Bugun...


Mehmet Zeki Özer

facebook-paylas
Uçurumun Kenarındayız
Tarih: 16-09-2025 00:03:00 Güncelleme: 16-09-2025 00:03:00


 

Her geçen gün, toplum olarak biraz daha uçurumun kenarına sürükleniyoruz. 

Bugün baktığımızda; insanlık, vicdan, hürriyet ve adalet gözümüzün önünde yok oluyor. 

Bütün bunların ötesinde, en büyük değerlerimizden biri olan kadınlarımız, her gün daha derin bir çukura doğru itiliyor.

Oysa kadın bizim için sıradan bir varlık değildir; kadın bizim değerimizdir, annemizdir, kızımızdır, eşimizdir. 

Peygamber Efendimiz “Cennet annelerin ayaklarının altındadır” diyerek bu değeri en açık şekilde ortaya koymuştur. Kadın bize emanettir, ama biz bu emaneti korumakta her geçen gün daha çok sınıfta kalıyoruz.

Toplumu ayakta tutan temel direk kadındır. 

Toplumu yönlendiren, şekillendiren, şefkatiyle merhametiyle evladı büyüten annedir. 

Kadının kaybedildiği, değerinin yok edildiği bir toplumun ayakta kalması imkânsızdır. 

Kadın yoksa, anne yoksa, şefkat yoksa toplumun geleceği de yoktur.

Bugün kapitalist düzenin dayattığı anlayış, kadını sadece bir tüketim nesnesi haline getirmiştir.

 Reklamlarda, dizilerde, sosyal medyada kadın adeta bir sömürü aracı gibi kullanılmakta, teşhir edilmekte ve pazarlanmaktadır. 

Kadın teşhir edilerek, bedeni üzerinden değer kazanmıyor; tam tersine değer kaybediyor.

Bir toplumda kadın, iffetiyle, edebiyle, merhametiyle ve şefkatiyle var olduğunda, işte o zaman toplum ayakta kalabilir. 

Bugün ne yazık ki hayat duygumuzu yitirdik. Kadın ile erkeğin yan yana, iç içe, mahremiyetsiz bir şekilde yaşamasını normal karşılar olduk. 

Sokakta, ekranda, okulda, iş yerinde her türlü edepsizlik gözlerimizin önünde cereyan ediyor ve biz seyretmekle yetiniyoruz.

Kız çocuklarımızı okula gönderiyoruz, ama gerçekten okula mı gidiyor, yoksa erkek arkadaşıyla mı buluşuyor, farkında bile değiliz.

 Biz anne-baba olarak da sorumluluklarımızı unutmuşuz. 

Asıl mesele sadece eğitim değil, ahlak ve değerler eğitimi. 

Eğer çocuklarımızı, kızlarımızı, oğullarımızı değerlerimizle yetiştiremezsek, yarının toplumunu kaybederiz.

Bir başka sorun da, bize dayatılan “kadın-erkek eşitliği” anlayışıdır. 

Biz buna karşı çıkıyoruz,  bu söylem Allah’ın yarattığı fıtrata aykırıdır.

 Allah Teâlâ kadın ile erkeği eşit yaratmamış, farklı yaratmıştır. 

Kadın ve erkek birbirini tamamlayan iki ayrı varlıktır. 

Birinin gücü diğerine, birinin şefkati diğerine lazımdır. 

Kapitalist düzen ve batıdan ithal edilen anlayışlar, bu farklılığı yok sayarak toplumsal yapımızı çökertmektedir.

Bizim için kadın, asla sömürülecek bir obje değil; baş tacı edilecek bir emanettir. 

Kadının varlığı, toplumu ayakta tutar. 

Kadın kaybedilirse, toplum da kaybolur. 

O yüzden biz,  bu emanete sahip çıkmak, kadınlarımızı öz değerlerimizle yeniden buluşturmak zorundayız.

Bugün yapılması gereken, özümüze dönmektir.

 İnancımıza, ahlakımıza, medeniyetimize sahip çıkmaktır. 

Kadını metalaştıran değil, ona değer veren; onu sömüren değil, onu koruyan bir toplum olmak zorundayız. 

Biz bunu başaramazsak, Allah korusun, toplum olarak yok oluşa doğru sürüklenmeye devam ederiz.

Unutmayalım: Bir milletin kaderi, kadınlarının kaderine bağlıdır.

 Kadınlarımızı kaybedersek, geleceğimizi kaybederiz.

Onların değerini bilirsek; işte o zaman toplum olarak yeniden ayağa kalkarız.



Bu yazı 6880 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI