Gazze’de yaşanan zulüm, sadece bir coğrafyanın acısı değil; insan onurunun ve evrensel değerlerin ayaklar altına alınmasıdır.
Her bombanın altında susturulan bir çocuk çığlığı, yıkılan her evde paramparça olan bir ailenin izleri mevcuttur.
Zalim İsrail ve onun hain küresel işbirlikçileri, yalan ve iftiralarla işledikleri soykırımı perdelemeye çalışırken; mazlum Filistin halkının, 1948 den bu yana devam eden ve son iki yıldır şiddeti artan bu soykırım ve vahşete karşı ayağa kalkışı, zulme karşı direnişi yeniden yeşertmiştir.
Bu zulme duyarsız kalanlar ve katil İsrail’e destek veren herkes bu insanlık suçunun doğrudan veya dolaylı ortağıdır.
Unutmayalım ki: Zulme karşı durmak hem insanî hem vicdanî bir borçtur.
Özellikle zalim İsrail’in bu insanlık dışı vahşetine destek veren marka, ürün ve hizmetleri kullanmamalarını hatırlatıyoruz.
Zulüm ve soykırımın uzaması bizi asla duyarsızlaştırmamalı, bu insanî ve İslamî duruş, tavizsiz ve ısrarcı bir şekilde ülkemizin her köşesinde yaygınlaşmalıdır.
"Vicdan" diye diye bu noktalardayız ve insanlığın dibe vurduğu yerdeyiz.
Dün bugün, medyaya çeşitli Batılı ülkelerin beyanatları düşüyor ve bunlar sosyal medyaya servis ediliyor.
Hatta bazı politikacılar medyaya çıkıp mülakatlar veriyorlar…
Popülizm!
Popülizm suça ortaklığı silemez!..
Biz, şimdi Gazzesiziz...
Gönlümüzde isyan ve kıyam çiçekleri yeşeriyor ..
