Bugun...



TOPLUMSAL MUTABAKAT DERNEĞİ TBMM'YE DEMOKRASİ MANIFESTOSU SUNDU

"Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu" Genel merkezi Diyarbakırda olan Toplumsal Mutabakat Derneğinin düşüncelerini almak için TBMM'ye davet etti.

facebook-paylas
Güncelleme: 11-10-2025 01:34:35 Tarih: 11-10-2025 00:53

TOPLUMSAL MUTABAKAT DERNEĞİ TBMM'YE  DEMOKRASİ MANIFESTOSU SUNDU

Genel Başkan Mahmut Şimşek'in konuşmasını  olduğu gibi aktarıyoruz.

Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri hepinizi saygı ile selamlıyorum.

 

 

Genel merkezi Diyarbakır’da olan genç bir düşünce kuruluşuyuz. Henüz üç yaşındadır. Kimselere yaslanmadan,  özgür birey için özgür ortam arayışındadır. Ülkede sivil Toplumsal Mutabakatı sağlamak için STK Sivil Toplum Kuruluşu DKK, Demokratik Kitle Kuruluşu, Vakıf ve Kanaat insanlarından oluşan bir SİVİL OMBUNDSMALIK PLATFORMU(SOP)u orta vadede kurmaya çalışmaktadır.  

Ülkede sivil demokrasinin yaşaması için Toplumsal Mutabakat derneği bugünü kuruluşundan itibaren gören ve seslendiren bir yapıdır.  2022 den itibaren çeşitli ulusal kanallarda, çalıştaylarda ve basın açıklamalarında devamla ve inatla “Yeni bir sürecin başlaması ancak Devlet Bahçeli’nin Klasik Milliyetçilikten, Modern milliyetçilik basamağına çıkması ve Devlet Başkanı tarafından desteklenmesi halinde diğer partiler buna katkı sağlar “ diyorduk. Bu görüşümüz nedeniyle sıklıkla ve her ortamda eleştirildik. Ama biz ısınan Türkiye’nin soğumasının ve normalleşmesinin ancak bu yolla olabileceğini Diyarbakır gibi bir yerde tekrarladık. Devlet Bahçeli’nin çağrısı, Öcalan’ın, PKK’ye silah bıraktırma sürecini hepimiz biliyoruz. Muhterem Komisyon bu kronolojik safhayı birçok davetliden dinlemişsiniz. Buralara girmeyeceğim.  Biz Terörsüz Türkiye çağrısından kısa bir süre sonra “Siyasi Mutabakatın Mecliste Sağlanması Gerekir” başlıklı bir basın açıklaması yaptık.  Bu komisyonun oluşması bizi elbette sevindirdi.  Önümüzdeki sürecin iyi bir takipçisi, uyarıcısı ve önermecisi olacağımıza inanıyoruz.  İlgiliyiz ümit varız...

 Toplumsal Mutabakat Derneğinin düşünce ve önerilerini arz ediyorum;

Prof. Dr. Faruk Erem’in “Neyi kazırsanız kazıyın, altından insan çıkar” der. Onun bu sözü, Türkiye demokrasisinin en önemli eksik yanına adeta ışık tutmaktadır. Dünden bugüne Türkiye’de ve Ortadoğu’da hangi taşı kaldırırsanız kaldırın, altında Kürd veya Kürd Demokratik Hakları'nın eksik bir yanı çıkar. Filistin halkını da unutmuyoruz elbette.

Türkiye’de toplumsal barışın sağlanması, demokrasimizin eksikliklerinin giderilmesi ve güçlendirilmesi ancak Kürd  Demokratik Haklarının eksikliklerini gidermekle mümkündür.

Toplumsal barışın sağlanması için Kürd Demokratik Hakları ile ilgili bazı tespit ve önerilerde bulunacağız.

 Türkiye, yüzyıldır ulus devletini inşa etmeye çalışmaktadır. Ancak her adımda Kürd Demokratik Hakları nedeniyle patinaj yaparak ekonomik, demokratik, siyasi ve kültürel konularda toplumsal travmalar yaşamaktadır. Bu nedenle ulusal demokratik devlet olma niteliğini ne içerde ne dışarıda geliştirememektedir.

Bugüne varmak sistemin yüz yılını bu iktidarın yirmi yılını aldı. Bugünkü Devlet başkanının 2005 Temmuz’unda Diyarbakır’da “Kürd sorunu benim sorunumdur”, demesi ve defacto reformlarıyla  Kürdü adıyla çağıran başka bir lider olmadı.

Devletin ve iktidarın “Terörsüz Türkiye” şiarıyla attığı yeni adımın meclisteki partiler tarafından benimsenerek bir mutabakat komisyonuna dönüşmesi sevindiricidir. Örgütün silah bırakma kararı da, kronik iç husumetin iç barışa dönüşmesini sağlayacak umudu şüphesiz önemli ve değerlidir. 

Yeni süreçle meclisten beklenen demokratik hakların düzenlenerek güvence altına alınması eşitlik ve kardeşliğin tesis edildiği bir dönem olma şansını önümüze koyuyor. Yeni gelişmeler çerçevesinde atılacak bazı hukuki düzenleme adımları ve hazırlıkları yeni demokrasiye ve orta vadede yeni bir Anayasa'ya yerelde ve genelde alt yapı işareti ve güvencesi olacağı beklenen şeylerdir.

Toplumsal Güven için eşitlik ve Kardeşlik:

Kürd Demokratik Haklarının “var da yok” sayılmasını bugüne kadar demokrasimizin çok pahallı bir eksikliği olarak yaşadık. Bu eksikliğin giderilerek bir arada yaşamayı sağlamak, özünde en kolay, en olabilir ve en maliyetsiz sosyal, siyasal, kültürel ve demokratik iş birliğidir. Sistemde bu eksikliğin, bu güne kadar giderilmemesi halkların değil, bizi yönetenlerin psikolojik korkusundandır. Yüzyıldır bu psikolojik korku, ulusal üstünlük sendromuna dönüşmüş ve hepimizin bildiği ve yaşadığı tahminler ötesi can ve mal kaybına sebep olmuştur.

Öyleyse; tüm siyasi partiler ve paydaşları, artık barış, demokrasi, eşitlik ve kardeşlik için “Dünü ortak unutmaları”, “Helalleşmeleri”  ve yeni yaşamın nimetlerini halka anlatmalılar. Bu umut bu komisyonla sürüyor. Devlet Bahçeli ve Abdullah Öcalan’ın çağrıları yeni demokratik, eşit vatandaşlık ve kardeşlik potasında buluşacağa benziyor. Komisyonun sivillere önem veren çabaları ülkede yeni demokrasi cemresinin tutacağına işaret ediyor. Komisyon, meclise, yeni yasal düzenlemelere kadar zihniyet değişikliğine dair bazı öneriler de sunmalıdır.

Bu nazik evrede,

Türkler, Kürtlere  yönelik asimilasyon ve kültürel baskılara karşı durmalıdır.

Kürdler de, Türklerin  “ayrılma kaygılarını” giderecek güven verici demokratik birlik siyasetini izlemelidir.

Siyasi partiler arasında, vatandaşlar arasında da demokrasinin yol işaretleri için karşılıklı güven ve yumuşama için bu komisyonunun görevi mecliste ve halk arasında uzun bir süre devam etmelidir.

Anadil ve Eğitim:

Anadilde eğitim hakkı,  insani, İslami ve evrensel bir haktır.

Anadilde eğitim ve öğretim, devlet güvencesinde okul öncesinden başlayarak üniversiteye kadar yasal vatandaşlık hakkı olarak sağlanmalıdır. 

 İkinci resmi dilin varlığı ülkeyi bölmez; aksine demokratik birliği güçlendirir, kültürü zenginleştirir.

Zira her halk, yaşadığı yerde dilinin ve inancının özgür olduğu kadar özgürdür.

Orta vadede, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu bünyesinde Kürd Dil kurumu ve Kürd Tarih kurumu bölümü açılmalı ve kurumsal altyapıları oluşturulmalıdır.

