Diyarbakır’ın adı geçtiğinde hafızalarda beliren ilk imgelerden biri hiç şüphesiz dev karpuzlarıdır. Yüzyıllardır bu toprakların bereketini temsil eden Diyarbakır karpuzu, hem tarımsal üretimde hem de şehir kimliğinde ayrı bir yere sahip. İşte bu nedenle her yıl düzenlenen Diyarbakır Karpuz Festivali, yalnızca bir şenlik değil; şehrin tanıtımında, turizminde ve kültürel belleğinde önemli bir duraktır.
Bu yıl tablo çok farklıydı.
Festival, geçmişin coşkusundan ve kalabalığından uzakta, sessiz ve sönük geçti.
Katılım neredeyse yok denecek kadar azdı.
Hatırlayalım; daha birkaç yıl önce şehrin dört bir yanında dev karpuz maketleri tırlara yüklenir, kortej halinde Diyarbakır sokaklarını dolaşır, finalde ise kutlamalar Şeyh Sait Meydanı’nda şölen havasında yapılırdı.
Halk büyük bir heyecanla katılır, meydanlarda adeta bayram atmosferi yaşanırdı.
Boşalan Protokol Koltukları
Bu yıl ise ortada ne coşkulu kalabalık vardı, ne şehrin yöneticileri.
Festivalin en dikkat çekici yanı, protokol koltuklarının boş kalmasıydı.
AK Parti milletvekilleri ve il başkanı katılmadı.
DEM Parti milletvekilleri ortada yoktu.
Vali, Büyükşehir Belediye eşbaşkanları ve Dicle Üniversitesi Rektörü etkinlikte yer almadı.
Peki kimler vardı?
CHP Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya, Yenişehir Ziraat Odası Başkanı ve Diyarbakır Vali Yardımcısı. Onların katılımı olmasa festival tam anlamıyla sahipsiz bir tabloya dönüşecekti.
Yanıt Bekleyen Sorular
Bu durum ister istemez bazı soruları beraberinde getiriyor:
AK Parti il başkanı ve milletvekilleri gerçekten “yoğun program” gerekçesiyle mi katılmadı? Öyleyse neden yardımcıları bile gönderilmedi?
DEM Parti vekilleri ve Büyükşehir Belediyesi’nin eşbaşkanları neden yoktu?
Diyarbakır’da “barış ve kardeşlik” vurgusu sık sık dile getirilirken, halkla iç içe olmayı gerektiren bu tür etkinliklere kayıtsız kalmak nasıl açıklanabilir? Yoksa organizasyona davet edilmediler mi?
Diyarbakır Valisi, bugüne kadar hiçbir resmi toplantıdan, açılıştan geri kalmamışken neden Karpuz Festivali’nde bulunmadı?
Basının Sessizliği
Bir diğer dikkat çekici husus, festivalin basında neredeyse hiç yer bulmamasıydı.
Diyarbakır karpuzu yalnızca bir tarım ürünü değil, aynı zamanda bölgenin dünyaya açılan kültürel markasıdır.
Basının ilgisizliği, organizasyonun bilinçli olarak geri plânda bırakıldığı sorusunu akıllara getiriyor.
Yalnızlaştırılan Bir Şehir
Karpuz Festivali’nin bu yılki görüntüsü, Diyarbakır’ın giderek yalnızlaştırıldığının somut bir göstergesi gibiydi. Oysa bu şehir, sahip olduğu değerlerle tanıtılmaya, desteklenmeye ve sahiplenilmeye ihtiyaç duyuyor.
Bir festivalin sönük geçmesi yalnızca bir etkinliğin başarısızlığı değil; aynı zamanda şehrin kendi değerlerine yabancılaşmasının da işareti.
Diyarbakır halkı, karpuz festivalinde yöneticilerini, belediye başkanlarını, milletvekillerini ve sivil toplum temsilcilerini görmek isterdi. Çünkü bu tür etkinlikler yalnızca eğlence değil; halkla devletin, siyasetle toplumun buluşma noktalarıdır.
Sonuç
Bugün Diyarbakır’ın fotoğrafına baktığımızda, boşalan protokol sıraları aslında çok şey anlatıyor.
Katılım göstermeyenlerin mazeretleri olabilir; fakat Diyarbakır’ın değerlerine sahip çıkmamak, mazeretlerle örtülecek bir konu değildir.
Bu şehir, karpuzuyla, kültürüyle, tarihiyle yalnızlaştırılmayı değil; el ele verilerek büyütülmeyi hak ediyor.