileştirilmesi değil, toplumsal refahın hakkaniyetle sağlanmasıdır.dedi