Bugün İslam dünyasının en büyük imtihanıyla karşı karşıya olduğumuz bir dönemdeyiz. İsrail ve ABD’nin her gün yeni işgalleri ve yeni soykırımlarıyla uyanıyoruz. Filistin, Gazze, Yemen, Lübnan, İran, Irak, Suriye yarın neresi?
Gazze ve Yemen başta olmak üzere İslam coğrafyasında işlenen zulüm artık insanlığın tahammül sınırlarını aşmış durumda.
Bitmek bilmeyen yeni saldırılar, yeni katliamlar ve yeni işgaller…
İsrail ve ABD işbirliğiyle yürütülen bu vahşet, sınır tanımadan sürüyor. Dün Yemen, bugün Gazze’de Nasr Hastanesi; hedef alınan gazeteciler, sağlıkçılar, siviller… Onlarca masumun daha kanı döküldü.
Ancak uluslararası toplumun ve İslam dünyasının tepkisi ne? Geleneksel hale gelmiş olan “kınıyoruz,” “şiddetle kınıyoruz,” “en sert şekilde kınıyoruz”… Kınama sonucu; koskocaman bir sıfır.
Dünyaya, Türkiye’ye ve İslam İşbirliği Teşkilatı’na soruyorum: Bugüne kadar yayımladığınız kınamaların hangisi İsrail ve ABD’nin işgallerini, katliam ve soykırımlarını durdurdu?
Daha da çelişkili, dehşetli ve acı olan ise, İsrail’e bir yandan petrol sevkiyatı, istihbarat paylaşımı ve ticaret yapılırken, diğer yandan kınama bildirilerinin yayınlanmasıdır. Bu ikiyüzlülükten başka bir şey değildir.
Sessizliğe ve İkiyüzlülüğe Yazıklar - Veyl Olsun
Ey İslam Ülkeleri!
Askerlerinizi, uçaklarınızı, savaş gemilerinizi bugün değilse ne zaman ve kime karşı kullanacaksınız?
Artık izzet ve onurunuzu kuşanın, ayağa kalkın ve dirilin. ABD ve İsrail’den değil, gerçek güç ve kudret sahibi Allah’tan korkun.
Ey Müslüman ülkeler, sıra size gelmeden önce uyanınız; askeri, siyasi ve ekonomik güç birliği oluşturunuz, ABD ve İsrail’in, plan, işgal ve saldırılarına karşı birlikte durunuz.
Bugün Filistin ve Yemen’de yaşananlar, yarın sizin topraklarınıza ulaşacaktır.
Unutmayınız ki, iktidar kalma uğruna yaptığınız işbirlikçilik ve korku son kullanım tarihiniz geldiğinde sizi kurtarmayacaktır.
Yaşasın Direniş
Vesselam.