Diyarbakır eksen kayması yaşıyor, hepimiz sinema filmi izler gibi olanları  seyrediyoruz.

Diyarbakır peygamber ve sahabeler şehri değil. O, eskiden idi,  eskiye şimdi 'mazi" denir.  

 Diyarbakır’da yaşanan olaylara bakıldığında olanlar akla durgunluk vermiyor mu?

Diyarbakır'ı idare edenlerin  kulakları var,  feryatları işitmiyor,  gözleri var manzaraları görmüyor, akıl var da muhakemesini yapamıyor  mu?

Diyarbakır'da intiharlar almış başını gidiyor.

Diyarbakır uyuşturucu aynı şekilde hortlamış siyasetle asayiş sessiz...

Diyarbakır’da en son yaşanan kadın cinayeti akla durgunluk vermekte.

Bir anne, iki aylık çocuğunu cinnet geçirerek apartmanın dördüncü katından atıyor.

Bir kadın 18 yaşında neden öldürülüyor.

 Bu bir vahşet değil mi?

 Bu vahşete şehri idare edenler sessiz ise ne demeli?

 STK’lar bu şehrin gidişatına neden sessiz?

Diyarbakır'da bir kesim kapı kapı gezerek "Cinsiyet eşitliği" adı altında gençleri yolda çıkarırken biz, kör sağır hâldeyiz,  görmüyoruz.

Neden ve niçin?

Diyarbakır'da yeni yıl yaklaşırken şehrimizin tarihî ve kutsal mekânları çam ağaçları ile süslenirken Müslüman mahallesinde salyangoz satan satana...

Diyarbakır'da Müslümanlar için kutsal olan üç ayların başlamasıyla Regaip kandilini idrâk eden oldu mu?

Diyarbakır’ın şehrinde ne Şehr-i Emin'in  ne Mülk-î İdare'nin bu konuda tek bir cümlesi var mı, sadre şifa niyetine?

Diyarbakır hak ettiği şekilde idare ediliyor!..

 Diyarbakır, bunların hepsini  hak etmiyor mu?

Diyarbakır'da vicdan,  cüzdan içine girmiş.

Diyarbakır’ın bu gidişatına sebep olan yerlerde kimi basın,  yaşanan olumsuzluklar hakkında tek kelime etmez oldu.

Diyarbakır’da aşiretler toplanıyor,  Diyarbakır'ın kötü idare edilmesinden tek cümle yok.

Kendi gelecekleri konuşulur, karara bağlanır.

Diyarbakır'da ticareti idare edenlere bir bakın.

 Diyarbakır’da yaşayan bu olumsuzlukların bir parçası olmuşlarken,  kimse sesini  çıkarmıyor, suskun...

Diyarbakır’da toplumsal çürüme çoktan başlamış.

Kimlerin bu sosyal çürümeye öncülük ettiğini herkes bilmekte, bu çürümenin karşısında duracak ve mücadele edecek göç ve irade sahibi yok, adeta.

Olmuş olsaydı biz, görürdük.

Toplumsal çürümenin kendi yanlarına almış oldukları basın gücünü kullanarak şehri bu hale nasıl getirmişler?

Diyarbakır'da  toplumsal çürümenin olduğunu anlamamız için şehirde vuk'u olan olaylara bakmadan geçmeyiz.

Kimlerin şehri idare ettiğini,  bunların akıl hocalarının kim olduğuna bakacaksınız, müneccim ve keramet sahibi olmaya gerek var mı?

 Biz, bazı şeyleri görüyoruz onun için ikazımızı yeri geldikçe yapmaktayız.