Bugun...


Yasin Güler

facebook-paylas
Sözde Kürt Yapıların İsrail Sevdası
Tarih: 29-08-2025 00:02:00 Güncelleme: 29-08-2025 00:02:00


 

Diyarbakır’daki bazı sözde Kürt yapılar, yıllardır halkın gözünü boyamaya yönelik bir siyaset anlayışını sürdürüyor. Kendilerini “özgürlükçü”, “halkçı” ve “sosyalist” olarak lanse eden bu gruplar, özellikle Avrupa’dan ithal ettikleri sözde modellerle meşruiyet sağlamaya çalışıyorlar. En çok da “Hollanda modeli sosyalizm”den bahsediyorlar. Ancak bu yapıları yakından takip eden herkes biliyor ki, onların söyledikleriyle yaptıkları arasında büyük bir uçurum var.

Geçtiğimiz günlerde Hollanda’da yaşanan gelişmeleri hatırlayalım. Hollanda bürokrasisi, İsrail’e karşı herhangi bir yaptırım uygulamayınca ülkenin siyasetinde büyük bir kriz patlak verdi. Dokuz bakan, bu politikasızlığı protesto ederek istifa etti. Yani Batı’nın ortasında, inandığı ilkeleri savunan bir siyasi duruş sergilendi. Peki, kendilerini bu modelle özdeşleştiren sözde Kürt yapılar ne yaptı? İşte tam burada büyük bir çelişki ve ikiyüzlülük ortaya çıktı.

İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği insanlık dışı katliamlara karşı tek kelime etmeyen, hatta kimi zaman bu saldırıları meşru göstermeye çalışan bir tavır takındılar. Onların bu suskunluğu, basit bir unutkanlık ya da tesadüf değil. Aksine, bilinçli bir tercih. Yıllardır halka “halkçı ve özgürlükçü” bir söylem satan bu yapılar, pratikte İsrail’in çıkarlarını koruyan bir çizgi izliyor.

Kamuoyunda sık sık dile getirilen “Yahudi hizmetçisi” eleştirisinin boşa söylenmediği de tam burada ortaya çıkıyor. Çünkü sahadaki pratikleri, İsrail’in yanında konumlanmak, mazlum Filistin halkının haklı mücadelesini görmezden gelmek ve katliamları perdelemeye çalışmak üzerine kurulu. Halk bunu görüyor, bölge bunu hissediyor.

Daha da ironik olan, bu yapıların dillerinden düşürmedikleri “Biz Kudüs’ün fatihi Selahattin Eyyubi’nin torunlarıyız” söylemidir. Selahattin Eyyubi, tarihe Kudüs’ü Haçlı işgalinden kurtaran büyük bir komutan olarak geçti. Onun torunları olduğunu iddia edenlerin bugün İsrail işgalinin en büyük sözcülüğünü yapması, en hafif tabirle büyük bir tarihsel ihanettir. Halkın vicdanında açılan yara da işte bu çelişkiden kaynaklanıyor.

Bugün Kürt halkının gerçek temsilcileri, işgalin, sömürünün ve zulmün karşısında dimdik duranlardır. Kürt halkı, tarih boyunca zalimin karşısında, mazlumun yanında olmuştur. Ancak kendilerini Kürt halkının temsilcisi gibi gösteren bu yapılar, ne yazık ki başka güçlerin taşeronluğunu yaparak bu onurlu duruşu lekelemektedir.

Soruyorum: Gerçekten halktan yana mısınız, yoksa çıkar hesaplarınız için halkın değerlerini ayaklar altına mı alıyorsunuz?
Soruyorum: Hollanda’dan ithal ettiğiniz hayali sosyalizm masalınız, İsrail’in kanlı zulmüne ortak olmanızı mı gerektiriyor?
Soruyorum: Kudüs fatihinin mirası, İsrail’in safında durmayı mı öğütlüyor?

Cevapları aslında herkes biliyor. Kürt halkı, bu yapıları da, onların hangi güçlere hizmet ettiğini de çok iyi görüyor. Tarih, bugün sessiz kalanları, zulme ortak olanları, Filistin’in çığlıklarına kulaklarını tıkayanları unutmayacak.

Gerçek temsil, halkın inancını, tarihini ve vicdanını savunmaktan geçer. Ama ne yazık ki bazı sözde Kürt yapılar, İsrail yanlısı tavırlarıyla tarihe kara bir leke olarak geçmeyi tercih ediyor. Ve işin en acı tarafı, bunu halk adına yaptıklarını iddia ederek, halkın değerlerini kirletiyorlar.

İşte bu ikiyüzlülük, sadece Kürt halkına değil, tüm insanlığa ihanettir.



Bu yazı 2136 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI