Diyarbakır’da sağlık alanında bir türlü rayına oturmayan bir tablo ile karşı karşıyayız. Herkesin dilinde aynı soru:

 “Neden?” Bunun cevabını tek bir adrese yüklemek kolaycılık olur. Bana göre sorumluluk hem halkta, hem seçilmiş milletvekillerinde hem de iktidarda. 

Bu zincirin en güçlü halkası hiç şüphesiz AK Parti Diyarbakır İl Başkanı ve milletvekilleridir.  

Biz, onları seçiyoruz, onlara yetki veriyoruz.

Düşünün; birçoğu geçmişte imamlık yapmış, minberden halka “adaletli olun, hakkı gözetin, kul hakkına dikkat edin” diye vaaz vermiş kişiler bugün yönetimde. 

 Diyarbakır’da sağlık alanında ateş yükselmiş, dumanlar göğe çıkıyor.

 Bunun sorumluluğunu sadece iki milletvekiline yüklemek doğru değil; tüm AK Parti teşkilatı bu tablonun altında imzası bulunan bir yapıdır.

Dicle Üniversitesi’nde Sarsıcı İddialar mı Var?

"Sağlık" deyince Diyarbakır’ın en önemli kurumlarından biri kuşkusuz Dicle Üniversitesi. Rektör Prof. Dr. Kamuran Bey, bir yılı doldurdu. Göreve gelirken umutları yüksekti: Üniversiteyi ayağa kaldıracak, adaletli olacak, kamu yararını önceleyecek deniliyordu. 

Kısa süre önce basına yansıyan “Adrese teslim yemek ihalesi” iddiaları ciddi bir gölge düşürdü.

Kimsenin şahsıyla problemimiz yok. 

Eğer bir kurumda ihaleler şaibeli hale gelmişse, eğer birilerinin çıkarına uygun düzenlemeler yapılıyorsa, orada durup düşünmek gerekir. 

Dicle Üniversitesi köklü bir kurumdur. 

Çetelere, ihale mafyalarına arka bahçe yapılmak için değil, Diyarbakır halkına hizmet için vardır. 

Rektörün de en büyük görevi; devletle işbirliği yaparak, bu tür yapılanmaları üniversitenin kapısından içeri sokmamaktır.

Bugün Dicle Üniversitesi’nde yapılacak çok iş var. 

Yeni hastanenin temeli ne zaman atılacak? 

proje aşaması ne zaman bitecek? 

Vatandaş, bıçak altına yatarken “adı konulmamış ek ödemeler” yapmak zorunda kalıyor mu?

Bunların cevabı net ve şeffaf verilmek zorunda.

İl Sağlık Müdürlüğünde Yükselen Duman

Bir başka önemli başlık Diyarbakır İl Sağlık Müdürlüğü. 

Şu an sokakta herkesin konuştuğu iddialar var.

 “Ateşi olmayan yerden duman çıkmaz.” derler. Bu söz, mevcut yönetim için hiç de yabana atılacak bir benzetme değil.

Geçmiş dönemlere baktığımızda, örneğin Dr. Cihan ve Dr. Hakan Bey’in görev yaptığı yıllarda böylesine vahim söylentiler dillendirilmiyordu.  

Şimdilerde sağlık müdürlüğüyle ilgili ciddi iddialar dolaşıyor.  

Diyarbakır halkının sağlığa olan güvenini sarsıyor.

Halkın beklentisi basittir: İyi hizmet, temiz bir sağlık yönetimi ve liyakatle yürüyen bir sistem. 

Görünen o ki, bazıları koltuk kavgasını, halkın sağlığının önüne koymuş durumda.

Şehir Hastanesi Ne Zaman?

Bir diğer büyük soru işareti de Diyarbakır Şehir Hastanesi. 

Defalarca gündeme geldi, defalarca söz verildi. Peki, gerçekten 2026 sonunda açılacak mı? 

Bu proje 2030’a mı sarkacak? 

Diyarbakır halkı sabırsızlıkla bekliyor. 

Sağlıkta sorunların çözüme kavuşması için bu dev yatırımlar kritik öneme sahip.

Bugün Diyarbakır’da sağlıkta yaşanan kriz, küçük iddiaların ötesinde büyük bir güven sorununa işaret ediyor. 

Halk sağlık hizmeti beklerken, yöneticilerin kendi aralarında koltuk kavgası vermesi kabul edilemez.

Bu topraklarda yaşayan insan sahipsiz mi?
" Onların sesi çıkmıyor." diye onların derdine kulak tıkayanlar yarın sandıkta bunun hesabını verir.

 Diyarbakır’ın sağlıkta bir çıkışa ihtiyacı var. 

Bu çıkış da ancak şeffaflıkla, liyakatle, adaletle ve gerçekten halka hizmet aşkıyla mümkündür.

Aksi halde dumanın ardında daha büyük yangınların olduğunu görmemiz kaçınılmaz olacaktır.