Bir toplumu ayakta tutan son kale ailedir.
Bir bina için sütun, bir doku için hücre, bir tarla için tohum neyse, toplum için de aile odur.
Ne yazık ki bugün ailelerimiz kan kaybediyor. Her boşanma bir yuvayı yıkıyor. Her parçalanan aile bir çocuğun ruhunu incitiyor.
TÜİK verilerine göre 2024’te 187.343 çift boşandı. Bu boşanmaların sonucunda 186.536 çocuk mağdur oldu. Her rakamın arkasında gözyaşı, kırılmış umut ve travma var.
Boşanan çocukların yaklaşık %75’i anneye, %25’i babaya veriliyor. Psikolojik sorunlar artıyor, akademik başarı düşüyor, sosyal uyum zorlaşıyor. Tek ebeveynin omzuna ağır bir yük biniyor.
Toplumsal ve ekonomik zarar da cabası. Tek ebeveynli aileler, devletin sosyal yardım yükünü artırıyor. Çocukların uyum sorunları, eğitim ve davranış problemleri toplumun huzurunu etkiliyor.
Peki neden bu kadar boşanma?
Sebep çoğunlukla ahlaki çözülme. Ekonomi tek başına boşanma sebebi değil. Tarih boyunca fakirlik boşanmayı tetiklemedi. Asıl sorun, şahsiyet ve karakter eksikliği. Temeli sağlam olmayan bir evlilik, dışarıdan ne kadar süslü görünse de içten içe yıkıma mahkûmdur.
İslam, bize çok net öğüt veriyor:
“Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyun.” (Tahrim, 6)
Müslümanların yükümlülüğü daha büyüktür. Çünkü örnek aile oluşturmak inancımızın gereğidir. Bunu yerine getirmediğimizde hem dünyamızı hem de ahiretimizi kaybetme riskiyle karşı karşıyayız.
Ailenin temeli, insani ilişkidir. Önce insan olmak, karşındakini insan yerine koymak gerekir.
Dışarıda nazik ve sabırlı olan bir kişi, evde eşine ve çocuklarına kaba davranıyor mu? Sabırlı ve anlayışlı olmanın sınırı aileye gelince neden azalıyor? Bu sorunun cevabı karakter ve şahsiyet zafiyetlerinde gizlidir.
Aile birliği, suyun kimyası gibidir. Hidrojen ve oksijen birleşirse hayat kaynağı olan su olur. Ama ayrıldıklarında biri yakıcı, diğeri yanıcı gazdır. Ortada su kalmaz; yangın, gözyaşı ve acı kalır.
Aile ağacımızın tohumu sadakat, toprağı şahsiyet, suyu şefkat, güneşi muhabbet, bakıcısı fedakârlık olmalıdır. Bir bileşeni eksik bırakırsak, aile ağacı kurur ve yıkılır.
Mutlu aileler, cennetin dünyadaki şubeleridir. Dağılan aileler ise cehennemin dünyadaki şubesi hâline gelir.
Boşanmanın çocuklar, toplum ve ekonomi üzerindeki etkisi yıkıcıdır. Akademik başarı düşer. Sosyal uyum bozulur. Psikolojik sorunlar artar. Tek ebeveynin yükü ağırlaşır. Devlet destek sistemleri üzerindeki baskı artar.
İşte bu yüzden başka bir alternatif yok: Aileyi korumak, hem çocuklarımızın hem toplumun hem de kendi ahiretimizin güvenliğini korumaktır. Aileyi korumak vatanı korumaktır.
Gelin, gelin ve bugün bir karar verelim:
• Sadakatimizi kaybetmeyelim.
• Şefkatimizi esirgemeyelim.
• Muhabbeti büyütelim.
• Fedakârlıkla ailemizi koruyalım.
Allah için, kendimiz için, çocuklarımız için, toplum için…
Çünkü başka alternatif yok!
Kutlu Doğum vesilesiyle gündeme getirmeye çalıştığımız aile yaşamını öğrenmeyi ve yaşamayı Rabbimiz hepimize nasip etsin. Evimiz ihlâs, iffet, fedakârlık, sevgi, saygı, sabır, ahlak ve adalet ile şen, fertlerini aile ve hayatta başarılı kılsın. Âmin.
Ahmet Yoldaş
Türkiye Aile Meclisi Diyarbakır İl Başkanı