Okurlardan gelen şikâyet oldukça çok.
Yaz mevsimi ve Diyarbakır yanıyor.
Susuzlukla, ilgisizlikle, vurdumduymazlıkla yanıyor.
Her sokakta bir feryat, her hanede bir isyan var.
Belediye sessiz.
Seçilmişler sessiz.
O koltuklara oturunca halkı unutanlar, şimdi ortalıkta yok.
Eskiden “kayyum” vardı, şimdi halkın oyuyla seçilen ama halkla arasına duvar ören başkanlar mı var?
Sayın Serra Bucak! Siz bu şehrin Büyükşehir Belediye Başkanı olarak neredesiniz?
Şu an Diyarbakır susuz.
Yaz ortasında, 40 derece üzeri sıcaklıkta musluklardan damla akmıyor, birçok yerde.
DİSKİ, resmîyette her yerde var.
İlçelerde ve kimi köylerde su yok, aralıklı veriliyormuş.
İnsanlar perişan.
Çocuklar hasta, yaşlılar çaresiz.
Sizden bir açıklama yok.
Sahada yoksunuz.
Halkın arasında yoksunuz.
Sadece sosyal medyada varsınız.
Sorulsa cevap olarak, DEDAŞ çıkmasın, ortaya.
Elektrikler kesik, çoğu yerde.
O da farklı kurumun derdi, bu yaz sıcağında.
Gerçek şu: Bu halk, susuzluktan Kerbela’yı yaşıyor.
Hem de sizin döneminizde.
Eskiden devletin atadığı kayyuma karşı çıkardınız, şimdi siz varsınız ama vatandaş size ulaşamıyor.
O zaman soruyoruz: Ne değişti?
Halk belediyeye geliyor, kapıdan içeri giremiyor.
“Başkan meşgul”, “randevusuz alınmaz” deniyor.
Peki bu halk sizi nerede bulacak?
Vatandaşla halk günleriniz olmaz mı, belediyede?
Alt kademe belediyeleri, şikâyetleri size ulaştırmıyor mu?
DİSKi suçluysa nereye bağlı?
Diyarbakır’da her belediye kendi içine kapanmış, halkla teması kesmiş durumda.
Şikayetler dinlenmiyor, cevap verilmiyor, çözüm yok.
Tek yapılan şey: Görünmek! Göze girmek! Algı yönetmek!
Dicle Nehri kıyısındaki işgallere bakalım…
Her gece saat 8’den sonra ciğerciler, kafeciler su kenarını parselliyor.
Masalar atılıyor, ses sistemleri kuruluyor, kamu alanı gasp ediliyor.
Belediye buna ne yapıyor?
Hiçbir şey!..
Çünkü göz yumuluyor.
Eskiden de aynı durum vardı, Kayyum döneminde.
Değişen ne oldu?
Denetim yok.
Ya çıkar ilişkileri devrede ya da umursamazlık mevcut!..
Belki size yansıtılmıyor, bu durumlar...
Belediye başkanlığı halkla birlikte yürümektir.
Vatandaşın derdiyle dertlenmektir.
Diyarbakır halkı sizi seçti çünkü artık kendini yöneteceğine inandı.
Halka soran, halkı dinleyen yok.
Belediyecilik PR yapmak değildir.
Belediyecilik, koltukta oturup “ben seçildim, gerisi önemli değil” demek değildir.
Gerçek belediyecilik halkın yanında durmaktır.
Musluklardan su akmıyorsa, siz halkın önüne çıkmalı, özür dilemeli, çözüm sunmalısınız.
Sizden kaynaklı değilse ilgili Elektrik Dağıtım Şirketi ile görüşün.
Her şeyi belediyenin üzerine yığmıyoruz.
İlçe kaymakamları, başta Valilik, bu aksaklıkları gidermeli, ayrıca.
Diyarbakır halkı bugün yalnız.
Halk susuz.
Sahipsiz.
Ve bu yokluğun, bu ilgisizliğin, bu sorumsuzluğun adı "Seçilmiş belediyecilik" olmasın.
Unutmayın Sayın Bucak, bu halk dün kayyuma karşı ayaktaydı, bugün de sizden yana mutlu değil.
Derdimiz ideolojik değil, tümüyle vatandaşın sesi olmaktır.
Su problemi bir an önce çözülmeli.
Şikâyetlerin kaynağı siz değilseniz, Elektrik Dağıtım Şirketi ile diyaloğa girin.
