“Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk edin ki takvaya eresiniz.” (Bakara 21)
Kulluğun yolları çoktur ama hepsi tek bir kapıya çıkar: Allah’a teslimiyet kapısı.
Bu yolda yürüyen, bazen ibadetle, bazen sabırla, bazen gözyaşıyla yol alır.
Kimi secdede susar, kimi hizmette konuşur, kimi dua eder, kimi dayanır.
Ama hepsi aynı niyetle yürür: “Ben Allah içinim.”

1. İbadetin Ruhu
İbadet, sadece bedensel hareket değil; kalbin Allah’la buluştuğu andır. Namaz, oruç, zekât, hac… hepsi bu buluşmanın farklı dilleridir.
İbadetin ruhu, şekilden ziyade niyettedir.  “Ameller niyetlere göredir.” (Buhârî)
Bir namaz, seni Allah’a yaklaştırıyorsa o namaz ruhludur.
Bir oruç, seni sabra ve merhamete taşıyorsa o oruç değerlidir.
Bir zekât, yoksulun yüzünü güldürüyorsa, o zekât Allah’a ulaşmıştır.

Hz. Peygamber (s.a.s) buyurur: “Nice oruç tutan vardır ki orucundan sadece açlık, nice namaz kılan vardır ki namazından sadece yorgunluk kalır.”
İbadet, kalpten kopup Rabbine ulaşan samimi bir yöneliştir. Eğer kalp yoksa, şekil sadece kabuktur.

2. İhlas: Amelin Kalbi
İhlas, yapılan her işte yalnız Allah rızasını gözetmektir. Gösterişten, alkıştan, övgüden uzak bir haldir.
Hz. Ömer (r.a) şöyle der: “İhlas, amelin gizli kalbidir. Allah için yapılmayan işin değeri yoktur.”
İhlas, az ameli büyük, gizli yapılanı bereketli kılar. Bir damla ihlas, binlerce gösterişli amelden daha kıymetlidir.
“Kim Allah’a kavuşmayı umarsa, salih amel işlesin ve Rabbine kullukta hiçbir şeyi ortak koşmasın.” (Kehf 110)

3. Takva: Kulluğun Zirvesi
Takva, Allah’ın sınırlarına riayet etmektir. Harama yaklaşmamak, şüpheli olandan kaçınmaktır.
Takva, insanı hem günaha hem gaflete karşı korur. 
Hz. Ali (r.a) takvayı şöyle tarif eder:  “Takva; Allah’tan korkmak, Kur’an’a uymak, azla yetinmek ve ahirete hazırlanmak demektir.”
Takva, kalpteki bir bilinçtir. Bu bilinç, insanı her adımda Allah’ı hatırlamaya yönlendirir.
“Allah’a karşı gelmekten sakının; çünkü Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” (Haşr 18)

4. Zikir: Kalbin Nefesi
Zikir, sadece dilde değil, kalpte Allah’ı anmaktır. Zikir, kalbi diri tutar, gafleti kovar, ruhu aydınlatır.

Hz. Peygamber (s.a.s) buyurur: “Allah’ı zikredenle zikretmeyenin farkı, diri ile ölü gibidir.”

Kalbini Allah’a bağlayan bir zikir, hayatın her anını ibadete dönüştürür. Yürürken, çalışırken, susarken bile “Allah” demektir bu. “Kalpler ancak Allah’ı zikretmekle huzur bulur.”
(Ra’d 28)

5. Hizmet: Kulluğun Sosyal Yüzü
Kulluk, sadece bireysel değildir. Bir mümin, toplum içinde de Allah için yaşar. Yoksula yardım eder, yetimi korur, adaleti savunur.
Hz. Peygamber (s.a.s) buyurur: “İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır.”
Kulluğun yollarından biri de hizmettir. Bir kalbi onarmak, bir gönlü sevindirmek, bir kardeşine nasihat etmek…Bunların her biri Allah katında ibadettir.

Dua:
Allah’ım, amellerimize ihlas nasip eyle.
Kalplerimizi zikrinle dirilt, takva ile süsle.
İbadetlerimizi kabul eyle, hizmetimizi bereketlendir.
Her adımımızı Senin rızana vesile kıl. Âmin.

Ahmet YOLDAŞ