Kulun kendisi ile nefsi arasındaki sır kalbidir. Nefsinin mahremiyetidir. Onun için kişi içini, yoksulluğunu veya olumsuz düşünce veya davranışlarını halka anlatırsa itibarını kaybeder. Kötülüklerine halkı şahit tutmuş olur. Mevlana(Hz.) bu hususta “Gidişin altının(ticaretin), mezhebin(siyasi görüşün) hakkında sakın dudağını kıpırdatma ve onlardan kimseye bahsetme” tenbihatın da bulunuyor. Sırrını başkalarına söyleyen onlara kul olur.
İnsanın ailesi ile kendisi arasındaki sırlar, aile mahremiyeti ile alâkalıdır. Saklanması mutlaka gereklidir. Rasulü Ekrem (sav) “Aile sırlarını yayanların kıyamet ünü en kötü kişilerden sayılacağını haber vermektedir”.
Kul ile kul arasındaki sırlar emanettir, bunları açıklamak haramdır. Emanet edilen bir sözü başkalarına söylemek ihanettir, emanete ihanet nifak alametidir. Onun için emanet edilen sırrı açıklayan haindir. Bir mecliste konuşulanlar o mecliste bulunanlar için sırdır, emanettir. Bu sebeple sağda solda anlatılması caiz değildir. Konuştukları anlatılan şahsa ihanettir. Anlatan için murdarlıktır. Yani konuşulanları yayan kişi murdardır.
Muhakkak ki en güç olan üç şeyden birisi boş zamanı değerlendirmek, ikincisi bir derdi unutmak, üçüncüsü ise sır saklamaktır. Ancak mümine yaraşan zoru başarmaktır. Çünkü sırrını saklayan, başkalarına emanet etmeyen selamet bulur. Her kim sırrını gizlerse muradına çabuk erer. Tohum ancak üstü toprakla örtülünce, toprak içinde kalınca yeşerir, bağ olur, bostan olur. Bunun gibi sırrını saklayanında hacetleri yeşerir, giderilir, beklentileri gerçekleşir.
Nitekim Rasulü Ekrem (sav) “Hacetlerinizin husule gelmesi için sır saklama hassasından faydalanınız. Çünkü nimet sahibi olan herkese haset edilir.” buyurmaktadır. Onun için sırrını açıklayan pişman olur. Sırrına sahip olan mesrur bir sultan, sırrını söyleyen kederli bir köledir. Sakın bir sırrını keşfedene ikinci sırrını söyleme. Sırrını söyleme dostuna, dostun söyler dostuna, saman doldururlar postuna” demiş atalarımız. Rasulü Ekrem (sav) “Kalpleriniz sırlarınızın mezarı olsun” buyurmaktadır. Bu sebeple dostuna her şey verebilirsin. Ancak sırrını verme, çünkü iki kişinin bildiği şey sır olmaktan çıkar. Bir gerçektir ki malına cimri olan alçalır, Sırrına cimri olan yükselir. Fatih Sultan Mehmet Han (Hz.) “Bir sırrıma sakalımın bir telinin muttali olduğunu bilsem, sakalımın her telini keserim” ibaresiyle sırrın önemini ne güzel ifade ediyor. Ve gelince kader, mümin olan sukut eder. Vesselam