Bugun...


Mehmet Zeki Özer

facebook-paylas
Diyarbakır’da Ulemânın Sesi
Tarih: 13-10-2025 00:04:00 Güncelleme: 13-10-2025 00:04:00


 
 
10. Alimler Buluşması’nda ümmetin derdini, Kürt meselesini, Gazze’yi ve dijital çağın imtihanını bir kez daha konuştuk.
 
 
Bu yıl da Diyarbakır, ilmin ve hikmetin kalbi oldu. On yıldır düzenlenen "Alimler Buluşması", artık sadece bir toplantı değil; ümmetin nabzını tutan, kimliğini sorgulayan, geleceğini konuşan bir meclis haline geldi.
 
Biz de o salondaydık. Her biri farklı coğrafyalardan gelen, dertli, vakur ve samimi âlimlerin sözleri yankılandı kulaklarımda. Bu yılın teması oldukça manidardı: 
 
“İslâmî Kimliğimiz Üzerine Kurgulanan İdeolojik Girişimler.”
 
Bu başlık aslında hepimizin yaşadığı kimlik buhranını, zihinsel kuşatmayı ve ümmetin dağınıklığını özetliyordu.
 
 
“Uyanış, ulemâ ve ümerânın birlikteliğiyle olur”
 
 HUDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu . Her zamanki sükûnetiyle, ama aynı zamanda büyük bir iç yangınla konuştu.
 
“Yeni bir uyanış, ancak ulema ve ümerânın doğru istikamette birlikte hareket etmesiyle mümkündür.”
 
Bu sözün ağırlığını hissetmemek mümkün değildi. Özellikle Kürt meselesine değinirken, meseleyi siyasî değil, ahlaki bir zemine taşıdı:
 
“Kürt meselesi bir hak-hukuk meselesidir. Hukuku tesis edemediğimiz için tahakkuk edemeyen kardeşliğimiz zarar görmüştür.”
 
Bu cümle, bize yıllardır konuşulan ama bir türlü çözülemeyen bir yaranın gerçek teşhisini hatırlattı.
 
 Kardeşlik, kan bağıyla değil, adalet bağıyla ayakta kalırdı.
 
 
“Gazze yalnız değil”
 
 HAMAS Sözcüsü Fevzi Berhum konuştu.
 
Sesi uzaktan, ama kalbi yakınımızdaydı.
 
 Gazze’den gelen o kararlı, iman dolu ses, salonu adeta titretti:
 
“Siyonist rejim yenilgiye uğradı. Gazze halkı ve direnişi zafer elde ediyor.”
 
Bu cümleyi duyar duymaz, salondaki herkesin yüzünde bir umut parıltısı belirdi. Gazze’nin direnişi sadece Filistin’in değil, ümmetin onur savaşıydı.
 
“Müslüman yanlış yola sapmış durumda”
 
Mehmet Göktaş hocayı dinlerken içimde bir burukluk hissettim.
 
 “Müslümanlar yanlış yola sapmış durumda” dediğinde, hepimizin payına düşen bir pay vardı o sözde. Doğru yoldan sapmak, sadece ibadetle değil; adalet, merhamet ve birlik yolunu kaybetmekle de olur.
 
 
“Kaliteli İslami içerik üretmek farzdır”
 
Bir diğer konuşmacı, Dr. Abdullatif Yasin, çağımızın en önemli meselesine, dijital alandaki varoluş problemine değindi:
 
“Kaliteli İslâmî içerik üreten sosyal medya platformlarına ihtiyaç var.”
 
Gerçekten de bugünün fetihleri artık zırhla değil, algı ve bilgiyle yapılıyor. Sosyal medyada bir cümle, bir görsel, bazen bir ordu kadar etkili olabiliyor.
 
 
“Kürt halkı İslam’la kimlik kazandı”
 
Prof. Dr. Halil Çiçek, Kürt halkının İslam’la tanıştıktan sonra yaşadığı dönüşümü anlattı.
 
“Kürt halkı İslam’a girdikten sonra tamamen İslânî bir kimlikle şekillenmiştir.”
 
Bu söz bana, dedelerimizin cami avlularında, medrese taşlarında yoğrulmuş o köklü kimliği hatırlattı. Bugün o kimliği unutturan şey, modern çağın ideolojik tuzakları.
 
 
“Kafirler Kürt toplumuna ayrılık tohumları ekti”
 
Dr. İmad Guwanî, dış güçlerin ümmet üzerindeki oyunlarını açıkça dile getirdi:
 
“Kafirler sahip oldukları tüm imkânlarla Müslümanlara ve Kürtlere saldırmıştır. Öncelikle Kürt toplumunda ayrılık tohumları ekmeye başlamışlardır.”
 
Bu tohumların nasıl filizlendiğini hepimiz biliyoruz. Sosyal medyada, siyasette, eğitimde, hatta evlerimizde bile.
 
 
“Kürt Milliyetçiliği bir araç olarak kullanıldı”
 
Muhammed Şakir, ümmetin parçalanmasında kullanılan ideolojik tuzaklardan söz etti.
 
“Kürt Milliyetçiliği, ümmet bütünlüğünden koparma girişimlerinde bir araç olarak kullanılmıştır.”
 
Cümle acı ama gerçek. Her etnik slogan, her “biz ve onlar” söylemi, ümmetin kalbine saplanan bir hançer oluyor.
 
 
“İslâm adaletin dinidir”
 
Dr. Ali Kiraatî, İslâm’ın özündeki adaleti hatırlattı.
 
“İslam şeri'atı adalet ilkesine dayanır. Eşitlik ise insanın özü, değeri ve fıtratıyla ilgilidir.”
 
Bu söz, sanki günümüz siyasetinin, hukukunun, hatta sosyal hayatının tüm dengesizliklerine bir cevaptı.
 
“Dönüşüm Camide Başlar”
 
Son olarak Dr. Mazin Şeyhani sözü aldı. 
 
Sosyal medyanın zararlarından bahsederken, çözümü de hatırlattı:
 
“Kültürel dönüşümün yeri cami ve evdir.”
 
Ama bir denge de kurdu:
 
“Gazze’deki soykırımın dünyaya ulaştırılmasında sosyal medya önemli bir rol oynadı.”
 
Mesele sosyal medyayı yasaklamak değil; onu ahlâkla yönetmek.
 
O salondan çıktığımda, aklımda tek bir cümle yankılanıyordu:
 
“İslam ümmeti yeniden dirilecekse, bu Diyarbakır gibi şehirlerde, bu alimlerin duasıyla, bu halkın direnciyle olacak.”
 
10. Alimler Buluşması bana bir kez daha gösterdi ki, biz hâlâ aynı kıbleye dönen, aynı acıya ağlayan, aynı adaleti arayan bir ümmetiz.
 
 
Eksik olan sadece birlik.
Ve o birlik, ilimle, adaletle ve imanla yeniden kurulacak.


Bu yazı 262 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI