Bugun...


Mehmet Zeki Özer

facebook-paylas
Milli Dayanışma ve Kardeşlik Komisyonu Nereye Gidiyor?
Tarih: 23-12-2025 00:03:00 Güncelleme: 23-12-2025 00:03:00


 

Türkiye’de belki de son yüz yılın en dikkat çekici adımlarından biri atıldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, farklı siyasi partilerin milletvekillerinden oluşan ve “Milli Dayanışma ve Kardeşlik” başlığıyla kurulan özel bir komisyon hayata geçirildi. 

Amaç açıktı: toplumsal barışı, kardeşliği ve iç cepheyi güçlendirmek.

Komisyon bugüne kadar birçok kişiyi, sivil toplum kuruluşunu ve farklı toplumsal kesimleri dinledi. Ardından siyasi partiler kendi değerlendirme ve çözüm raporlarını hazırladı ve bu raporlar komisyon başkanı TBMM Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş’a teslim edildi.

Peki süreç nasıl ilerliyor? Komisyon dağılır mı, yoksa ortak bir noktada buluşur mu? 

Açık konuşmak gerekirse, bunu zaman gösterecek. Ancak bugün itibarıyla gelinen noktaya baktığımda, komisyonun ciddi bir tıkanma riskiyle karşı karşıya olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Partilerin hazırladığı raporlar incelendiğinde, yaklaşım farklılıklarının belirginleştiği görülüyor. Ortak bir metin üretme iradesi var; 

Meclis Başkanı’nın da temel hedefi, komisyonda yer alan tüm partilerin ortak imzasını taşıyan bir rapor ortaya koymak. 

Ancak sahadaki ve siyasetteki gelişmeler bu hedefi her geçen gün daha da zorlaştırıyor.

Son günlerde özellikle spor müsabakalarında statlarda atılan sloganlar, toplumda bir yerlerde gerilimin yeniden mayalanmaya başladığını gösteriyor. 

Bu tablo, “Milli Dayanışma ve Kardeşlik Projesi”nin ruhuna zarar veriyor.

Öte yandan DEM Parti’nin 4 Ocak 2026 tarihinde Diyarbakır’da, Öcalan’ın özgürlüğü talebiyle miting düzenleyecek olması, komisyondaki çatlağın daha görünür hâle geldiğinin işareti olarak okunmalı. Bu adım, sürecin ruhuyla örtüşüyor mu, ciddi biçimde tartışılmalı.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Suriye’deki Kürtlerle ilgili yaptığı açıklamalar da dikkat çekici. 

Kimse şunu düşünmesin: Hakan Fidan bu açıklamaları kendi başına yapıyor. Türkiye’de dış politika, özellikle böylesine hassas bir konuda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bilgisi ve onayı dışında yürütülmez. AK Parti’nin kendi raporunda Suriye’deki Kürt unsurların silah bırakması şartının yer alması, sürecin beklendiği kadar sorunsuz ilerlemediğine dair güçlü bir işarettir.

Sokaktan gelen sese kulak vermek zorundayız. Toplumun büyük çoğunluğu barıştan, kardeşlikten ve huzurun devamından yana. İnsanlar artık çatışma, gerilim ve belirsizlik istemiyor.

Bu noktada HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nun partisinin kuruluş yıl dönümünde yaptığı açıklamalar da sürecin geldiği noktayı açıkça ortaya koyuyor. Yapıcıoğlu, yalnızca bir rapor değil, aynı zamanda kapsamlı bir kanun teklifi hazırladıklarını ve Meclis’te temsil edilen tüm partilere ilettiklerini ifade ediyor. Asıl dikkat çekici olan ise şu tespit:

“Terörsüz Türkiye” hedefi ile “kardeşlik hukukunun ihyası” meselesi, birbirine karıştırılıyor. Oysa biri güvenlik, diğeri hukuk ve toplumsal barış meselesidir. Yapıcıoğlu’nun vurguladığı gibi, Meclis’ten çıkacak bir düzenleme kişilere ya da örgütlere özel değil; soyut, eşit ve kalıcı olmalıdır.

AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu’nun sürece ilişkin açıklamalarını da iki yönlü okumak gerekir. Birincisi, “Hakan Fidan gitmeli” diyenler var. İkincisi ise şu gerçek: Erdoğan’dan habersiz bu ülkede kimse böyle kritik açıklamalar yapmaz. Dolayısıyla Fidan görevine devam edecektir; söyledikleri de devlet aklının yansımasıdır.

Tüm bu gelişmeleri üst üste koyduğumda, şunu net biçimde görüyorum: Milli Dayanışma ve Kardeşlik süreci, kritik bir eşikte. Ya ortak bir iradeyle aşılacak ya da derinleşen görüş ayrılıkları süreci zora sokacak.

Bu noktada en büyük sorumluluk siyasetin tamamına düşüyor. Çünkü halk barış istiyor, huzur istiyor, kardeşliğin kalıcı olmasını istiyor. Siyasetin görevi de bu sesi doğru okumaktır.



Bu yazı 440 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

ÇOK OKUNAN HABERLER
HABER ARA
GAZETEMİZ

YAZARLAR
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
YUKARI