Deveye sormuşlar: “Boynun niye eğri?”
Cevap muhteşem:
-Nerem düzgün ki?..
Diyarbakır’daki sağlık sistemine baktığımızda, aklıma tam da bu söz geliyor.
Neresine el atsan bir problem, neresine dokunsan bir çürüme.
Burada işler olması gerektiği gibi yürümüyor; siyaset bürokrasinin içine kadar girmiş durumda.
Birçok kurumda kalıcı bir düzen, hiçbir görevde gerçek bir istikrar kalmadı.
Biz sağlığın öneminden bahsediyoruz, sağlık sisteminin kalbi olan insanlara yapılan muameleye bakınca içimiz sızlıyor.
Bir insanın onuru, itibarı bu kadar kolay harcanmamalı.
Kimsenin kimseyi iki ayda silip atmaya, emeğini görmezden gelmeye hakkı yok.
Şehirde makamlar, insanların şerefi ve emeği üzerinden kurulamaz.
Bugün Diyarbakır’da sağlıkta konuşulan tek şey, “Kim gitti, kim geldi?” olmuş durumda.
Hiç kimse asıl meseleye bakmıyor:
Diyarbakır Çocuk Hastanesi gibi bölgeye hizmet veren bir merkezde üç aydır çocuk üroloji ve nefroloji uzman doktor yok.
Vatandaş göz hastalıklarında beş ay sonrasına randevu bulabiliyor. İnsanlar evlatlarını, gözlerini, canlarını emanet edecek doktor bulamıyor.
Hâlâ atama, görev değişikliği, koltuk paylaşımı konuşuluyor.
Diyarbakır Şehir Hastanesi’nin 2026 sonunda hizmete açılacağı söyleniyor.
Gidişat, bu projenin 2030’a kadar sarkabileceğini gösteriyor.
Şehirde siyasetin görevi, görevden alma ya da getirme değil; bu eksiklikleri çözmek, sistemi ayağa kaldırmaktır.
Mesele kişilerde değil, sistemde.
Liyakat kaybolmuş durumda.
İşini bilen, şehre gönül veren insanlar göreve getirilmediği sürece değişen hiçbir şey olmaz.
Bugün bu gider, yarın bir başkası gelir ama aynı düzen, aynı anlayış devam eder.
Diyarbakır’da sağlık başta olmak üzere her alanda kokuşmuşluk var.
Burnumuzu kapatsak, o kokuyu hissediyoruz. Bu sadece hastanelerin değil, kurumların, ilişkilerin ve düzenin kokusu.
Bu şehirde sağlık sisteminin düzelmesi için zamandan çok iradeye, kararlılığa ve vicdana ihtiyaç var.
Diyarbakır’ın sağlığı deve misali…
Boynu eğri, adaleti yamuk, düzeni çarpık.
Bu eğriliği düzeltmek hâlâ mümkün. Yeter ki bu şehri gerçekten seven, işinin ehli, liyakat sahibi insanlar yönetime gelsin.
Diyarbakır artık günü kurtaran kararlar değil, kalıcı çözümler istiyor.