“O Allah ki, gökleri ve yeri yoktan var etti.” (En’âm, 101)
Kulluğun ilk adımı, Rabbini tanımaktır. Çünkü tanımadan sevemezsin; sevmeden teslim olamazsın.
Allah’ı tanımak, aklın sınırlarını aşan bir yolculuktur; kalbin kapılarıyla başlar, ruhun derinliklerinde yankılanır.
İnsan, Rabbini tanıdıkça kendini bulur. Rabbinden uzaklaştıkça da kendini kaybeder.
Kur’an bu hakikati şöyle bildirir: “Allah’ı unutan, bu yüzden Allah’ın da kendilerini kendilerine unutturduğu kimseler gibi olmayın.” (Haşr, 19)
Allah’ı Tanımanın Şerefi
Her şeyin kaynağı O’dur. Göklerdeki yıldız, yeryüzündeki toprak, kalbimizdeki iman hepsi O’nun kudret elinden doğmuştur.
İmam Gazâlî der ki: “Allah’ı tanımanın zevki, cennet nimetlerinden daha üstündür. Çünkü O’nu tanımak ebedî bir vuslattır.”
Bir kul, Rabbini tanımaya yöneldiğinde hayatı değişir. Bakışları, duyguları, hedefleri artık dünya merkezli değil, Allah merkezli olur.
Bu da kulluğun özüdür: Her şeyi Allah için yapmak, her işte O’nun rızasını aramak.
Allah’ı Tanımak Akılla Değil, Kalple Olur
Akıl, yaratılmışı anlamada güçlüdür; ama Yaradan’ı kuşatamaz.
Şeyh Abdulkadir Geylânî şöyle buyurur: “Aklın idrak edemediğini kalp sezer. Kalbi arındır, gönlünü temizle; çünkü Allah oraya nazar eder.”
Bu söz, hakikatin kapısını aralar: Allah’ı tanımak bilgiyle değil, teslimiyetle mümkündür. Kalp secdeye vardığında, akıl da huzur bulur.
Seyyid Kutub da “Fi Zilâlil Kur’an”da der ki: “Allah’ı tanıyan insan, korkularından kurtulur. Çünkü artık kaderin sahibini tanımaktadır.”
Bu şuuru yakalayan kul, artık olayların değil, takdirin dilini okur. Her şeyde bir hikmet görür, her acıda bir rahmet sezebilir hâle gelir.
Varlığın Aynası: Kâinat
Kâinat, Allah’ın sessiz bir kitabıdır. Her varlık O’nun bir isminden haber verir. Rüzgâr “Rezzâk”ı, gök “Azîm”i, merhamet “Rahmân”ı fısıldar.
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî der ki: “Her zerrede Allah’ın bir nişanı vardır; ama kör olan göz, güneşi bile göremez.” Bu yüzden tefekkür, kulluğun en önemli kapılarından biridir.
Kâinata ibretle bakan, Allah’ın kudretini temaşa eder. Bir damla suda O’nun yaratışındaki inceliği gören kul, secdeye daha derin varır.
Kalbe Yerleşen Tevhid
Tevhid, sadece “Allah birdir” demek değildir. Tevhid, “Allah’tan başka hiçbir gücün olmadığını kalben bilmek”tir. Bu bilinç yerleştiğinde, insan ne makamla şımarır ne de musibetle yıkılır.
İbn Teymiyye şöyle der: “Kim Allah’a gerçekten tevekkül ederse, kalbinde korku değil huzur olur.”
Gerçek kulluk da buradan doğar. Çünkü kalbi yalnız Allah’a bağlanan insan, artık hiçbir beşerin önünde eğilmez. O’nun huzurunda eğilen baş, hiçbir putun önünde doğrulmaz.
Son Söz ve Dua
Allah CC. tanımak, tüm kulluğun temelidir. O’nu tanımayan hiçbir ibadet, sahibini menziline ulaştıramaz. O’nu tanıyan kul ise, her secdede bir adım daha yaklaşır Rahman’a.
Rabbim, bize kendini hakkıyla tanımayı, tanıdıkça sevmeyi, sevdikçe kulluğa sarılmayı nasip eylesin.
Kalplerimizi zikriyle diriltsin, gönüllerimizi marifetiyle nurlandırsın.
Ve bizi, “Rabbim Allah’tır” diyerek yürüyen sâdık kullarından eylesin. Âmin.
Ahmet YOLDAŞ
