Bugun...


Yasin Güler

facebook-paylas
İklim Kanunu, Geleceğimiz İçin Atılmış Tarihi Bir Adım
Tarih: 12-07-2025 00:02:00 Güncelleme: 12-07-2025 00:02:00


 

Dünyamız derin bir iklim krizinin eşiğinde. Aşırı sıcaklar, kuraklıklar, sel felaketleri ve doğa olaylarındaki artış, artık sadece çevreci bilim insanlarının değil, sokaktaki vatandaşın da fark ettiği bir gerçek. Bu küresel sorun, ulusal çapta ciddi ve kararlı adımlarla karşılanmadıkça, sadece doğayı değil; tarımı, sanayiyi, ekonomiyi ve halk sağlığını da derinden etkilemeye devam edecek. Tam da bu noktada, Türkiye’nin attığı adım tarihi niteliktedir: İklim Kanunu.

Türkiye, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, sadece kendi halkının değil, insanlığın geleceğini düşünen vizyoner bir çevre politikasını adım adım inşa ediyor. Paris İklim Anlaşması’nın onaylanması, Yeşil Kalkınma Devrimi’nin ilanı ve şimdi de İklim Kanunu’nun hazırlanması; bu vizyonun sadece sözde değil, eylemde de ne kadar güçlü olduğunu göstermektedir.

İklim Kanunu, sadece bir çevre yasası değildir. Bu yasa, Türkiye’nin ekonomik dönüşümünü, sanayi politikalarını, enerji üretimini, ulaşım planlamasını ve şehirleşme stratejisini baştan sona şekillendirecek bir kalkınma hamlesidir. Üstelik bu hamle, Batı’nın dayatmasıyla değil; yerli ve milli bir anlayışla, Türkiye’nin kendi ihtiyaçları ve öncelikleri doğrultusunda kurgulanmıştır.

Bu Yasa Kimin İçin?

İklim Kanunu, sanayici için, çiftçi için, belediyeler için ve en önemlisi, çocuklarımız için yazıldı. Bu yasa sayesinde, üretimde karbon salımı azaltılacak, enerji verimliliği artacak, yeşil altyapılar teşvik edilecek, doğayla barışık şehirleşmenin önü açılacak.

Bugün muhalefet partileri bu yasaya “batı taklidi” ya da “bürokratik külfet” diye burun kıvırıyor olabilir. Ancak aynı muhalefet, yarın oluşabilecek çevre krizlerinde ilk eleştiriyi de yine hükümete yöneltecekti. Biz, günü kurtarmak değil; yarını inşa etmek için bu adımı attık.

Hükümetin İklim Vizyonu

Sayın Cumhurbaşkanımızın BM İklim Zirvesi’ndeki konuşmalarında vurguladığı gibi; Türkiye artık çevre meselelerinde sadece takip eden değil, yol gösteren bir ülke konumuna gelmiştir. Akkuyu Nükleer Santrali’nden yerli elektrikli otomobilimiz Togg’a, güneş ve rüzgâr yatırımlarından karbon ticareti sistemine kadar her adım; bu vizyonun somut parçalarıdır.

Muhalefet ne derse desin; artık halk da biliyor ki çevreye duyarlı kalkınma, ancak güçlü bir siyasi iradeyle mümkündür. Bu irade, bugün AK Parti kadrolarında ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kararlı liderliğinde vardır.

Sonuç Yerine

İklim Kanunu, sadece bugünü değil; gelecek 50 yılı şekillendirecek bir devrimdir. Bu yasayla birlikte Türkiye, hem dünyaya hem de kendi vatandaşına şu mesajı net bir şekilde vermiştir:
“Biz bu dünyayı emanet aldık, emanete sahip çıkıyoruz.”

E tabi liyakatsiz idareciler bu devrim niteliğinde çalışmayı çöp etmezse bizler bilinçli aydınlar olarak bu emaneti korumak da, yaşatmak da, çocuklarımıza bırakacağımız en değerli miras olarak görmekteyiz.



Bu yazı 3451 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI