Bugun...


Halit Eşkan

facebook-paylas
SÖZ SÖYLEMEK, SÜKÛT ETMEK, SIR SAKLAMAK-9-
Tarih: 26-06-2025 00:02:00 Güncelleme: 26-06-2025 00:02:00



Şakası çok olanın aklı illetlidir. Çocuklarla şaka yapan çocuklar tarafından eğlenceye alınır. Büyüklerle şaka yapan onların gazabına uğrar. Adi kimselerle şaka yapan onların hakaretlerine maruz kalır. Ayrıca şaka kin tutmaya, kin de kötülüğe sebebiyet verir .Çünkü şaka düşmanlıkların tohumudur. Dolayısıyla şaka dostlukları bozar.
İSTİHZÂ
Başkaları ile alay etmek, onları hafife almak, hiçe saymak onları hakir görmek, tahkir etmek, ve ihanettir. İnsanları güldürmek için kişinin sözlerini hikaye ve taklit etmek, veya bir takım işaretlerde bulunmak veya ima yolu ile tahkir etmektir. Bu kötülük Kuran’da “Ey insanlar bir grup diğerlerini alaya almasınlar. Belki de onlar kendilerinden daha iyidirler. Kadınlarda başka kadınları alaya almasınlar belki onlar kendilerinden daha iyidirler.” (hucurat-11) ayeti kerimesi ile yasaklanmıştır.
MÜNAKAŞA
 
İnsanların aralarına kin ve nefret tohumlarını saçan onları birbirine düşüren ve can düşmanı yapan afatların başında karşılıklı tartışma yani cedelleşme yani münakaşa gelir. İnsanları münakaşaya sevk eden davranış bozukluğu itirazdır. Her ne sebeple olursa olsun dine aykırılık hariç bir başkasının sözüne itiraz etmek konuşma adabına uygun değildir. Bu konu ile ilgili olarak Peygamber Efendimiz (s.a.v) “Kardeşine itiraz etme, onunla alaylı konuşma, ona bir söz verip de sonra ondan cayma.” , “İtirazı terk edin zira onun hikmeti anlaşılmaz ve fitnesinden emin olunmaz.” buyurmaktadır. İnsanın dinleyip duyduğu doğru olan veya hak ile örtüşen her sözü hemen kabul etmesi kemâlattır. Din ile alakalı olmayan, yalan veya batıl olan bir söz içinde susmayı tercih ederek münakaşa yolunu kapatması selamettir. Selametin sağlanması için gereklidir. Çünkü münakaşanın dinde yeri yoktur. Mücadele kalbi katılaştırır. Alimleri cahilleştirir. Münakaşa da karşı tarafı yalancı çıkarma azmi vardır. Bunun için münazırlar gazaplanırlar. Münakaşa edenin mürüvveti gider. Münakaşa nefsin bir sıfatıdır. Nefsin kuvvetli şehvetlerindendir. Münakaşada nefsin zevki şeytanın teşviki vardır. Bu sebeplerle münakaşada gaddarlık ve karşısındakini ezme duygusu baskındır. Münazırlardan her biri kendi üstünlüğünü kabul ettirme çabasındadır. Bu çabanın batınında kendisini beğenme ve kibir vardır. Oysaki kibir rububiyet sıfatıdır. “Azameti Kibriya hakka yarar kul olanda o sıfatlar ne arar.” demiştir büyüklerimiz. Bu sebeple munazırlar hakkı teslim etme hakka teslim olma hakkı ortaya çıkarma amacından tamamen uzaklaşırlar.
Baskın çıkmak için kendi fikirlerini tekrar edip dururlar. Karşısındakilere saygı göstermezler, kaba ve haşin olurlar, hakkı reddederler, hatta inkâr ederler. Nihayet insan tabiatında var olan yırtıcılık vasfı zahir olur. Münakaşa bu durumu ile şiddeti çağrıştırır. Giderek kaba kuvvet devreye girer ve kavga başlar. Kavganın galibi haklılığını ilan eder. Fiziki güç fikri üstünlüğü bastırır. Kuvvetlinin iradesi veya menfaati hukuk olur. Orman kanunu olan bu kuralın sosyal hayattaki tezahürü zulümdür. Yüce Allah zalimleri sevmez. Nitekim hidayet (doğru yol) üzere olan bir topluluk tartışmaya girmeden dalalete düşmez. Nice ümmetlerin asırlar süren kavgaları ve sonuçta yok oluş sebepleri boş tartışmalar olmuştur. Bütün cinayetlerin öncesinde mutlaka tartışma vardır. Bu yüzden nice ocaklar sönmektedir, nice yuvalar bu yüzden dağılmaktadır.



Bu yazı 21563 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI