Bugun...


Yasin Güler

facebook-paylas
Siyasetin Şeker Çocukları
Tarih: 20-08-2025 00:03:00 Güncelleme: 20-08-2025 00:03:00


 

Bölgede siyaset yapanların büyük kısmı, ne yazık ki bir davanın yükünü omuzlamaktan çok uzak. Bayrak, millet, vatan mücadelesi vermesi gerekenlerin bir kısmı, kendisini “ideolojik topluluklara irşat eden” bir misyoner sanıyor. Oysa gerçekte oynanan oyun apaçık ortada: Kurulan ideolojik satrançta, bu siyasiler birer birer piyon gibi harcanıyor.

Bugün karşımızda duran manzara, şeker dağıtır gibi bazı çevrelerle fazla vakit geçirmeyi marifet sayan, onların gönlünü hoş tutmayı siyaset zanneden bir anlayıştır. Bürokratik önceliklerini kendi teşkilatından çok, ideolojik yapılara veren bu zihniyet, aslında kendi sonunu hazırlıyor. Düşünebiliyor musunuz? 24 yıldır aynı hatalar tekrar ediliyor, aynı yanlışlarla yol yürünüyor ama hâlâ “başaracağız” deniyor. Bu tabloyu gören bir millet, elbette siyaset kurumuna güvenini kaybediyor.

En acı tarafı ise dava bilincine sahip, bu uğurda bedel ödemiş, vatanını bayrağını yüreğinde taşıyan insanların hedef haline getirilmesidir. Onlar birer birer tasfiye ediliyor, yalnızlaştırılıyor, itibarsızlaştırılıyor. Ama “şeker çocukları” makamlarında, koltuklarında keyif sürüyor.

Hastanelerde, okullarda, kritik kurumlarda hâlâ etkin olan ideolojik gruplar, teşkilatları içten içe çürüten en büyük tehdit haline gelmiş durumda. Algı operasyonlarıyla, dedikodularla, ikilik çıkararak güç devşiren bu yapılar, aslında kendilerine bağlandıklarını sandıkları insanları esir ediyor. İşin acısı, siyasetçilerin bu tabloyu görmezden gelmesi, hatta bu yapılara bürokratik öncelik tanımasıdır. Bu gafletin adı siyaset olamaz; olsa olsa teslimiyettir.

Bugün bir gerçek net: Sadece “başkanların değişmesiyle” bu düzen düzelmez. Eğer başarısız teşkilatlar yerinde kalırsa, bölgesel kalkınmadan da, toplumsal barıştan da söz etmek mümkün değildir. Cesur bir temizlik, köklü bir yenilenme şarttır. Artık şeker dağıtan siyasetçilere, dost görünüp içten hançerleyen yapılara prim verilmemelidir.

Bu millet şekerle kandırılacak bir millet değildir. Bu milletin iradesiyle, alın teriyle, kanıyla kurulan bir vatan var. Onun geleceği, birkaç koltuk sevdalısının hevesine bırakılacak kadar ucuz değildir. Kim dava bilinciyle yol yürüyorsa, kim milletin derdini kendi derdi biliyorsa o kalmalı; diğerleri tarihin tozlu raflarına süpürülmelidir.

Unutmayalım: Samimiyetle siyaset yapan kazanır. Şeker siyasetiyle yol alanlar ise, tıpkı “TOGG’unu alıp Üsküdar’ı geçeceğini” sananlar gibi daha yolun başında yolda kalır.

Artık karar verme zamanı: Ya bu dava, samimiyet ve kararlılıkla yükselecek ya da siyasetin şeker çocuklarıyla birlikte çürüyecek.



Bu yazı 1694 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI