![]() |
Tweet |
Acar, şiir yolculuğuna 2005 yılında başladı; kelimeleriyle hem kendini hem de yaşadıklarını onarmayı seçti. 2008’de yayımladığı ilk kitabı “Mecnuna Döndüm”, aşkın ve deliliğin kesiştiği bir yolun başlangıcıydı. Ardından 2018’de gelen “Sensiz Eksiğim”, eksilmenin, yarım kalmışlığın ve özlemin izlerini taşıyordu. Şair şimdi, 2025’te “Ömrümün Hasar Tutanağı” ile yüreğinin bir başka sayfasını açıyor: kırılmış, yanmış ama hâlâ sevmenin sorumluluğunu taşıyan bir kalbin sayfasını...
Acar, yeni kitabında aşkı sadece bir duygunun değil, bir kaybedişin tanıklığı olarak görüyor. Her dize, bir anının tutanağı, bir sessiz çığlığın imzası gibi. Şiirlerinde özlem, sadece birine duyulan hasret değil; zamanın, mekânın ve insanın kendine yabancılaşmasına dair bir iç sızı olarak yankılanıyor.
Edebiyat dünyasında on yıllardır kendine özgü diliyle yer edinen Acar, 2014 yılından bu yana Diyarbakır Yazarlar ve Şairler Derneği (Diyşad)’ın başkanvekili ve kurucu üyelerinden biri olarak bölgesel edebiyata da yön veriyor. Aynı zamanda üç ayda bir yayımlanan Hevsel Dergisi’nin yayın kurulu üyesi ve kalem emekçilerinden biri.
Şair, “Ömrümün Hasar Tutanağı” için şunları söylüyor:
> “Bu kitap, kalemle değil, kalbimin kırıklarıyla yazıldı. Her satır bir yara, her mısra bir itiraf gibi. Sevdanın bedelini kelimelerle ödedim; geriye sadece sessiz bir tutanak kaldı.”
Edebiyat çevreleri, Acar’ın yeni kitabını “duyguların hesap defteri” olarak tanımlıyor. “Ömrümün Hasar Tutanağı”, okuru yalnızca okumaya değil, kendi iç dünyasında bir hasar tespitine çağırıyor.