Adaletin Susturulduğu Yerde Kardeşlik Yeşermez
Rojin’in acı hikâyesi hepimizin yüreğine kazındı.
Van’da yaşanan bu korkunç olay, sadece bir gencin trajedisi değil; bir toplumun vicdan sınavıdır.
Aradan bir yıl geçti, hâlâ faillerin ortaya çıkmamış olması insanları derinden düşündürüyor.
Türkiye’de bazı olayların çözümünün bu kadar gecikmesi, adalete olan güveni zedeliyor.
Son günlerde olayın seyrini değiştirebilecek yeni bir emâreye ulaşıldığı konuşuluyor.
Aslında mesele, kimin yaptığı kadar basit değil.
Mesele, bu vahşeti işleyenlerin en ağır cezaları alması ve adaletin yerini bulmasıdır.
Adaletin geciktiği her gün, toplumsal çürümenin bir adım daha ilerlediği gündür.
Geçen gün Dağkapı Meydanı’nda, Rojin için toplanan kalabalıkları hatırlıyoruz.
Meydanda yankılanan sloganlar, sadece bir ismin değil, bir neslin haykırışıydı: “Adalet istiyoruz!”
Gençlerin gözlerindeki umut yerini öfkeye, sloganlarıysa umutsuzluğa bırakmıştı.
Adaletin geciktiği yerde umut ölür.
Rojin’in ölümü, sadece bir kız çocuğunun ölümü değil; insanlığın yitirilmesidir.
Genç yaşta bir kızın ölümü bizi sarsmıyorsa, " Vicdanımızı kaybetmişiz." demektir.
Üstelik bu acıyı yalnızca “kadın cinayeti” olarak görmek de yanlıştır.
Rojin’in ölümü bir toplumsal çöküştür. Bir erkek ölseydi, aynı tepkiyi vermeliydik, çünkü mesele cinsiyet değil, insanlıktır.
Bugün en çok adaleti savunması gerekenler susuyor.
Suskunluk, zalimin yanında durmaktır. Rojin için adalet arayışı sadece bir grubun, bir siyasi görüşün işi olamaz.
Bugün meydanlarda sadece belli kesimler varsa, ortada büyük bir eksiklik var demektir. Bu eksikliğin adı Müslümanların sessizliğidir.
Kadem gibi, muhafazakâr derneklerin, sivil toplum kuruluşlarının bu konuda en ön safta olması gerekirdi.
Adalet, imanın bir gereğidir.
Adaletin olmadığı yerde kardeşlik, birlik, huzur olmaz.
Bugün belediyeler, eş başkanlar, farklı kesimler bu olaya sahip çıkıyorsa; dindar kesimlerin kendi vicdanlarıyla yüzleşmesi gerekiyor.
"Müslüman" demek, "Her zulme sessiz kalmamak." demektir.
Rojin’in katilleri için alanlara inilmiyorsa, demek ki hâlâ adalet ve kardeşlik kalplerimize tam yerleşmemiş.
Rojin ve onun gibi masum gençlerin hayatını kaybetmesi, sadece bir ailenin değil, tüm toplumun kaybıdır. Çünkü her suskunluk, bir başka Rojin’in yolunu açar.
Unutmayalım:
Adaletin olmadığı yerde kardeşlikten, kardeşliğin olmadığı yerde insanlıktan söz edilemez.
Biz bu ülkenin insanları olarak, Rojin’in sesine kulak vermediğimiz sürece, o meydanlarda yankılanan “adalet” çığlıkları hiç dinmeyecek.