Türkiye’de gençlerin evlenemediği gerçeği artık inkâr edilemez bir noktaya geldi. Çevremize baktığımızda evlilik yaşının giderek yükseldiğini, evlilik oranlarının düştüğünü, boşanma oranlarının ise her geçen yıl arttığını açıkça görüyoruz. Peki, gençler neden evlenemiyor? Bu sorunun cevabını ararken karşımıza çok ciddi engeller çıkıyor.
Evlilik, sadece iki insanın hayatını birleştirmesi değildir.
Neslin devamı, toplumun geleceği, bireylerin saygınlığı ve hem maddi hem manevi bir dayanışmanın adıdır. Fakat bugün gençlerin önünde bu temelleri zedeleyen büyük engeller var.
Bunlardan en önemlisi, 2012 yılında İstanbul Sözleşmesi ile birlikte hayatımıza giren ve hâlâ yürürlükte olan 6284 sayılı yasadır.
İstanbul Sözleşmesi kaldırıldı, ancak 6284 sayılı yasa yerinde duruyor. Bu yasa yürürlüğe girdiği tarihten bu yana evlilik oranlarında ciddi bir düşüş yaşanırken, boşanmalarda kayda değer bir artış gözlendi.
Sayın Cumhurbaşkanı bugün gençlere “evlenin, çocuk yapın” çağrısı yapıyor.
Peki, gençler nasıl evlenecek?
Ortada evlilik kurumunu kökten sarsan bir yasa varken, gençlerin evlenmeye cesaret etmesi nasıl mümkün olabilir?
Nafaka Tuzakları ve Ailelerin Dağılışı
6284 sayılı yasa, boşanma süreçlerini adeta bir erkek kıyımına dönüştürüyor.
Erkekler ömür boyu nafaka ödemeye mahkûm ediliyor.
Çocuk sahibi olan bir erkek, boşandığında sadece eski eşine değil, çocuğa da uzun yıllar nafaka ödemek zorunda kalıyor.
Daha acı olanı ise şu: Kadın yeniden evlenmiş olsa dahi, mahkemeler eski kocayı nafaka yükünden kurtarmıyor.
Çocuğun masrafları bahane edilerek, babaya bir asgari ücreti bulan nafaka yükleniyor.
Üç çocuğu olan bir babanın, aldığı maaşın büyük bir kısmı elinden alınıyor.
Bu durumda baba geçim sıkıntısıyla bankalara borçlanıyor, kredi batağına saplanıyor.
Üstelik bu nafaka yükümlülüğü, çocuk üniversite bitirene kadar sürüyor.
Baba, kurtuluşu ya çocuğun evlenmesinde ya da iş bulmasında arıyor.
Bu tablo, binlerce erkeği ekonomik ve psikolojik çöküşe sürüklüyor.
Toplumsal Sonuçlar: Zina ve Gayrimeşru İlişkiler
Gençler evlenmek yerine farklı yollara sapıyor.
Evlilik onlar için artık bir güven değil, büyük bir risk anlamına geliyor.
Evliliğin zorlaştığı yerde zina, gayrimeşru ilişkiler ve fuhuş artıyor.
Bugün toplumda bu ahlaki çöküşün gözle görülür şekilde arttığını kimse inkâr edemez.
6284 sadece evlilikleri yıkmıyor; aynı zamanda gençleri evlilikten soğutuyor, aile kurma hevesini kırıyor.
Böylece Türkiye, hızla yaşlanan bir nüfusa doğru sürükleniyor.
Neslimiz tehlikede.
Erkekleri Evlerinden Uzaklaştıran Yasa
Bu yasa, en küçük bir şikâyetle bile erkeği evinden uzaklaştırabiliyor.
Kimi zaman delil bile aranmadan, sadece beyan üzerine baba aylarca evinden uzaklaştırılıyor.
Kendi yuvasına giremeyen erkekler arabada, sokakta, otel köşelerinde yaşamaya mecbur bırakılıyor.
Bu durum aileyi değil, aileyi parçalamayı teşvik ediyor.
Dünyada hiçbir ülkede böylesine ağır sonuçları olan bir yasa yok. 6284, yalnızca Türkiye’de uygulanıyor ve toplumun en temel taşı olan aileyi içten içe çökertiyor.
Çözüm: Engelleri Kaldırmak
Bugün Türkiye’de gençlerin evlenememesinin en büyük sebebi bu yasadır.
Öncelikle 6284 kaldırılmalı, ardından diğer engeller üzerinde çalışılmalıdır. Aksi takdirde gençler evlenmeyecek, doğum oranları düşmeye devam edecek, toplum hızla ihtiyarlaşacaktır.
Bizim çağrımız şudur: Eğer gerçekten gençlerin evlenmesini, neslimizin çoğalmasını istiyorsak, 6284 sayılı yasa bir an önce kaldırılmalıdır.
Bu yasa var olduğu sürece ne gençler yuva kurabilir ne de bu milletin geleceği garanti altına alınabilir.