Demokratik Haklar ve Siyasal Katılım

Her türlü yerel ve genel demokratik hakların muhatabı Türkiye  Büyük  Meclisi ve Devlet Başkanı olmalıdır.

Tüm partiler, Sivil Toplum Kuruluşları, Demokratik Kitle Kuruluşları, Vakıf ve Kanaat İnsanları ortak yeni bir  hafızanın inşası ve helalleşme süresince sahada olmaları, halka bilgi ve katkı sunmaları gerekir.

Sayın Başkan Değerli komisyon üyeleri, ne kadar zengin olursanız olun. İki şeyi çarşıda pazarda satın alamazsınız.

Bu devletin, bu meclisin ve iktidarların yüz yıldır Kürd vatandaşlarından, esirgediği  çarşıda pazarda satılmayan sevgi ve güveni  artık verme zamanıdır. Kürd vatandaşlarda, "Devlet artık bizi ihmal etmez" intibaı hasıl olmalıdır.

 

Bu komisyon Türkiye Büyük Millet Meclisine, Türkiye Büyük Millet Meclisi de Devlet Başkanı’na Küliye’de bir  "Kürd Seksiyonu”nun kurulmasını önermelidir. Artık Kürdler tüm siyasi partilere beni stratejinizde unutmayın ve ” Bana bir şarkı söyleyin içinde ben olayım” diyor.

Muhterem Komisyonun  STK, DKK, Vakıf ve Kanaat insanlarıyla bire bir görüşmeleri ve temasları tüm vatandaşların, özellikle Kürd vatandaşların bu değişim ve dönüşüm beklentilerinin TBMM’ye iletildiğin bilmeleri çok değerlidir.

Çünkü, tüm Kürdler;

Militanla Yöneticinin,

Siyasetle Bürokrasinin,

Aidiyetle Şovenizmin,

Kimlikle Yurttaşlık bağının,

Savaşla Barışın,

Silahla Sandığın

ne olduğunu  artık anlamış ve kavramıştır. Düzenlenecek yasal ve orta vadede anayasal haklarla güven içinde olduklarını bilmeleri, görmeleri sağlanmalıdır. 

“Terörsüz Türkiye”  hamlesinden Kürdler genelde umutludur ve destekliyor. Fakat umudu kadar güven duyduğu söylenemez. Bu güveni sağlayacak ilk adımın sanırız dağdan gelenler, hapiste olanlar kadar vatandaşı da rehabilite edecek, psikolojik gerginlik yaratmayacak bir af çıkarılmalıdır.

Ekonomik Kalkınma

Bize göre Türkiye’nin iki temel problemi var.

Biri; Kürd, diğeri Ekmektir.

Ekmeğin düzeltilmesini ve maliyetini ekonomistler bilir. Fakat Kürd Demokratik Hakları, ülkeye sıfır maliyetlidir. Yeni demokratik hakların yasal düzenlemelerle demokratik birliği sağlamaktan geçtiğine inanıyoruz.

Toplumsal barışın ve güvenin bölgede ve ülke de kalıcı olması, şüphesiz ekonomik kalkınma ve refah ile doğrudan orantılıdır.

Bölgede suçlu arama yerine artık kalkınma ve yatırımcı arama sürecinin başlaması çok önemlidir.

GAP ve DAP yatırımları hızla tamamlanmalıdır.

Silvan Barajı bitirilmelidir.

 Bölgede 1,6 milyon dönüm tarım toprağı suya kavuşmalıdır.

Elektrik, gübre ve yakıt girdilerinde çiftçiye %50 sabit indirim uygulanmalıdır.  

 Bölgede GES ve RES enerji teşvikleri cazip hale getirilmelidir. 

Ekonomik yatırımlar, toplumsal barışı destekleyecek şekilde hızlandırılmalıdır.

 Bölge OSB’lerin güncel sorunları ele alınmalı ve dış pazar bulmada devlet öncülük etmelidir.

Sulama ve tarım-sanayi entegrasyonu için tarım ve sulama sanayi alt yapı teşviklerinin artırılması gerekmektedir.

Barış sofrası Turizm, bölgede  tarım kadar önem arz ediyor. Tarih ve inanç turizminin uluslar arası düzeyde TÜRSAB eliyle desteklenmesi ve programa alınması önerilmelidir. 

 Sınır ticareti kapsayıcı ve destekçi düzenlemelerle mutlaka güçlendirilmelidir.

Toparlar isek;

Komisyon, bu süreçte silah bırakıp ülkeye dönen vatandaşları, toplumsal psikolojiyi germeden, nasıl rehabilite edilmeleri gerektiğini ve yaşama katılmalarının yasal düzenlenmesini meclise önereceğini umuyoruz.

Komisyon, mağduru ve mağruru değil;  eşit, kültürü ve aidiyetiyle çağrılabilen çağdaş bir devletin vatandaşları için yeni demokratik iklimin köşe taşlarının ne olduğunu tespit etmeli ve meclise önermelidir. Sivil siyasi mutabakat toplum tarafından artık dayatılıyor. Bugün bu mutabakata katılmak bile dünden daha ilerde olduğumuza işarettir.

Yüz yıldır parlamentarist sistemde Kürd ve Türk siyasetçiler "Kürd Sorunu" tanımını adeta dalaşmak için kullanıyorlar. Bu tanım bize olumsuzluk ve  itiş kalkıştan başka bir şey getirmedi. Dünü kaşımaktan başka işe yaramadı.

Sayın meclis Başkanımız, değerli Komisyon üyeleri bu konu da size birer mektup gönderdik. Toplumsal Mutabakat Derneği olarak şu önerimizi meclis partilerine iletmenizi diledik. Huzurunuzda bu önerimizi tekrarlıyoruz. Yüz yıldır “Kürd Sorunu” deyip duran tüm siyasiler, artık bu tanım yerine "Kürd Demokratik Hakları" tanımı kullanmalarını öneriyoruz. Bu önerimiz dikkate alınırsa, belki o zaman siyasetçiler demokrasimizin eksiklerini masaya yatırarak, eksik yanlarının neler olduğunu, nasıl giderilmesi gerektiğini daha net işaret edip, birbirleriyle konuşabilirler diye düşünüyoruz.

Nazik bir süreçten geçiyoruz.  Vatandaşların psikolojik cenneti ve cehennemi devletin, iktidarın ve siyasi parti liderlerin dilinin ucundadır. Devletin dili, güven veren, kapsayıcı, birleştirici bir dil olması kadar, parti liderlerinin dili de normalleşme ve birleştiriciliğe çağıran bir dil haline gelmelidir.

Kürd Demokratik Hakları, yüz yıldır  Meclis’in sırtında değil, boynunda asılı duran maddi-manevi günah dolu bir sorumluluktur. Bu yeni süreç ile bu günahtan, bu sorumluluktan kurtulmanın yolu eşit vatandaşlık ülküsü ile  yeni demokrasi için bir fırsat olacağı ve heba edilmemesi gerçeği ortadır. 

Demokratik hakların tanınması, ekonomik kalkınmanın hızlandırılması, demokratik eşitliğin ve kardeşliğin güçlendirilmesi için bu sürece baştan beri desteğimizi çeşitli defalar açıkladık ve desteklemeye devam ediyoruz. Meclisin vardığı siyasi mutabakatın sürdürülmesi ve olgunlaşması zorunludur. Şüphesiz bu sürece yalnız siyasi aktörlerin değil, örgütlü örgütsüz tüm vatandaşların imece usulü düşünce ve moral katkıları değerlidir.

Yeni başlayan bu olanak ile doğru ve yerinde hamlelerle hep birlikte güzelim ülkeyi demokrasi bahçesi yapmaya çalışalım.

 

Özetle,

Bu süreç devam ederse, artık iç politikamızın dış politikamızı belirleyeceğine inanacağız. 

 

Toplumsal Mutabakat Derneği Üyeleri adına hepinize ayrı ayrı saygılar sunuyor, davetiniz için tekrar teşekkür ediyorum.




Bu haber 175 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER DİYARBAKIR Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI