Diyarbakır’da emlak işi yapan biri olarak günümün büyük kısmı sahada geçiyor. İnsanlarla konuşuyor, ilan bakıyor, müteahhitlerin projelerini inceliyor, yatırımcıların yönünü takip ediyorum. Yıllardır bu şehrin sokaklarında gezen biri olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Diyarbakır artık tek bir yerden büyümüyor. Şehrin yeni hikayesi Kayapınar’dan Yolboyu’na doğru uzanıyor ve bu değişim her geçen gün daha da belirginleşiyor.
Kayapınar bugün Diyarbakır’ın yaşam standardını belirleyen bölgesi haline geldi. Düzenli yolları, modern siteleri, otoparkları, geniş sosyal alanlarıyla artık kimsenin tartışmadığı bir gerçek var: İnsanlar burada yaşamayı istiyor. Çünkü bu düzen, bu konfor artık lüks değil; şehirde aranan temel ihtiyaç. Talep her yıl artıyor ama yeni arsa üretimi neredeyse yok. Şehrin nüfusu büyüyor, Kayapınar’ın alanı büyümüyor. Bu yüzden “fiyatlar düşer mi?” sorusuna sahada kimse olumlu bir cevap vermiyor. Bir de bölgenin yıllar içinde oluşturduğu güçlü güven var. İnsanlar burada alınan bir dairenin, bir arsanın yarın bugününden daha değerli olacağına inanıyor. Bu inanç da bölgenin değerini sürekli yukarıda tutuyor.
Tam bu ortamda Diyarbakır için çok kritik bir gelişme daha yaşanıyor: TOKİ’nin Yolboyu–Pirinçlik bölgesinde hayata geçireceği büyük proje. Bu, sıradan bir toplu konut adımı değil. Konutuyla, ticaret alanıyla, okuluyla, sosyal yaşamıyla, yeşil alanlarıyla birlikte yaklaşık 1.200 dönümlük dev bir merkez geliyor. Bu proje sadece konut değil; Diyarbakır için ikinci bir yaşam aksı anlamına geliyor. Fiyatlara baktığımızda 1+1’in 1 milyon 800 bin, 2+1’in 2 milyon 200 ile 2 milyon 650 bin aralığında olması piyasayı doğal olarak hareketlendirmiş durumda. Özellikle yeni evlenecek gençlerin, memurların ve yatırımcıların bu bölgeye yönelmeye başladığını sahada açıkça görüyorum.
Bugün Yolboyu’nda “TOKİ’ye yakın” diye açılan ilan sayısı hızla artıyor. Tarlalar dünün fiyatlarıyla durmuyor; 1000–1100 metrekare yerlerin 3–4 milyon lira bandına yükseldiğini görüyorum. Metrekare 3–4 bin lira civarında. Kayapınar’ın 20 bin liralık metrekaresini düşündüğümüzde buranın ciddi bir potansiyel taşıdığı ortada. Üstelik hem 1/5000 nazım hem 1/1000 uygulama imar planlarının askıya çıkması, devletin burayı artık yeni bir yaşam alanı olarak ele aldığını çok net gösteriyor. Bu planların arkasından yol, okul ve diğer kamu yatırımları gelir; bunun da bölgenin kaderini değiştireceğini iyi biliyoruz.
Güleçoba ve Hatipoğlu tarafında ise yatırımcı için gerçekten dikkat çekici bir fırsat tablosu var. Arazi fiyatları Kayapınar ve Yolboyu’na göre hala  oldukça erişilebilir seviyelerde. Bölge sessiz, geniş ve şehir baskısını yeni yeni hissetmeye başladığı için bugün atılan bir adım yarın çok daha büyük bir avantaj olarak geri dönebilir. Güleçoba ve Hatipoğlu arsa almayı düşünenler için adeta “erken giren kazanır” dönemi yaşanıyor. Kısacası, arsa almak isteyenler için Güleçoba ve Hatipoğlu şu an Diyarbakır’ın en makul ve en umut vadeden noktalarından biri.
Bütün bu tabloya sahada birebir şahit olan biri olarak şunu açıkça görüyorum: Diyarbakır artık büyümesini tek bir yerden yapmıyor. Kayapınar oturmuş ve güçlü değerini koruyan bir merkez olarak duruyor. Yolboyu ise yükselen yeni aks haline gelmiş durumda. Bu iki bölge birbirinin alternatifi değil; biri şehrin mevcut standardını temsil ediyor, diğeri Diyarbakır’ın yeni başlangıcını.
Benim gözümde şehrin yönü artık çok belirgin: Kayapınar gücünü korurken, Yolboyu Diyarbakır’ın yeni hikayesini yazıyor. Bu tablo hem yatırımcıya hem de ev sahibi olmak isteyenlere daha geniş bir seçenek sunuyor. Diyarbakır’ın önümüzdeki on yılı bu iki hat üzerinden şekillenecek gibi duruyor. Ve ben sahada gördüğüm manzaraya bakınca bu değişimin çoktan başladığını söyleyebilirim.
Diyarbakır artık eski Diyarbakır değil; büyümesini doğru yerlere yaymaya başlayan modern bir şehir. Kayapınar sağlam duruyor, Yolboyu yükseliyor… Ve şehir yeni hikayesini sessiz ama çok kararlı bir şekilde yazmaya devam ediyor.