Bugun...


Prof. Dr. Ahmet Tekin

facebook-paylas
Siyonistler: Tarih Boyunca Neden Gittikleri Yerlerden Kovuldular?
Tarih: 16-06-2025 00:02:00 Güncelleme: 16-06-2025 00:02:00


 

Tarihin tozlu sayfalarına dikkatlice bakıldığında, aynı sorunun yankısı birçok çağda duyulur: Bir ideoloji neden bu kadar çok toprakta reddedildi? Cevap aramaya başladığınızda karşınıza sadece siyaset değil, kan, gözyaşı ve yıkılmış toplumlar çıkar.

Siyonizm… Kimi için bir “vatan arayışı”, kimi için ise başka halkların yurdunda kök salmaya çalışan bir işgal aklı. Bu ideoloji; ne yazık ki gittiği her yerde huzur değil, hâkimiyet aramıştır. Yerli halklarla barışmak yerine, onları dönüştürmek ya da susturmak istemiştir. Tarihin çeşitli dönemlerinde Yahudi halkları bu yüzden sürgün edilmiştir. Elbette her vakıa aynı değil, her gerekçe de adil değildi. Ama dikkatle bakıldığında bir ortak desen görünür: Hırs, para, güç ve hâkimiyet arzusu.

İşte bazı tarihî örnekler:

İngiltere (1290): Kral I. Edward, Yahudileri ülkeden sürdü. Gerekçe: Aşırı tefecilik ve halkın ekonomik sömürüsü. Bu sürgün tam 350 yıl sürdü.

Fransa (1306 ve 1394): Krallar Philippe ve Charles dönemlerinde Yahudiler defalarca sınır dışı edildi.

İspanya (1492): Katolik hükümdarlar Yahudilere ya ya din değiştirme ya da sürgün dayattı. Osmanlı’ya sığınanlar oldu.

Portekiz (1497): İspanya’dan kaçan Yahudiler burada da aynı baskıya uğradı.

Almanya (1348–1350): Kara Veba döneminde “kuyu zehirledikleri” iddiasıyla Yahudi cemaatler linç edildi, şehirlerden sürüldü.

Avusturya (1421): Viyana’da “Wiener Gesera” ile Yahudiler şehri terk etmek zorunda kaldı.

Rusya (1800'ler sonu): Çarlık yönetimi, pogromlarla yüz binlerce Yahudi’yi göçe zorladı.

Nazi Almanyası (1933–1945): Adolf Hitler döneminde Yahudilere yönelik ırkçı uygulamalar, sadece sürgünle değil, Holokost gibi insanlık tarihinin en kara lekesiyle sonuçlandı. Milyonlarca insan yok edildi, kalanlar ülkeden kaçmak zorunda bırakıldı.


Tüm bu örneklerin gösterdiği gerçek şu: Bu halk, ne zaman toplumla bütünleşmek yerine onu kontrol etmeye çalışsa, ne zaman ticaretin ve siyasetin tepesine çöreklenmeye kalksa, bir toplumsal reaksiyonla karşılaştı. Kiminde bu reaksiyon zulme dönüştü, kiminde adaletsizce uygulandı, ama sebeplerin derininde hep aynı soru vardı: Bu yapı bizim değerlerimizi neden yok ediyor?

Burada bir parantez açalım: Yahudi halkını, siyonist ideolojiyle karıştırmak büyük bir haksızlık olur. Zira bugün bile birçok dindar Yahudi, Tel Aviv’in Filistin topraklarındaki varlığını reddetmektedir. “Siyonizm, Yahudiliğin ihanetidir” diyen vicdan sahibi hahamlar, Batı’da meydanlarda bu zulme karşı bayrak açmaktadır. Bu nedenle mesele bir inanç değil, bir tahakküm zihniyetidir.

Filistin topraklarında bugün yaşananlar işte bu zihniyetin kanlı yüzüdür. Yüz binlerce insan evinden edildi, çocuklar katledildi, şehirler harabeye çevrildi. Gazze’de yaşananlar sadece bir çatışma değil, planlı bir yok ediştir. Bu zulmün arkasındaki akıl, gittiği her yerde aynı kaderi paylaşmıştır: Reddedilmek.

Bugün de aynı sorumluluk önümüzde duruyor. Bu akıl karşısında susan her ses, zalimin değirmenine su taşır. Çünkü unutmayalım:

Zulüm karşısında tarafsız kalan, zalimin tarafını seçmiştir.



Bu yazı 7633 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI