Terörsüz Bir Türkiye İçin Kenetlenmeliyiz. Türkiye, tarih boyunca jeopolitik konumu, stratejik önemi ve kültürel çeşitliliği ile hem fırsatların hem de tehditlerin merkezinde yer almıştır. Son yıllarda hem bölgesel savaşların hem de iç güvenlik tehditlerinin etkisiyle ekonomik, sosyal ve siyasi alanlarda ciddi sınamalarla karşı karşıya kalmıştır. Bu zorlu süreçte, halkın en büyük beklentisi ise istikrarlı, barışçıl ve terörsüz bir Türkiye'de yaşamaktır.
Bu noktada, siyasi partiler arasında ideolojik farklılıklar olsada, ortak bir gelecek için buluşma noktaları oluşturmak artık bir zorunluluk haline gelmiştir. AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) gibi farklı siyasi çizgileri temsil eden aktörlerin, terörsüz bir Türkiye hedefi doğrultusunda birlikte hareket etmeleri, ülkemizin geleceği açısından büyük önem taşımaktadır.
Terörün olmadığı bir Türkiye, öncelikle ekonomik kalkınmanın en temel şartı olan güven ortamını sağlar. Güven ortamı demek, yatırım demek, üretim demek, istihdam demektir. Terörle mücadeleye ayrılan büyük bütçelerin yerine bu kaynakların eğitime, sağlığa, teknolojiye aktarılması; uzun vadeli kalkınmayı beraberinde getirir. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde barışın tesisi, üretim, tarım ve turizm gibi alanlarda ciddi canlanma yaratabilir.
Farklı kimlik ve kültürlerin bir arada yaşadığı bir toplumda, toplumsal barış güvenlik politikalarının yanında siyasi kapsayıcılıkla da sağlanabilir. Her kesimin kendini temsil edilmiş hissettiği bir sistem, radikal eğilimlerin önünü keser. Demokrasi, eşit vatandaşlık ve temel hakların güvence altına alınması, gençlerin gelecek umudunu güçlendirir. Böylece terör, toplumsal taban bulamaz.
Ülkemizin demokrasiyle yönetilmesi için sadece seçimlerin yapılması yetmez; farklı seslerin parlamentoda karşılık bulması, sorunların çözümünde ortak aklın işletilmesi gerekir. AK Parti'nin hükümet deneyimi, MHP'nin milli birlik anlayışı ve DEM Parti’nin yerel topluluklarla olan güçlü ilişkisi, birlikte kullanıldığında büyük bir sinerji oluşturabilir. Bu işbirliği; sadece terörle mücadele değil, aynı zamanda ekonomik planlama ve sosyal politikalar konusunda da önemli sonuçlar doğurabilir.
İçeride birlik sağlayan bir Türkiye, dış politikada da çok daha güçlü ve saygın bir aktör olur. İstikrarın hâkim olduğu bir ülke, yatırımcıların ve uluslararası kuruluşların güvenini kazanır. Türkiye, bölgesel barış için rol model haline gelebilir.
Artık ideolojik ayrılıklar üzerinden değil, ortak hedefler üzerinden siyaset üretmenin zamanıdır. Terörsüz, adil, özgür ve güçlü bir Türkiye için her kesimin katkısına ihtiyaç var. AK Parti, MHP ve DEM Parti gibi farklı siyasi geleneklerden gelen partilerin birlikte çalışması, toplumda büyük bir umut dalgası yaratmıştır.